O, KAHRINDAN MI ÖLDÜ ?
BİLAL ÖZCAN'IN BUGÜN GAZETESİNDE BUGÜN YAYINLANAN KÖŞE YAZISI...
Adnan Şenses kahrından mı öldü!
18 Aralık tarihli ‘Adnan Şenses’i herkes soydu’ başlıklı yazımın mürekkebi daha kurumadı.
Rahmetliyi, arkadaşlarının, çalışanlarının hatta akrabalarının sık sık soyduğunu yazmıştım.
Bildiğim ilginç bir olayı da ayrıntısıyla anlatmıştım.
İşte, karısının dün açıkladıkları gazetelerde, internet sitelerinde!
Meğer rahmetlinin soyulmaktan dolayı benzin istasyonundan başka bir şeyi kalmamış.
xxxxxxxx
Adnan Şenses, 3 yıl önce mide kanseri tedavisi için uzun süre hastanede yatmıştı.
O dönemde, çok güvendiği bir yöneticisinin Şenses’in imzasını taklit ederek bankada ne kadar parası varsa çektiğini duymuştum.
Öyle böyle değil, büyük paralardı.
xxxxxxxx
Meğer rahmetlinin başına başka işler de gelmiş:
Eşi Lale Şenses araştırmış,
Sağlığında birilerinin Adnan Şenses adına bankadan kredi çektiğini, kocasının benzinlik hariç her şeyini kaybettiğini, kendisinin bunu şimdi öğrendiğini söylüyor.
“O her şeyi içine atan bir insandı, derdini, sıkıntısını söylemezdi. Adnan batmış meğer. Ne malı, ne mülkü; dünya kadar borcu varmış. Adam üzüntüsünden kendini yiyip bitirmiş demekki” diyor. xxxxxxx
Doğrudur; Adnan Ağabey kimseye üzüntüsünü anlatmazdı.
Herkes mutlu olsun isterdi…
Adnan Şenses’in yaşadıkları aslında bir başka acı gerçeği gözler önüne seriyor:
Toplum ne hale gelmiş!
Maalesef ‘insanlık’ denilen şey, artık sadece sözde kaldı…
Bazıları, sürekli kötülükle beslenir oldu,
Parası olmayanın gözü, parası olanın kazandığında, servetinde…
Gazetelerde okuyoruz, üç kuruş parası olan yalnız yaşayan yaşlıların başına gelmeyen kalmıyor.
Bu nasıl bir zalimliktir ?
xxxxxxxx
‘Nasıl çalışırım, nasıl kazanırım?’ değil, ‘Nasıl menfaat sağlarım, nasıl köşeyi dönerim’ düşüncesi baş kaygı oldu.
Rüşvet alarak ya da çalarak kazanç sağlama virüsü sadece devletin, belediyelerin işlerinde görülmüyor. Bu virüs toplumun her kesimine yayılmış durumda.
Vakit geç olmadan silkelenmemiz lazım,
Bundan daha kötüsünü düşünmek istemiyorum.
