KIVANÇ VE KURT!

BİLAL ÖZCAN BUGÜN GAZETESİNDE YAYINLANAN SON KÖŞE YAZISINDA, KURT SEYİT VE ŞURA DİZİSİYLE İLGİLİ DUYDUĞU İLGİNÇ BİR SOHBETE YER VERDİ. DİZİDEKİ YABANCILIĞA DUYULAN TEPKİYİ YANSITAN BU SOHBET ASLINDA İZLEYİCİNİN GENEL DÜŞÜNCESİNİ YANSITIYOR.

BİLAL ÖZCAN'IN BUGÜN GAZETESİNDE BUGÜN YAYINLANAN KÖŞE YAZISI!

 

Kıvanç Bahriyeli olsun!

 

Hava soğuk ama sahil güzel,

Üzerimde eşofman başımda bere, bir saat bisiklete bindim…

Bostancı ile Fenerbahçe arasındaki bisiklet yolunda gittim ve döndüm,

Soluklanmak ve sıcak bir çay içmek için Beltur’un cafesine uğradım Bostancı’da…

                                         ……..

Yan masada da kadınlı erkekli bir grup oturuyor.

Sohbetlerinin konusu ‘Kurt Seyir ve Şura’ dizisi…

Tam karşımdaki hanım 60 yaşında rahat var,

-“Ayy bayılıyorum Kıvanç’a” dedi,

“Ne de yakışmış üniforma!”

-“Şerefli Türk subayının üniformasını giyseydi ya hanım!” dedi yanındaki adam…

Masadaki genç kız atıldı,

“Haklısın enişte, bahriyeli üniforması çok yakışırdı Kıvanç’a”

Uçta oturan genç adam başını gazeteden kaldırdı,

-“Ama anne, baba; bu dizinin senaryosu belli, Rusya’da geçiyor. Türk subayı olamaz ki”

Sıcak çayımdan yudumlarken, “Delikanlı çok haklı” diye düşündüm…

Ancak tabii ki herkes istediği gibi hayal kurabilir…

                                         ……

Nitekim, dizinin öyküsü kadıncağızın pek umrunda değildi,

-“Ayy Kıvanç olsun da ne subayı olursa olsun!”

İşte bu sözlere kocası çok kızdı:

-“Hanım ne diyorsun sen, şerefli Türk ordusu varken… Hadi bu dizinin romanı varmış, tamam. Ama ne demek, ne subayı olursa olsun?”

Masadaki iki genç, gülerek birbirlerine baktı.

Kadın hemen kocasının gönlünü aldı:

-“Bey sinirlenme üsteğmenken sende çok yakışıklıydın. Ama sen hiç sakal bırakmadın!”

Adam bir daha kükredi:

-“Rus ordusu mu bizimkisi, hiç sakallı subay gördün mü orduevinde?”

                                          ……..

Hava soğuk ama güneş parıldıyordu ufukta,

Martıları seyrettim birbirlerinin üstünde yükselip alçalan,

Adeta gökyüzünde vals yapan,

Tam o sırada adamın sesini duydum yine,

-“Müziği bile müzik değil; isimler yabancı, müzikler yabancı, danslar yabancı, toprağı yabancı”

l-“Ayy haklısın bey, o sarışın kız Kıvanç’a göre değil hiç. Kıvanç daha iyilerine layık”

Dayanamadım güldüm ve kalktım masadan.                                                           

                                           ………

Bisikleti sürerken, at sırtındaki Kıvanç’ı, Kurtuluş Savaşı’nda Türk subayı olarak hayal ettim.

YORUM YAP
YORUMLAR