KAPISI NİYE KİLİTLİYDİ?

EVİNDE KİLİTLİ YATAK ODASINDA VEFAT EDEN EROL BÜYÜKBURÇ'UN ODASININ KAPISI NEDEN KİLİYLİYDİ. BİLAL ÖZCAN SON YAZISINDA BU SORUNUN CEVABINI VERİYOR. OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...

MAGAZİN DUAYENİ BİLAL ÖZCAN’IN BUGÜN GAZETESİNDE BUGÜN YAYINLANAN KÖŞE YAZISI…

 

(Bilal Özcan, bir gün önce yayınlanan yazısında, Erol Büyükburç’un, vefat etmeden bir gün önce doğduğu eve yaptığı seyahatten döndüğünü menajerinin ağzından yazmıştı. Menajeri, “Meğer bu onun son arzusuymuş” demişti. Bugün o yazının devamı…)

 

Erol Büyükburç, yatak odasının

kapısını niye her gece kilitlerdi?

 

Erol Büyükburç’un evladı gibi sevdiği ve “Osmancım” diye hitap ettiği menajeri Osman Nuri Yazıcı’ya sordum:

 

“Anne, baba memleketine, doğduğu topraklara yaptığınız bu seyahatte, Erol Büyükburç’ta herhangi bir değişiklik farkettin mi?”

 

“14 yıldır onunla birlikteyim, ilk kez Erol abiyi bu kadar mutlu görüyordum. ‘Geze geze, dinlene dinlene gidelim’ dedi. Arabayla çıktık yola, ilkbaharı koklaya koklaya Hatay’a kadar indik. Hatay baba memleketi. Orada ‘Büyükburç Köyü’ var. Köye gittik, akrabalarıyla kucaklaştı, öpüştü. Hasret giderdi. Öyle mutlu oldu ki anlatamam…

 

EROL BÜYÜKBURÇ'UN SON ARZUSU BUYDU, TIKLAYIN

 

Adana ise Erol abinin annesinin memleketi. Doğduğu evi bulduk. Ama yıkılmış, yerine başka bir bina yapılmış. Orada da çok akrabası var. Bizi çok güzel ağırladılar. Yörenin yemeklerini özlemiş. Akrabaları ‘Oruk’, ‘Mumbar’ ve başka sevdiği yemeklerden yaptılar”

 

                                             ……

 

Osman Nuri Yazıcı’ya, “Ne kadar sürdü seyahatiniz?” diye sordum,

“8-9 günlük bir yolculuk yaptık. Dönerken arabada “Şaka gibi” dedi…

“Yıllar ne çabuk geçti Osmancığım, şaka gibi!..”

 

                                           …….

 

Osman’a, Erol Büyükburç’un vefat ettiği gece, yatak odasının kapısını neden kilitlemiş olabileceğini de sordum.

 

Şöyle cevap verdi:

 

“Devamlı kilitlerdi, bazı geceler orada kalırdım, ben kalınca da kilitlerdi. Bir gün, ‘Abi niye kilitliyorsun?’ diye sordum, ‘Böyle rahat ediyorum’ dedi. Bazı fobileri vardı. Mesela hiç örümcek görmek istemezdi.”

 

                                         ……

 

“Peki, boşanmış bir erkek olarak yalnızlıktan şikayet etti mi sana?”

 

“Hiç bir zaman etmedi. Çok sosyal bir insandı. Sinemaları takip ederdi. Şehirde favori yerleri vardı, Sarıyer’e börek, Taksim’e muhallebi yemeye, Boğaz’a çay içmeye giderdi. Kızları Evren ve Özlem’le buluşur, görüşürdü. Vefat ettiği gün kızı Evren’e gidecek, Adana’dan aldığı nar ekşisini götürecek ve torununu sevecekti…”

 

BİLAL ÖZCAN-BUGÜN GAZETESİ

YORUM YAP
YORUMLAR