Kadın cinselliği hakkında yanlış bilinenler!

Türkiye’nin en örgütlü cinsel sağlık kuruluşu olan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin (CİSED) yaptığı bir anket, kadınların önemli bir kısmının cinsellikle ilgili gerçek dışı inanışları olduğunu ortaya koydu.

Kadınlarda 10 hurafe

Peki kadınlar en çok hangi hurafelere inanıyorlar ve gerçekler nasıl? İşte CİSED anketinde sorulan cinsel mitlerin bazıları ve Psikoterapist Cem Keçe tarafından aktarılan yanlış bilinen gerçekler:

YANLIŞ 1: Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulabilir

Mastürbasyon, aşırıya kaçılmadığı ve normal bir cinsel ilişkiye tercih edilmediği sürece asla zararlı değildir.

Tamamen kişisel bir seçimdir. Genç kızlar, kızlık zarları etkilenmesin diye genellikle mastürbasyon sırasında dış genital organlarını ve özellikle de klitorislerini uyarırlar.

Vajinaya parmak veya başka bir cisim sokulmadan yapılan mastürbasyon kızlık zarına herhangi bir etkide bulunmaz.

YANLIŞ 2: Cinsel organlar pistir ve dokunulmamalıdır

Cinsel organlar, partnerle sevgi, sadakat ve zevkli bir ilişki içerisinde özgürce paylaşılabilen bedenin özel bir bölümüdür.

Tüm bunlara ek olarak, tıpkı ağzın yemek yeme davranışına yönelmesi için tat alma duyuları ile donatıldığı gibi, cinsel organlar da dokunuşlardan zevk alan merkezler olarak sinir ağları ile donatılmışlardır.

Şehvet ve sevgi dolu bir dokunuş bu bölgelerin uyarılmasına neden olacaktır. Vajinanın adet kanamaları, pH dengeleyici salgı bezleri ve yağlanma yoluyla çok karmaşık bir temizlenme sistemi vardır.

Geri kalan üreme sistemi ise kişiyi hayrete düşürecek kadar iyi çalışan ve haz almaya odaklı bir mekanizmaya sahiptir. Bu kadar değersizleştirmek ve pis olarak adlandırmak doğru bir yaklaşım olamaz.

YANLIŞ 3: Kadın için cinsellik bir görevdir
Evliliğe kadar bakire kalmayı tercih eden kadınlarda, cinsel ilişki yaşamamak için direndikleri bir süreçten, birden yatakta bir performans sergilemeleri gereken bir sürece geçiş dramatik olabilmektedir.

Maalesef bazı aileler veya topluluklar cinselliğin kötü ve pis olduğuna dair mesajlar vermektedirler.

Bunlar kolaylıkla üstesinden gelinemeyecek çekirdek düşüncelerdir ve evlilik yaşantısına da yansır. Toplumsal öğretilerde, evlilikte bedenlerin hoş ve zevk dolu bir yaşantı içerisinde olacağı vurgulanır. Ne yazık ki bu tip öğretilerde zevkin sadece erkeğe has olduğu gibi asılsız bilgiler de yer alır.

Oysa kadın da erkek de hem ruhsal hem de bedensel olarak zevk almaya uygun olarak tasarlanmıştır. Hem kadın hem de erkek vücudunda dokunulduğu zaman uyarılan cinsel organlar ve bölgeler vardır. Kadının da erkeğin de hormonsal bir cinsellik döngüsü vardır.

Bu döngüde cinselliğe yönelik fiziksel, duygusal ve zihinsel dürtüler oluşur. Bu dürtüler düşünceleri etkiler ve fiziksel yansımaları, iyi, normal ve eşler arasında sevgi dolu bir yakınlaşma sağlayıcı bir fonksiyona sahiptir. Eğer istenilirse, cinsellik hem kadın hem de erkek için eğlenceli bir hal alabilir.

Kadınlar için cinsellik bir ‘görev’ değil, bir ‘armağan’dır, ‘hak’tır. Burada bir cinsiyet ayrımından söz edilemeyeceği gibi her iki cinsin de birbiriyle yapacağı paylaşımlar karşılıklı olarak haz alıp vermeyi sağlamaktadır.

YANLIŞ 4: Cinsel birleşme yanlış bir şeydir
Bazı aileler, çocuklarını cinsel yolla bulaşan hastalıklara, istenmeyen gebeliklere ve duygusal acılara karşı korumaya çalışırlar ve bir korku iklimi yaratırlar.

‘Seks yapma’ derken ‘İleride kocanla özgürce seks yapabilirsin’ demeyen aileler, maalesef cinsellikle ilgili iyi hiçbir şey söylemedikleri için, çocuklarına bozulmuş bir bakış açısı bırakırlar.

Dengeli bir cinsel bilgilendirme içerisinde cinsellikle ilgili sınırların çok net bir şekilde ortaya konması önemli olsa da, evlilik ilişkisi içerisindeki cinsellik yaşantısının kadın ve erkeğin birbirlerine bağlanmalarındaki önemi ve diğer olumlu tarafları ile ilgili de bilgilere mutlaka değinilmesi gereklidir.

Bu nedenle ‘cinsel birleşme’ yanlış bir şey değildir; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan, zamandan kopma, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…

YANLIŞ 5: Penisin vajinaya girmesi zordur
Birçok kadında vajinanın yapısına yönelik dar, sert ve esnemez olduğu yönünde yanlış inanışlar vardır. Oysa vajina sevişme ile birlikte esneyebilen ve uzayabilen bir yapıya sahiptir.

Vajinanın esneyebilme ve uzayabilmesinin en büyük bilimsel kanıtı doğumdur.

Vajina cinsel ilişki sırasında erkeğin penisinin büyüklüğü ya da küçüklüğüne göre kendini hazırlar ve şekil alır. Bu cinsel mit, cinsel ilişki sırasında kadının kendini kasmasına neden olduğu için, kadında cinsel ilişkiye girememeye yönelik cinsel işlev bozukluğuna neden olmaktadır.

YANLIŞ 6: İlk cinsel ilişkide kanama olmazsa kadın bakire değildir
Kızlık zarı vajina girişinden 1,5 cm içeride doğuştan delik olan esnek bir yapıdır ve ilk cinsel ilişkide kızlık zarında hafif bir açılma olur. Aslında kanama olmaması normalde beklenen bir durumdur.

Normal şartlar altında, normal bir kızlık zarı, ister ilk gece olsun isterse yüzüncü gece, kanamaz, delinmez, patlamaz ya da yırtılmaz. Kadın rahat ve kendini kasmazsa, sulanması olmuşsa, penis girişini hissetmez.

Kızlık zarının açılması denilen olgu giyilen ince çorabın bir yere takılıp kaçması gibidir. Ayrıca penisin vajina girmesiyle ilk açılma sırasında kızlık zarından gelen kan, parmağın kanaması gibi değildir, belli belirsiz bir sıvıdır. Bu da kadın rahatsa, kendini kasmazsa, sulanması tam olmuşsa fark edilmez bile...

YANLIŞ 7: Öpüşme veya dokunma gibi yakınlaşmalarla hamile kalınabilir
Son derece popüler olan bir başka tuhaf inanç da öpüşme, el ele tutuşma, sarılma gibi sevgi paylaşımlarıyla gebelik yaşanabileceğidir.

Gebelik oluşumu için gerekli olan tek şey penis-vajina birleşimi sırasında erkeğin menisinin vajina içine boşaltılmasıdır.

Bu birleşimde de hamilelik olması için kadın yumurtasının uygun ortam ve şartlarda hazır olması ve meni içindeki erkek spermi ile döllenme kabiliyetine sahip olması gerekir. Aynı şekilde erkek sperminin de kadın yumurtasını dölleyebilecek kadar sağlıklı olması şarttır. Bu haller dışındaki hiçbir temas ile gebelik olamaz.

YANLIŞ 8: Doğum kontrol hapları kısırlığa ve kilo almaya neden olur

Eski doğum kontrol hapları ödem veya kilo artışına yol açabiliyordu. Ancak günümüzde üretilen yeni doğum kontrol haplarında bu tip yan etkiler bulunmamaktadır.

Modern haplar çok düşük dozda kadınlık hormonu, östrojen ve kaliteli progestin, yani yumurtlama hormonu içerir.

Kullanılmaya başlanıldığında yumurtalıklar dinlenmeye çekilir ve yumurtlamayla birlikte üretilen tüm hormon salınımları durur. Kaynağı kadının kendi yumurtalıkları olan erkeklik hormonu yani androjen de salgılanmaz.

Bunun sonucu olarak doğum kontrol hapları tüylenme ve sivilceleri azalttığı gibi adet düzensizliği sorununu da ortadan kaldırır.

YANLIŞ 9: Bir erkeğin arkasından tuvalete girilirse kadın gebe kalabilir
Tuvalet veya havuz gibi mekanlardan sperm alıp gebe kalmak mümkün değildir.

Çünkü spermlerin tuvalet veya havuz suyunda yaşama şansları yoktur. Bir kadını gebe bırakacak tek eylem, erkeğin kadının vajinasının içine ya da az bir olasılık da olsa vajina çevresine boşalmasıdır. Bunun dışında kadının gebe kalma olasılığı yoktur.

YANLIŞ 10: Cinsellik konuşulmaz çünkü ayıp, yasak ve utanç vericidir
Toplumsal olarak cinselliğe yüklenilen olumsuz duygu ve düşünceler ya da cinselliğin ayıp, yasak ve utanç üçgeninde yaşamak, cinselliğin konuşulmasını ve doğru bilgilenmeyi engeller. Oysa ki çiftlerin cinsellikten beklentilerini konuşmaları, cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini, cinselliğin yaşandığı an da dahil her zaman konuşmaları gereklidir. Bu da yaşanılacak hazzı olumlu yönde artırır.

Ayrıca cinsel kimliğin oluşum dönemlerinde önce aileden, sonra okullardan doğru cinsel eğitim alınırsa, çocuklar cinsellik hakkında konuşabilirse, kendi bedenlerini ve kendi cinselliklerini sağlıklı bir şekilde tanımlayabilirler. Bu da ileride yaşayacakları cinselliği sağlıklı ve mutlu kılar.

YORUM YAP
YORUMLAR