Deprem, dünyada ilk kez böyle bir sanatla anlatıldı
6 Şubat depreminin acısı içimizde. Ünlü şair ve yönetmen Omar Schmitz ise, o büyük acıyı bakın nasıl dışa vurmayı başardı...
Omar Schmitz kendisine ait YouTube kanalında yayınladığı özel videonun metnini şiir olarak yazmış, seslendirmiş ve iki evladıyla birlikte oynuyor. Ünlü şair, bu çok farklı eserinin yönetmenliğini de kendisi yapıyor.
- - Acılardan sarsılmayan, hissettiklerini eser üreterek topluma anlatmayan insana sanatçı denilir mi? Elbette denilmez. Avrupa'daki gururumuz, ünlü şair ve yönetmen Omar Schmitz'in 6 Şubat depremleri sonrası büyük bir sabır ve titizlikle ortaya koyduğu sanat eserini izleyince, yaşadığı hassasiyeti takdir etmemek imkansız. Omar Schmitz'e, bu çok değişik çalışmasıyla ilgili merak ettiklerimizi sorduk. - -
oo Omar bey siz yıllardır yaşadığınız Almanya’da tanınan ve takdir edilen bir şair ve sanat insanısınız. Son çalışmanız ‘Deprem ve Eli Öpülesiler’ isimli videoyu hazırlamaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
- ‘Eli Öpülesiler’ her zaman kafamda olan bir proje idi. Deprem olduktan sonra hem depremi hem de ‘Eli Öpülesiler‘i aynı projede gerçekleştirmek istedim ve çok da güzel oldu.
oo Geçen yıl 6 Şubat günü 11 ilimizde meydana gelen depremde ne yazık ki 50 bin insanımızı kaybettik. Bu acı olayın birinci yıldönümünde duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- Hepimiz ‘6 Şubat Depremi’ni toplumsal bir travma olarak yaşadık. Bireysel travmalar birey tarafından çoğu zaman ölünceye kadar saklanırken, toplumsal travmalar tıpkı Amerika’nın 1945 yılında Japonya’nın Hiroshima kentine attığı atom bombası gibi nesilden nesile aktarılıp yaşanır ve yaşatılır.
Toplumsal travmalar tıpkı fay hatları gibi toplumlarda kapanması zor derin yaralar açarlar. Toplumsal travmaların yıkıcı gücünün yanında aynı zamanda birleştirici bir özelliği de vardır.
Deprem olduğu andan itibaren dünya üzerindeki bütün vatandaşlarımızın tek vücut olup zor durumda olan bu insanlara yardım elini uzatıp maddi ve manevi desteğini vermesi, hepimizi duygulandırdı.
6 Kasım 2023 günü 11 ilimizde yaşanan büyük dram ülkemizin üzerine adeta bir karabasan gibi çökmüştü. Depremlerde yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik.
ŞİİR SU GİBİDİR, DUYGULARI GİTMELERİ GEREKEN YERE KADAR GÖTÜRÜR
oo Bu videonuzda sanatınızın peşinden gelenlere, şiirsel bir anlatım diliyle, anlam yüklü, düşler ve gerçeklerle örülmüş bir yolculuk yaptırıyorsunuz. Sizin için şiir yazmak ne ifade ediyor?
- Şiir su gibidir, duyguları, düşünceleri özlemleri ve hayalleri gitmeleri gereken yere kadar götürür. Şiirde kulağa hoş gelen bir ses, göze hoş gelen bir estetik vardır.
Yazdığınız satırlardaki kelimeler elele tutuşup vücuda gelirken, kelimelere yüklediğiniz duygular o vücutta ruh bulur ve canlanır.
oo Hem yazıyor, hem yönetiyor, hem anlatıyor hem de oynuyorsunuz. Aynı zamanda Almanya’da yıllardır başarıyla sürdürdüğünüz bir iş hayatınız, iş isanı kimliğiniz var. Bu kadar yoğun tempoda, sanat anlamında üretmek zor almuyor mu?
- Bazen bende kendime hayret ediyorum. Aslında hiҫ zamanım yok ama yazmayı ve hayal etmeyi o kadar ҫok seviyorum ki.
oo Videoda, enkaz altında sıkışıp kalmış bir babasınız. Ve gerçek hayatta da evladınız olan çocuk da az ilerinizde, o da enkaz altında size sesleniyor. Bu sahnelerde oynarken neler hissettiğinizi anlatır mısınız?
Türkiye'de 6 Şubat sabaha karşı saatler tam 04.21'i gösterdiğinde, tam 11 şehrimiz ve ilçeleri çok büyük bir depremle sarsıldı. Aradan 9 saat geçmişti ki ikinci ve şiddetli bir deprem daha Anadolu'yu vurdu. Omar Schmitz, bir sanatçı duyarlılığıyla, yaşanan acıyı, kendi yazıp, oynadığı, yönettiği videoda milyonlara bir kez daha hatırlattı.
- Deprem olduğunda Türkiye’de değildim, dolayısıyla bütün olanları Almanya’dan sadece basından takip ettim. Her vatandaş gibi bende depremi iliklerime kadar yaşadım ve ҫok üzüldüm.
Kendimi ҫok ҫaresiz hissettiğim günler oldu. Depremzedeler ile empati kurmak benim için hiҫ de zor olmadı, çünkü televizyonun karşısında defalarca ağladığımı hatırlıyorum. Enkaz altında kendi hayatınızdan ziyade çocuklarınızın ve sevdiklerinizin hayatını düşünüyorsunuz.
oo 'Deprem ve Eli Öpülesiler’ isimli bu çalışmanızda yıllarca Türkiye’de haklı bir üne kavuşmuş çok değerli müzik insanları, oyuncular, ozanlar bir sinema perdesinden bize gülümser gibi, birer ikişer önümüzden gelip geçiyorlar. Depremin acı yüzüyle bu çok önemli değerlerimizi aynı videoda bize gösterirken, izleyenlere ve dinleyenlere hangi mesajları vermek istediniz?
- Bu çalışmamda sevdiğim, değer verdiğim ve ülkemizde belli yerlere gelmiş sanatçıları yad etmek istedim. Her şeyin çabuk tüketildiği günümüzde, ömrünü sanata adamış bu değerli insanları anmak ve minnettarlığımı dile getirmek istedim.
Bu Projede çocuklarıyla deprem altında kalan bir babanın yaşadıklarını ve neler hissettiğini dile getirmeye çalıştım. Bir yandan hayalinde çocuklarını bulmaya ve kurtarmaya çalışırken aynı zamanda bu değerli eli öpülesi insanların dünyasına bir yolculuk yapıyor ve bir nevi onlarla vedalaşıyor.
Çocukluğundan itibaren yanında olan bu değerli insanlar, deprem altında da onu yalnız bırakmayıp yanında oluyorlar.
Sanatçı toplumu temsil eder ve toplumun duygularını, özlemlerini, hayallerini ve hayal kırıklıklarını sanatında dile getirmeye çalışır. Bir Sanatçının büyüklüğü ilk etapta, iҫinde büyüdüğü toplumu ve evrensel değerleri temsil edebildiği derecede olur.
Sanatçı evrensel değerlere sahip olmalı ve gerektiğinde özünü kaybetmeden insanların duygularını incitmeden, iҫinde büyüdüğü toplumu eleştirebilmelidir.
Sanatçıyı daha çok üretmeye iten de bizleriz, küstürüp üretkenliğini azaltan da bizleriz. Bir halk sanatçılarıyla vardır ve sanatçıları vasıtasıyla kendisini ifade eder.
Sanatçılarımızı, onların isimlerini ve eserlerini yaşatmak için elimizden geleni yapmalıyız. Değerlerimize sahip çıkmalı ve onları yaşatmalıyız, çünkü hepimiz kültürümüzle ve değerlerimizle var oluruz.
Bir insan varsa sanatçısıyla, sporcusuyla, şairiyle, düşünürüyle, bilimadamıyla vardır. İnsanlarımıza sahip çıkmalı, nesilden nesile onları yaşatmalıyız. Kültürümüzü sevmeli ve onunla gurur duymalıyız.
Kültür bizim bahçemizdir, orada filizlenip büyür ve meyve veririz. Bu hayatta her şeyi değiştirebiliriz, değiştiremeyeceğimiz tek şey kim olduğumuz ve nereden geldiğimizdir.
Her projede olduğu gibi bu projede de bir kahraman var. Bu projede bulunan bütün sanatçıların benim hayatımda ayrı bir yeri var ama Orhan Gencebay benim projemde kahramanım oldu ve ümidimi kaybettiğim zamanlarda bana güç verdi, bana çıkış yolu gösterdi.
Şiirimde kısmen kendi duygularımı ve hayatımı dile getirdim, kısmen de değerli sanatçılarımızın hayatından, düşüncelerinden, özlemlerinden kesitler vermeye çalıştım.
Elimdeki kısıtlı imkanlar dahilinde bu insanların sadece resimlerini değil onların sahip olduğu ve değer verdiği şeyleri de sembolik olarak yansıtmaya çalıştım.
ORHAN GENCEBAY’I ALMANYA’DA EVİMDE AİLECE AĞIRLAMAK İSTERİM
oo Videonuzda fotoğraflarını kullandığınız kıymetli sanatçılarımıza neden ‘Eli Öpülesiler’ anlamı yüklediğinizi söyler misiniz? Aralarında sizin için özel anlam ifade edenler var mı?
Evet, bu projemde kıymetli sanatçılarımızı ‘Eli Öpülesiler’ diyerek lanse etmek istedim. Resimlerini kullanma imkanı bulduğum ve kısıtlı imkanlardan dolayı bu projede resimlerini kullanma imkanı bulamadığım ve bunun için ҫok üzüldüğüm bir ҫok sanatçı benim gözümde eli öpülesi bir değere sahip.
Bir insana olan saygı ve sevginizi aslında sözlü olarak da en güzel şekilde dile getirebilirsiniz. El öpme olayı her ne kadar aile iҫerisinde basit ve sıradan bir olay gibi idrak edilse de, aslında bir ҫok duyguyu ve düşünceyi iҫinde barındırır.
El Öpme olayı aslında bir seromonidir. Bir insanın elini öpmekle sadece onu sevdiğinizi göstermezsiniz. Onun önünde eğitilip elini öperek hem ona olan saygı ve sevginizi hemde onu kabullendiğinizi kendisine ve dış dünyaya ilan etmiş olursunuz.
oo Sizin için özel anlamı olan değerli sanatçıyla nerede ve nasıl bir ortamda zaman geçirmek isterdiniz? Onunla neleri paylaşmak, deneyimlemek isterdiniz?
Orhan Genvebay'ın ünlü şair ve yönetmen Omar Schmitz için anlamı çok büyük. Klipten alınan yukarıdaki sahnede, Orhan Gencebay, ünlü şairin en üzgün zamanında, ona el uzatan bir manevi dost olarak yer alıyor.
- Bu projemde resimlerini kullandığım bütün sanatҫilar gerҫekten ҫok sevdiğim ve küçüklüğümden beri takip ettiğim insanlar. Eğer ille de birisinin adını duymak istiyorsanız bu Orhan Gencebay‘dan başkası olamaz. Bundan dolayıdırki bu projemde kendisine aktif bir rol verdim ve bütün proje boyunca bana ve çocuklarıma deprem altından nasıl çıkmamız gerektiğini gösterdi ve bana su verdi.
Orhan Gencebay’ı kendi evinde ziyaret etmek, aldığı ödüllere bakmak, hatıralarını dinlemek, öğütlerini almak isterdim. Ayrıca kendisini ve kıymetli eşini Almanya’da evimizde ağırlamayı ҫok isterdim. Kendisi ҫok değerli bir insan benim iҫin.
oo Deprem gerçeği ne yazık ki ülkemizin adeta kara yazgısı… Lütfen, dünyanın en medeni ülkelerinden birinde yaşayan bir aydınımız olarak söyler misiniz, her gerçekleştiğinde milletimize derin acılar bırakan depremlerden korunmak için neler yapmalıyız?
- Deprem ҫok ciddiye alınması gereken bir konu, çünkü tabiata karşı savaş veriyorsunuz. Tabiata karşı olan savaşta insanoğlunun yüzde yüz başarı sağlaması imkansızdır ama tabiatın sebep olduğu maddi ve manevi zararı en aza indirgemek bizim elimizde.
Yurt dışında bir binanın yapımı için izin aldığınızda o yapıyı deprem dayanıklı olarak yapacağınızı yazılı olarak taahhüt edersiniz ve devlet bu binayı bitimine kadar kontrol eder.
Ülkemizde meydana gelen depremlerdeki ölüm oranları maalesef trafik kazalarında olduğu gibi diğer ülkelere göre çok daha yüksek.
oo Sizin bu son çalışmanızdan önce, birbirinden anlamlı çok farklı diğer şiir anlatımlı video eserlerinizin olduğunu biliyoruz. Alman medyasının da yer verdiği bu çalışmalar içinde sizin için en özel olan hangisi?
- 16 tane ülkede yayınlanan THE EPOCH TIMES gazetesi Editörü Bayan Renate Lilge Stodieck, benim ilk şiirim olan ‘Uyan artık yeterince yas tuttun’ yayınlandıktan sonra beni bizzat telefonla aradı ve hayatım boyunca unutamayacağım şeyler söyledi.
Bana kendisinin de şair olduğunu ve benim gibi gerçek bir şair ile tanıştığı için çok mutlu olduğunu söyledi. ‘Uyan artık yeterince yas tuttun’ şiirimin hem İngilizce hem de. Almanca versiyonlarını izlemişti. Ayrıca videodan da çok etkilenmişti. Şiirimin videosu, bu gazete aracılığı ile uzun süre sanat severlere ulaştırıldı. Ayrıca bana yazmış olduğu şiir kitabını hediye etti.
(Omar Schmitz'in kaleme aldığı şiiriyle hayat verdiği bu çok önemli sanat çalışmasını kendi adını taşıyan YouTube kanalında izleyebilirsiniz)