Tuğrul Özbay: Hedefim, şarkılarımla arkamda bir iz bırakmak

Tuğrul Özbay çok güzel şarkılar yapıp söyleyen amatör bir müzik insanı, şarkılarını çalmak için Amerika Seattle'dan radyocular arıyor. Bize müzik sevdasını anlattı.

Tuğrul Özbay'dan 'İnat, Aşk, Muhabbet' şarkısı...

1- Merhaba Tuğrul bey sizi tanıyabilir miyiz? Kaç yaşındasınız, nerelisiniz, nerede yaşıyorsunuz? Eğitiminiz, mesleğiniz, medeni durumunuz nedir?

Saygılar sayın abim, 

Pandemiden beri Bursa'da yaşamaktayım, üniversite mezunuyum ve evliyim iki kız babasıyım.  Ellerinizden öperler.  Bir kızım Bilgi üniversitesi mezunu ve yazılım şirketinde görev yapıyor.  Ufak kızım özel ve evde bizimle. Ben, iki dili çok iyi biliyorum (İngilizce, Türkçe) ama Almanca vesaire biraz biliyorum. Pandemi dönemi evden çalışıyorduk, ben de "Bursa'dan çalışabilir miyim?" diye sordum ve işyerim kabul etti.

Esasında, 30 senedir "Borsa bilgi sistemleri mühendisiyim" - "Trading Systems Engineer" deniyor, tabi ki Üniversiteden ilk çıkışım 1993'te sadece Bilgisayar Mühendisliği bölümünden İngiltere'de (Westminster Üniversitesi, Regents Street).  Ama zaman içinde kariyerim Reuter şirketinden sonra değişti, sadece bilgisayar değil de çoklu bilgi sistemleri uzmanlığına doğru gitti.  Meraklı olanlar, isteyenler Linkedin'den kariyerimin hangi şirketlerde ve ülkelerde geçtiğinin inceliklerini görebilir.

 Ama elbette daha öncesi de var..

Ben şimdi, 56 yaşında Bursa Orhangazi kökenli gurbetçi bir ailenin oğluyum.

Babam, 1970'lerde terzi olarak Londra şehrine yesil kart yöntemi ile alınmış. Çünkü, babam terzi ve o zamanlarda ingiltere'de fabrikalar var ama işi bilenler olmadığı için Bursa ve ilçelerinde belediyelerden böyle bir istek varmış, böylece de bir gurbetcilik oluşmuş. 

Sonra'da 1973'te annem ve ben 3 yaşımdan beri orada, Londra'da büyümüş olduk.

Ilk Okulu, Orta Okulu okudum ingiltere'de (ama bir sene 1982-3 Bursa Anadolu Lisesi'ne gittim ve Türkçe'yi iyi ogrendim - Halam da kaldım, Bursa Çatalfırın / Fomara Mahallesi'nde). 

Her yaz zaten geliyorduk ve bağlarımız daima güçlüydü. Bursa okul serüveninden sonra geri döndük ingiltere'ye. 

Birgün, Futbol oynarken Clissold Park'ta dikkatini çekmiişim, bir scouting hocası beni antrenmana çağırdı o bölge'deki meşhur kulube (kırmızı beyaz olan).  Gittim ve kapalı antrenman salonunda bolca oynadim, esas stada da girdim antrenmanlara 14-16 arasında.  Orta Okul, Kolej iyi seviyelere geldim.  Bir gün maç oynarken bana faul yapıldı ve o gün sol dizimin çapraz bağları koptu, ameliyat oldum ve spora mercburen de ara verdim 16 yaşımda.

Tuğrul Özbay, çok sevilen, beğeniyle dinlenen 'My Rythm' isimli şarkısını bir kaç yıl önce gençliğini düşünerek bestelediğini söylüyor. Şarkıyı, klibiyle beraber YouTube'dan dinleyebilirsiniz.

1991 de "Londra Ses Yarışması"na girdim ve orada 3. oldum.

Oradan ilham alarak, bana tanıdıklar, arkadaşlar düğünlerinde şarkı söyletirdi vesaire ve sonra öğrencilik ve gençlik yıllarımda "Uludağ Müzik Grubu" adında grup kurarak düğünlerde, partilerde, nişanlarda, konsolosluk partisinde ve farklı etkinliklerde 2 - 3 sezon yer aldık - öğrencilik zamanı harçlığımızı çıkardık çok şükür. Daha sonra üniversite bitti, grubumuz dağıldı. 

Çalışmaya başlayınca zor oldu Müzik hayatı. Ama ben "Yarenler Muzik Grubu"na üye oldum ve 1 album yaparak müzik hayatıma (1994'te) final vermiştim.   

"Kelebek Gibisin" Albümü ilk ve son olacaktı hatıra olarak.  Rica minnet, 2 sezon da Yarenler Muzik grubu ile düğünlere, davetlere çıktım. Pop, fantezi şarkıları söyleyerek ve o gün için müzik hayatım 1995'te mikrofonu asarak bitmisti. :-).

Ama emekliliğe yaklaşınca yine kenara köşeye ara ara yazdığım şarkılar ve melodileri aklımdan hiç cıkmadı.

 

2- Müziğe ilginiz kaç yaşında nasıl başladı, anlatın lütfen. Müzikle ilgili bir eğitim aldınız mı?

Müziğe ilgim hep vardı ama hiç ciddiye almamıştım.  Gelir kapısı olarak hiç görmedim ki.

Açıkcası ilk okulda ve orta okulda İngiltere'de müzik derslerinde 'perküsyon' çalardım, hatta 5 zenci arkadaş bir de ben tek beyaz olarak 'Hackney Art & Culture Centre' da müzik bile yapmıştık 14 yaşlarında.  O zamandan Afro müziğe merak varmış zaten, "World Needs Love" ve "Umbungo" gibi  şarkılarımın altyapısı belki de o yıllardan.  Mesela "Tekkir Tekkir" de öyle.  Hem Afro var, hem de bizim Anadolu'nun Tekir kedisi var.  O rap tarzı şarkılara merağım da 1980'lerden başlıyor.

Bu arada, Bursa Anadolu Lisesi'nde 1 sene okuduğumda, müzik hocam da Nezir Şener beydir.  Hocamın kızı meşhur Çalıkuşu olmuştu o yıllarda (Bilal Özcan'ın notu: Aydan Şener).  Benimle en çok ilgilenen ve en çok muhabbet eden öğretmenimdir tam 11-12 yaşlarımda.

Açıkcası müzik eğitimim okulda ve de sahnede oldu. Her zaman büyüklerimin, abilerimin sözlerini ciddiye alarak bir yol kat ettiysem ne mutlu bana.

 3- Müziğe başladığınız dönemde kendinize örnek aldığınız bir sanatçı var mıydı? Varsa onun/onların hangi özelliklerini beğendiniz?

En sevdiğim sanatçılar her zaman için Ferdi Tayfur, Ümit Besen, Cengiz Kurtoğlu, Barış Manço, Gökhan Güney, ibrahim Tatlises, ibrahim Erkal, Orhan Gencebay, Sezen Aksu ve MFÖ pek de değişmedi, bunlar gönlümde hala.  Gençlerden de Sibel Can, Demet Akalın, Serdar Ortaç, Sinan Akcil, Semicenk ve Tarkan dinlerim yani. Her birinden ilham aldığım seyler vardir mutlaka.  Eski sanatcilarin ülkesine ve milletine karşı olan sevgisi bambaskaydi.     
 

4- Bugün yurtdışından ve Türkiye’den hangi sanatçıları takdir ediyorsunuz? Hangi meziyetleriyle sizin takdirinizi topluyorlar?

Michael Jackson ve Elvis Presley en beğendiğim sanatçılar.  Hatta küçükken benim lakabım "Elvis"di... Rahmetli Erhan amcam derdi.  Bir de Sabri amcam yaşıyorsa kulakları çınlasın. (Gurbette olunca büyüklere "amca" diyoruz, o sebeple bunlar Bursalı, gurbette "amca" dediğim kişilerdir.

Michael Jackson gelmiş gecmiş en iyi dansçılardan sahnede, (tabii ki çok zorluklar yasamiş çocukken babasindan) o ayrı bir hikaye ama.  Elvis de Rock N Roll muziğinde kral belli ki.  O sebeple etkilendigim vardır.  Elvis öldüğü gün benden 10 yaş büyük bir abla ağlıyordu.  Neden ağladığını sorduk (sene 1977), "Elvis öldü" dedi.  Ben de o gün Elvis'i haberlerde görerek ilk defa tanımıştım ! 

Son günlerinde M.Jackson'ın müslüman olduğunu da duymuştum ve belli ki o sebeple bazı güçler onu kötü göstermek için el ele verdiler ve ölümü belki de üzüntüden oldu. Maalesef. Bu çok üzücü.

"UMBUNGO ŞARKISINI HİNTLİ SINIF ARKADAŞIM KIZA YAZDIM, SINIFTA ONA HEP SÖYLERDİM"

5- İlk besteniz hangisiydi, hangi düşünceyle, ne gibi şartlarda ve ne kadar sürede bestelediniz, şarkı bitince neler hissettiniz? Şarkınızı ilk kime söylediniz bize anlatın lütfen?  

    Herhalde "ilk bestem" diyecegim "Tekkir Tekkir" Jungle cat rap olarak olan İngilizce şarkım.  Onu da 1984'lerde yazdım ve melodisini de okulda pianoda çıkardım.  Gerisini ağzımla 'hımm'layarak hep aklımda kalmasını sağladım.  Bu şarkının sözleri olmadiği haliyle, Hackney Arts & Culture centre da çıkıp çalmıştık okul arkadaşlarımla.  Daha sonra sözleri uydurdum, müziğin, ritimin üstüne.

1994'te Makbule Teyze (Bornova'da) sabahın 05.00'inde aramasıyla aklıma sözler geldi ve yuvarlandı çıktı ağzımdan öylece.  Hatta eşim ve etrafta olanlar da duydu şaşırdı... Müziğini de üç aşağı beş yukarı tuttum aklımda rock olarak, elbette Mutlu Müzik daha da güzel hale getirdi onu benim için.   

Şarkılar bitince öyle bir güzel yük kalkıyor ki insanın üstünden, öyle güzel hoş duygu ki.  Birşeyler başarmış hissi veriyor. Inan çok rahatlatıcı.  

Umbungo şarkısını Hintli bir kıza yazdım Üniversitede ve ona, onu anlatan o "Grime" türünde şarkıyı hep sınıfta söylerdim. Onun o günkü çalışkanlığı ve okulu önemsemesi hepsini anlatıyorum. Çok sevindi. O şarkı 1991 gibi yazıldı ama 2024'te gerçek oldu.

World Needs Love (Jumna) - isimli şarkı yine 1990-92 arasinda Jemini adinda Hintli bir kıza ithafen yazildi.  Bizim sınıfta çok "lay lay lom" çok "dünya barışı" tarzında konuşan bir kızdı ve ona yazdım.. Haklıydı elbette.. Kendisinden de izin alarak o şarkıyı gerçekleştirdim. 

My Ryhthm şarkısı da kendimce en iyi aşk şarkısını yazmak icin yola çıkmıştım, ancak o kadar yapabildim.  Romantik... Aşkını kaybetmiş bir adamı anlatan bir şarkı.  Ritmi bozulmuş bir genci anlatan şarkı.  Ki her gencin başına gelen seylerdir mutlaka.

Selen Selena - küçük kızıma her zaman söylediğim uyduruk bir şarkı ama içine ciddi seyler de kattim.  Babaannem hep "Edine Medine..." söylerdi bize, unutturmamak için.  Şehir isimlerimizi de kattım.  Musul, Kerkük de kattım.

En son olarak "Good Wishes" isimli şarkı da Fiilistin'e dikkat çekmek için.  Yalnızca iyi dileklerimiz, dualarımız yetmez gibi serzeniş aslında.  Belki kimilerini kızdırır ama ne yapalım benim de gönlüm böyle.

6- Bugüne kadar kaç şarkı yaptınız? Bestelerinizden, İngilizce ve Türkçe şarkılarınızdan bize bahseder misiniz?

Herhalde 20 şarkı kadar var, ama şimdi Mutlu Müzik Stüdyosu'ndaki ekiple beraber yavaş yavaş daha çok parçaları da cçıkarıyoruz.  Çünkü benim bilgim sırf ilhama kalıyor, bir fabrika gibi üretim yok maalesef bende.  Elimde yarım kalmış, bitmemişler de var tabiki.

Türkçe 8 şarkım var ----> ( Makbule // İnat Muhabbet Ask // Hayat Matrix // Kelebek Gibi // Esmer Ali // Selen Selena ) - (yakında Muvazene // Bozuki Saz // AydInlanma Çağı)

İngilizce 6 şarkım var ----> ( World Needs Love // My Rythm // Umbungo // Tekkir // Good Wishes // It's a Mess)

7- Siz kendiniz söz yazıp beste yaptığınıza göre, cover yapmaya niçin ihtiyaç duydunuz?

Cover çalışmanız kaç tane? Cover yapmak size ne hissettiriyor?

Abi, öyle cover'lar var ki unutulmamalı ve unutmamalı ve tekrar değişik enstrümanlarla gençlere sunmak gerekiyor :

  • Bir Seni Düşündüm ... müthiş bir örnek. Yılmaz Tatlises ve Burhan Bayar şarkısı ama ben Gökhan abi'den ilk 17 yaşında falan dinledim bayıldım bu şarkıya. 
  • Senden Öğrendim... bir Ümit Besen şarkısı ve kendisine de söyledim "yapacağım sen yapmazsan" dedim bir konseri öncesi görüştüğümde!
  • Gelir mi Bilmem... bana Cengiz Kurtoğlu sevdirdi bu şarkıyı (Halit Çelikoğlu ve Serdar Erbaşı şarkısı tabiiki)
  • Geçen Yıl Bu Zamanlar.... Ferdi Baba şarkısı 
  • Hatıran Yeter ... Ferdi Baba ama ben bunun House versiyonunu yaptım.
  • Sevemedim Kara Gözlüm..... Orhan Baba - ve bunu da House versiyonu ile gençlere tekrar yaptım... 

Bu coverları yaptim çünkü, gençlerin de bilmesi gerekir ve sevdigim şarkıların hatırlanmasını istiyorum.  Sevdiğim sanatçıları anmak ve saygı göstermek için ayrıca!

8- Bildiğim kadarıyla çok geniş bir yelpazede müzik çalışmaları yapıyorsunuz? Pop besteleriniz de, oynak şarkılarınız da, arabesk şarkılar da var? Değişik tarzlarda üretim yapmak, seslendirmek zor olmuyor mu? Besteyi yapmadan önce, hangi tarz yapacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Tarzlar konusu şöyle abi.  Gençliğimde etrafımda olanlara göre müzik oluşmuş.  Etrafimda Hintli ve Afrikalılar çokken Afro / Rap tarzı gelişmiş bende öğrencilik yıllarımda - Sonra Türkiye'de yazları ve yaz askları burada duyduğum şarkılar albümler var. Sonra, muzik grubu olduğu dönemlerde sahnede söylediğim cover mesela "Haydi Söyle" gibi ve hemen hemen tüm Kelebek gibi albümünde olan şarkıları söylerdim.  "Ateşini Yolla Bana" gibi parçalar "Karabiberim"..

Ama örnek olarak "İnat Aşk Muhabbet" şarkısı çok rahatlatıcı geldi bana. Jazz tarzında ve oturup kahve içerken stressizce dinlenir bir parça. O dönem öyle hissim varsa öyle parça çıkıyor nedense. Ondan sonra Hayat şarkısı da çok Bohem. Çok felsefik geldi dinledikçe. Ama yazarken akıyor elimde. Hatta, müzisyen arkadaşlar stüdyoda "Çok uzun" dediler :-)..

Humbugga Rock - mesela sabah sabah kendi kendime uydurduğum bir enerjik parça, kalkarken yataktan bana yardımcı olan bir şey olarak ortaya çıktı ! 

Gerçekten kendimi o anın içine bırakıyorum ve öylece o güne göre bir tarz çıkıyor baska türlü anlatamam yani !

"BENİ İNTERNETTEN BULUP, ŞARKIMI ÇALMAK İÇİN TAA AMERİKA SEATTLE'DAN ARIYORLAR AMA ÜLKEMDE ÇOK KİMSENİN HABERİ YOK"

9- Sizi, Amerika Seattle’dan WA Radyosu’ndan aramışlar ve bir şarkınız için ödül teklifinde bulunmuşlar. Sizi nasıl keşfetmişler? O süreç nasıl ilerledi? Ne tür bir ödüldü? Ödülü aldınız mı? Seattle’a gittiniz mi?

Bir gün Sosyal medyadan bana ulaştı yabanciıbir radyocu ve "Şarkınızı çalabilir miyim?" diye sordu radyosunda!  ABD demişti ama neresi falan sormamiştım.  Ben de "Çalabilirsiniz" dedim, "Benden yana sorun yok" dedim. Meğer, her hafta bir gecede çesitli yeni şarkıları çalıyorlarmış ve anket yapıyorlarmış dinleyenler arasında. Benim de "My Rhythm" isimli şarkim o gece en fazla beğenilen şarkı olmuş. Hepsi o yani. Sadece sanal bir teşekkür aldım  :-)  elbette mutlu oldum. Bunu duymak bile ümit veriyor insana !

10- Filistin’in durumu, Gazze’deki Müslüman’ların durumu içler acısı. Ve siz de Filistin için bir şarkı yaptınız, o şarkıyı hangi duygularla bestelediniz?

Abi sorma.  Ben o sarkiyi elbette bir dikkat çekelim diye yaptim ingilizce olsun ki herkes anlasın diye yaptım. Hatta şarkı sonunda, "Never ignore the suffering of others - one day it will bommerang and come back to you" diyorum. Yani "Ses çıkarmazsak bir gün bu zulüm bize de gelecektir" diyorum.  Biliyorum belki Youtube gösterimi engeller belki de sion'lar engeller ama insanlık için yapmam gerekiyor, içimden böyle geldi ve yaptık. İnsallah mesaj bir yerlere gider. Elbette içimiz yanıyor.  Haklı, haksiz karışmış (Barış Manço'nun bir şarkısında dediği gibi)  dünya ve adalet denen şey eninde, sonunda yerini bulacaktır. Allah büyüktür abi.

11- Neden bizim ülkemizde ve diğer ülkelerdeki Müslüman şarkıcılar, sizin gibi duyarlı değil. Örneğin Tarkan ‘Gazze’deki dramı anlatan bir şarkı söylese, Hadise ve Gülşen “Kadınlar özgürdür, güçlüdür” diyerek sahnede soyunacaklarına Filistinli kadınların dramını anlatan şarkılar söyleseler, insanlık adına çok daha doğru olmaz mı?

Abi bende bir Management şirketi yok, bende ajans yok. Bizim tanınmış sanatçılarımızın ipi belli ki onların elinde.  Ekmeği ile oynanmasını istemiyorlar.  Belki de korkuyorlar.  O sebeple benim gibilere düşüyor bu işler ;-) 

12- Gelecekte, kendinizi müzikte nerede görmek istiyorsunuz? Hedefiniz nedir?

Belki bir gun bende çok çok dinlenirim diye yapıyorum şarkılarımı.  Hedefim bugün ülkemize ve Türk dunyasına hediye kalacak şarkılar üretmek.  

Bir iz bırakmak arkamda.  

Elbette özgür çalışmak da güzel ama bir Management olursa daha rahat şarkılarım çıkar ve promosyonu daha geniş kitlelere, belki de dünyaya açılır.  Fazlasıyla Londra aksanı var bende ama şarkıları ABD aksanı ile istiyorlar yapımcılar nedense (Seattle radyosundaki çocuk söyledi bana).

13- Müzik sektöründe tutunmak isteyen yeni değerler için yeterli, uygun ortam var mı, destek bulabiliyorlar mı? Yoksa yeni yetenekler engelleniyor mu?

Vallahi Radyolar yok, yeni yeteneklere fırsat vermek için. Örnek, beni taaaa Seattle'dan arıyorlar internetten bulup şarkımı çalmak için, ama burada ülkemde çok kimsenin haberi bile yok. Var mı ülkemizde amatör sanatçıların şarkılarını 1 gün haftada çalan veya fırsat veren?  Veya KRAL Radyo niye mesela Perşembe geceleri yeni sanatçılar için 5 saatlik bir dilim ayırmıyor ? Yapan var belki de ben bilmiyorum.  

 

Tuğrul Özbay

 

Tuğrul Özbay

 

Tuğrul Özbay

YORUM YAP
YORUMLAR