Corona ve Aşk: Kızımı oğluna al, borç defterini yırtayım!

'Corana ve Aşk', içinden geçtiğimiz zorlu günleri bir aşk hikayesinin etrafında anlatan ve her bölümünü bir solukta okuyacağınız bir öykü... Her bölümün 'Arkası Yarın'... İlk on bir bölümü bir arada sunuyoruz.

CORONA VE AŞK – 10’UNCU BÖLÜM

Yazan: Bilal Özcan

Yaa öyle işte, 

Nurgül’ün annesi Aysel hanımla, kızında gözü olan kaba delikanlı Nuri’nin babası Kasap Cevdet çocukluk arkadaşıydı…

Daha ötesi sözlenmişti onlar,

Şaşırdınız mı?

Cevdet askerden gelince söz, nişan bir arada yapılmıştı,

Neredeyse evleneceklerdi,

Cevdet son anda, babasının sözünün peşinden gidip ‘fırıldaklık’ yapmasaydı dünya evine gireceklerdi.

Ne zaman nişanı bozdular Aysel’in anne ve babası, eski dünürlerinin lakabını ‘fırıldak’ koydu.

‘Fırıldak Recep’ aşağı, ‘Fırıldak Recep’ yukarı…

Recep amcanın kumarbazlığı mahallelinin dilindeydi. 

Birkaç yıl öncesine kadar büyük kumar oynarmış.

Trakya’da çiftliği, meyve bahçeleri, ekili tarlaları, mandırası ve yüzlerce hayvanı olduğu söyleniyordu,

Kumar yüzünden işleri alt üst olmuş, çiftliğini, servetini her şeyini kaybetmişti, 

Hanımının ailesinin yardımıyla bu kasap dükkanını açmış ve kumara içkiye tövbe etmişti…

Corona ve Aşk: Sokağa çıkma yasağında karizma doktorun orman evindeyiz. TIKLAYIN

Ne var ki hala çok borcu vardı sağa sola,

En büyük alacaklısı ise kumar oynadığı lokalin sahibi Tüysüz Rıza’ydı.

Aynı zamanda bazı semtlerde düğün salonu da işleten Tüysüz Rıza’ya, bu lakabı sakalları çıkmadığı için takılmış,

Gerçekten de 40 yaşındaki adam en çok 30 gösteriyordu.

Bir Cumartesi günü öğlene doğru Recep Amca, kasabın önünde, tentenin gölgesinde sandalyeyi çekmiş oturuyordu. 

Aniden mavi renk son model bir Chevrolet otomobil geldi dükkanın tam önünde durdu,

Şoför indi, sağ arka kapıya fırladı,

Kapıyı açtı ki kim insin?

Tüysüz Rıza ceketi omuzlarında bir elinde defter, diğer elinde tesbih karşısındaydı,

“Selamınaleyküm ‘Mandıracı Recep Bey’ hesap görmeye geldim.”                                       ……

Recep amca şok olmuştu, görmeyi en son isteyeceği kişi, hiç beklemediği anda karşısındaydı. 

“Aleyküm selam hoş geldin Rıza bey, bu ne sürpriz böyle, buyur otur.” 

Kendi sandalyesini ona verip, içeriden bir sandalye çıkarttı…

“Hoş gördük, hoş gördük… Hem dükkanını bir görmek istedim, hem de şu bir türlü kapanmayan borç meselesini kesin bir sonuca bağlamak için geldim.”diyerek elindeki defteri Recep beyin kucağına uzattı.

Recep Bey defteri aldı hiç açmadı, geri uzattı,

“Ne yapayım ben bunu, al defterini”

“Yahu Mandıracı Recep Bey, defter benim ama içinde yazılı borç senin.”

Recep Amca yandaki bakkalın oğlu Yusuf’a seslendi,

“Delikanlı, bize üç soğuk gazoz kap da gel”

Sonra sandalyesinden kalktı, pantolonunun ceplerinde dükkanın anahtarlarını aradı bulamadı. İçeriye gitti, kasanın çekmecesini çekti, anahtarlar oradaydı.

Alıp geldi ve Tüysüz Rıza’ya uzattı,

“Al, her şeyim bu dükkan, başka da hiçbir şeyim yoktur, sil borcumu”

Tüysüz Rıza gazozdan bir yudum almıştı ki yere püskürttü,

“Ne diyorsun sen Mandıracı, koy anahtarını cebine. Bu defteri yırtmam için bana bu dükkandan üç tane vermen lazım”

Recep Amca “Peki”dedi,“İç gazozunu…”

Şoförün gazozunu da arabaya uzattı, kendisi de soğuk gazozu yudumlayarak içti…

Herkes gazozunu içmişti, Recep Amca sordu,

“Tüysüz Rıza, bu borcun kasap kazancıyla aydan aya ödenemeyeceğini ikimizde biliyoruz değil mi”

“Eee imkansız gibi, ben de onu konuşacaktım” dedi defteri göstererek.

“Ve sen buraya bir teklifle geldin. Hemen o teklifini desen iyi olacak.”

Tüysüz Rıza şaşırmıştı, 

“Pekala, açık konuşacağım.Senin oğlun Cevdet maşallah boylu poslu. Delikanlı askerliğini yaptı mı?”

Evet yaptı… Şimdi evde, kömürlükten eve kömür çıkartıyor, birazdan gelir dükkana…

“Bak Mandıracı, gel seninle dünür olalım, ben bu defteri yırtıp atayım.”

Bir anda gelen bu teklif Recep amcayı şok etmişti…

“Nasıl dünür?...” diye sayıklar gibi sordu…

“Bayağı, büyük kızım Nurşen 24 yaşında, küçükken çocuk felci geçirdi, tek bacağı biraz sekiyor. Annesi de ben de çok üzülüyoruz. Onun da mutlu olmak hakkı. Arkadaşları hep evlendi, pencerede otururken beğeniyorlar kızımı ama bacağının sakat olduğunu öğrenince görücü gelmekten vazgeçiyorlar Mandıracı. Seni ve oğlunu araştırdım, gel akraba olalım, bu defteri de yakayım ben. Kızımı oğluna al, borcun kalmasın”

Recep amca ayağa kalktı, Chavrole’nin önünde uyuklayan şoföre seslendi:

“Oğlum gazozunu içtin mi?”

Genç şoför irkildi, “İçtim abi sağol.”

“Güzel, koş aç o halde arka kapıyı patronun buradan ayrılıyor” dedi ve dükkana girdi…

Tüysüz Rıza çok bozuldu, sertçe ayağa kalktı,

“Bu ‘Hayır mı demek?”diye seslendi peşinden…

Sorusuna cevap gelmedi…

Tüysüz Rıza öfkeyle geçip oturdu arka koltuğa,

Son model Amerikan arabası bir kuğu gibi süzülerek çıktı gitti mahalleden…

Arkası yarın

-Bilal Özcan-

YORUM YAP
YORUMLAR