Bilal Özcan yazıyor: Cezayı mahkemeler keser, TV patronu değil!

Ne olursa olsun, bir yarışmacı hiç bir TV programından bu şekilde gönderilmemeli. Hele ki yarışmayla hiç ilgisi olmayan ve 8 yıl önce 18 yaşındayken yaptığı hatalardan dolayı...

Bilal Özcan yazıyor

Uğur’un, Masterchef yarışmasından diskalifiye edilmesi vicdanları yaraladı.

Acun ılıcalı günlerdir, televizyonculuk hayatının ilk tepkisiyle karşılaşıyor.

Bu, Türk televizyonlarında da bir TV patronuna gösterilen en büyük tepki aynı zamanda.

21 Kasım’dan bu yana, onun verdiği diskalifiye kararını sert şekilde eleştiren onbinlerce Tweet paylaşılıyor…

Uğur Yılmaz Deniz’e destek için çeşitli başlıklarla açılan Tag’lar günlerdir 'Top Ten' listelerine giriyor.

Acun Ilıcalı, Acun Medya ve yarışmadaki üç şef, eminim bu kadar büyük tepki beklemiyordu.

Karara karşı çıkanların çok haklı bir dayanağı var,

Diyorlar ki “Madem geçmişinde hatalar vardı, Uğur’u neden yarışmaya aldınız?

Neden bunu baştan tesbit etmediniz?”

Bunu söyleyenler çok haklı.

                                                                          ………..

Acun Ilıcılı, Uğur ile ilgili 21 Kasım’da paylaştığı Tweet’de ne demişti?

Okuyalım o Tweet’i:

“Uğur Yılmaz Deniz isimli yarışmacının sosyal medyada kullandığı terbiye sınırlarını aşan paylaşımları nedeniyle Masterchef yarışmasıyla ilişiği kesilmiştir.”

Uğur Yılmaz Deniz’in diskalifiye edilişiyle ilgili program, o Tweet’ten 9 gün sonra ekrana geldi.

Program bant yayın olduğu için, stüdyoda olan biteni Türk halkının ekranda izleyebilmesi ancak dün gece mümkün oldu.

                                                                         ....……..

Bir programla ilgili her türlü tasarrufta bulunma imkanı, yapımcının ve TV kanalının elindedir.

Masterchef’in yapımcısı ve yayınlandığı TV8’in patronu Acun Ilıcalı olduğuna göre, kuralları da o koyuyor.

Acun Ilıcalı eğer isteseydi, Uğur Yılmaz Deniz’in programla ilişkisini, onu bir daha stüdyoya sokmadan bitirebilirdi.

Ve 26 yaşındaki bu genç adam, milyonların önünde başını eğip ağlamak, ezilmek, renkten renge girerek küçük düşmek zorunda kalmazdı…

Evet programın ve kanalın patronu olabilirsiniz ama o genç adamı bu duruma getirmeye hakkınız yoktu.

Uğur’u diskalifiye etmek birinci yanlıştı,

Onu milyonların önünde, yerin dibine girmesine sebep olarak göndermek ise ikinci yanlıştı.

                                                                                

Neden 'Az Sonra'larınıza Uğur'un gidişini yamadınız?

Şimdi şöyle diyebilirler:

“Ama Uğur'u son kez ekrana çıkartarak milyonlara kendisini ifade etme imkanı verdik”

Hayır buna katılmıyorum,

Asla katılmıyorum.

Yıl 2020!

Günümüzde sosyal medya gerçeği var.

Sosyal medyada bir kaç saniye içinde milyonlarca insana ulaşmak mümkün…

Uğur’un, uğradığı haksızlık karşısında kendisini anlatacağı paylaşımları izlenme rekorları kırardı…

Ancak Acun Ilıcalı, bu rekorun ekranda kırılmasını istemiş ki onu böyle gönderdi…

                                                                                     ………..

Adamı yollayacaksanız yollayın,

Gidişini ‘Az Sonra’larla niye besliyorsunuz?

Program yemek yarışması değil mi?

Neden ‘Az Sonra’larınıza Uğur’un gidişini de yamadınız?

‘Az Sonra’larda Soner Şef’e ikide bir neden, “Uğur’un yanına gidecek ikinci arkadaşı…”

Ve “Uğur seni buraya alabilir miyiz” dedirttiniz?

Neden?

Uğur’un gönderilişinin, yemek yarışması formatıyla ne ilgisi var?

Evet, ne ilgisi var?

Programın başından itibaren ‘Az Sonra’larla seyirciyi, Uğur’un gidiş anına odaklamanız, zaten asıl amacınızı gösterdi herkese.

                                                                                      ………..

Sakın yanlış anlaşılmasın,

Uğur’un 8 yıl önce sosyal medyada yaptığı o paylaşımların hiç birini doğru bulmuyorum,

Asla, yanlış yapanı aklamaya çalışmıyorum,

Günlerdir anlatmak istediğimin özeti şu:

Cezayı kesecek olan mahkemelerdir,

Televizyon patronları değil!

YORUM YAP
YORUMLAR