BİLAL ÖZCAN YAZIYOR: BU CİNAYETLERİN EMRİNİ KİM VERDİ, BU SALDIRILARI KİM YAPTI?
15 TEMMUZ ÖNCESİ TÜRKİYE'DE SIK SIK CANLI BOMBA SALDIRILARI YAPILIYORDU. BU BOMBALI SALDIRILARDAN DEVLETİ YÖNETENLERİN ANCAK BOMBA PATLAYINCA HABERİ OLUYORDU, TIPKI DARBE GİRİŞİMİNDE OLDUĞU GİBİ...
İŞTE GAZETECİ BİLAL ÖZCAN'IN O YAZISI...
BU CİNAYETLERİN EMRİNİ KİM VERDİ, BU SALDIRILARI KİM YAPTI?
Yenikapı’daki miting müthişti,
Önce milletimizi, sonra Meclis’imizi, iktidarı, muhalefeti ve Cumhurbaşkanımız’ı kutluyorum.
Türkiye olarak, dünyaya unutulmaz bir birlik, beraberlik mesajı verdik.
Yıllardır ülkemiz üzerine oyunlar oynayan devletlerin ve işbirlikçisi terör örgütlerinin hevesleri, artık iyice kursaklarında kalmıştır.
…….
Yenikapı’daki dört dörtlük mükemmel mitinginden sonra sosyal medyada şöyle yazdım:
“İyi ki bu vatanın bir evladıyım, iyi ki bu ulusun bir ferdiyim; şükür Allahım’a.
Ne mutlu Türküm diyene...”
…….
Ulusça öyle büyük bir badire atlattık ki…
Hakikaten yeni yeni anlıyoruz,
Bu ülkede neden bir-iki hafta arayla bombalı eylemler yapılıyordu?
Ve en önemlisi nasıl yapılabiliyordu?
……
O eylemleri terör örgütleri neden üstlenmiyordu?
Birileri üstlense dahi inandırıcı olamıyor, hep kuşkular kalıyordu.
Son derece önemli siyasi cinayetler niye bir türlü çözülemiyordu?
Nasıl oluyor da siyasi cinayetlerde, suikastlerde, suçlular, deliller sis perdesinin arkasında kayboluyordu?
……..
Şimdi herşey çok iyi anlaşılıyor,
Türkiye’yi karıştırmak, giderek yaşanılmaz hale getirmek en çok kimin işine geliyormuş ortaya çıktı.
Milleti çaresiz bırakmak istemişler,
Milletin zihnine, “Asker gelsin ülkeyi kurtarsın, her şeyi düzeltsin, bu beceriksiz iktidar ve muhalefetten başka türlü kurtulamayız” düşüncesini sürekli enjekte etmeye çalışmışlar.
Ne acıdır ki tüm bu yapılanları, tüm bu oyunları ne devletin kurumları ne de siyasiler anlayamadı,
Tüm bu faili meçhullerin neden yapıldığını, bu oyunların neden Türkiye üzerinde oynandığını hiç kimse bilemedi,
Polis, asker ve MİT resmen uyudu,
Devletin kurumlarını ele geçirmiş teröristler tarafından uyutuldu…
Çünkü, sokağımızı, mahallemizi koruması gereken bekçiler de hainlerin işbirlikçisiydi,
Ülkeyi koruyor zannettiklerimizin hepsi kapıları açmış, hainleri içeri almış, eylem için her türlü imkanı sağlamıştı.
Onun için hiç bir büyük bombalı eylemin istihbaratı alınamıyordu,
Onun için Cumhurbaşkanı da, hükümet üyeleri de her bombalı saldırıdan, ancak yaşanan felaket anında haberdar olabiliyordu,
Ankara’nın göbeğindeki bombalı saldırılarda dahi bu böyleydi…
Tıpkı hain darbe girişimi gecesi olduğu gibi!
……..
Fethullah Gülen’in bizzat kendisinin ve onun medyadaki hainlerinin, neden 15 Temmuz’dan bir gün öncesine kadar darbe çığırtkanlığı yaptığı şimdi anlaşılıyor.
FETÖ lideri Fetullah Gülen, bu yılın şubat ayında "Cennet Kılıçların Gölgesi Altındadır" başlığıyla verdiği vaazında kılıcın hakkını vermekten bahsetmişti.
Zaman gazetesi yazarlarından Ali Bulaç da bu söylemi genişleterek "Mazlumun kılıç kullanma hakkı yok mudur?" diye bir yazı yazmıştı.
2 Kasım 2011’de Bugün gazetesi yazarı Faruk Mercan, Milli Güvenlik Kurulu'nda paralel yapının Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne alınması üzerine, attığı Tweet’lerle orduyu adeta darbe yapmaya davet ediyordu.
Faruk Mercan o gün paylaştığı tweetlerle iktidara “sonunuz felaket olur" uyarısı yapmıştı.
“Askerlerin bugün Türkiye’de olup bitenlerin farkında olmadığını ve siyasetin oyuncağı olacağını düşünmek gaflet ötesidir, dalalettir"
"2014'ün Genelkurmay'ı; siyasetin oyuncağı olmaz. Bir şey daha var. Askerle oynamaya kalkışmak; siyasetçiler için hep felaketle sonuçlandı.”
Bu tweetleri peş peşe atan Faruk Mercan, siyasi iktidarı açık şekilde askeri darbe ile tehdit ediyordu.
……
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün tetikçi kalemlerinden Bülent Keneş de, darbe girişiminden 8 gün önce sosyal medya hesabında darbeyi haber vererek tehditler savurmuştu.
Bugün Gazetesi ile Today Zaman Gazetesi'nin eski yayın yönetmeni Bülent Keneş, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasından 8 gün önce aşağıdaki tweet’i attı:
"İyi bir çıkış yok artık! 'Kötü', 'daha kötü', 'en kötü' çıkış var! Kötü olan darbe diyeyim gerisini siz tahmin edin"
…….
FETÖ’nün medyadaki bir diğer elemanı Tuncay Opçin ise, hain kalkışmadan bir gün önce 14 Temmuz'da “Yatakta basıp, şafakta asacaklar" Tweet’iyle darbe olacağı mesajını veriyordu.
Opçin'in aynı gün "Biz, size zulmedemezsiniz, bize eziyet edemezsiniz demedik ki. Biz, size, ne yaparsanız yapın yolumuzdan dönmeyeceğiz dedik" mesajı dikkat çekmişti.
İşte Tuncay Opçin’in o Tweet’leri:
"Biz, size zulmedemezsiniz, bize eziyet edemezsiniz demedik ki. Biz, size, ne yaparsanız yapın yolumuzdan dönmeyeceğiz dedik”
Ve diğeri…
“Yatakta basıp, şafakta asacaklar"
……
Şöyle bir çırpıda sayıyorum:
- 5 Şubat 2006 günü Trabzon’da 16 yaşında bir çocuk tarafından işlenen Rahip Santoro cinayeti,
- 19 Ocak 2007’de Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink’in cinayete kurban gitmesi,
- 11 Mayıs 2013’de 52 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı bombalı saldırısı,
- 18 Nisan 2007'de, Malatya'daki Zirve kitabevi'ne yapılan baskında biri Alman, ikisi Türk üç Hristiyan’ın boğazları kesilerek öldürülmesi,
- 25 Mart 2009’da BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’na yapılan helikopter suikasti,
- 20 Temmuz 2015 günü Suruç’ta 34 gencin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısı,
- 23 Temmuz 2015’de Ceylanpınar’da iki polisin evde uyurken başlarından vurulup öldürülmesi ve akabinde barış sürecinin sonlanması,
- 10 Ekim 2015’de Ankara’da 105 kişinin hayatını kaybettiği, o güne kadar gerçekleşen Cumhuriyet tarihinin en büyük bombalı saldırısı,
- 17 şubat 2016’da Ankara’da bomba yüklü aracın askeri servisin yanında patlatılması sonucu 29 asker ve bir sivil yaşamını yitirmesi.
- 13 Mart 2016’da Güvenpark’ın yanında bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 37 kişi hayatını kaybetmesi.
……
Bunlar bir anda aklıma gelenler,
Liste, 18 Aralık 2002 günü işlenen Profesör Necip Hablemitoğlu suikastine ve ondan çok öncesine kadar uzayıp gider.
Tarihçi yazar Profesör Necip Hablemitoğlu öldürüldüğü için bitiremediği ‘Köstebek’ isimli kitabında Gülen hareketinin örgütlenmesini yazmıştı…
Öldürüldüğü güne kadar son 20 yıldır, Ankara Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi dersleri veren Profesör Hablemitoğlu’nun kitabı, vefatından sonra bitirilememiş haliyle yayınlandı.
Öldürülmeden önce günlerce ölüm tehditi alan Profesör Hablemitoğlu kitabında, Cemaat mensuplarının yabancı devletler adına gönüllü casusluk yaptıklarını iddia etmişti.
......
Yukarıdaki eylemlerin bazılarına o veya bu şekilde failler yakıştırılmış, hatta örgütlerce üstlenilmiş olabilir,
Ancak hepsi de hala sır perdesinin gerisindedir.
Bir de PKK’nın ve onunla bağlantılı terör örgütlerinin gerçekleştirdiği sanılan bazı kanlı eylemler var…
FETÖ’cü hainlerin, PKK ve işbirlikçileri ile yıllardır kol kola girmiş olduğu gerçeğini, bırakın sıradan insanları devlet bile bir süre öncesine kadar farkedemedi.
Şundan emin olun,
Büyük şehirlerde ve Güneydoğu’da PKK ile Kürdistan Özgürlük Şahinleri’nin (TAK), gerçekleştirdiği ses getiren eylemlerin arkasında FETÖ’nün ve bazı yabancı istihbarat servislerinin bulunduğu artık gün gibi açıktır.
Amaç, Türkiye’yi FETÖ’cü generallerin yapacağı askeri darbenin kucağına doğru sürüklemekti.
……
Ancak kahraman Türk milleti oyunu bozdu.
Helal olsun bu millete,
Öyleyse bir kez daha hep birlikte haykıralım:
Ne Mutlu Türküm diyene!
ONLAR GAZETECİ DEĞİL, HAİN BİRER ROBOTTOR, TIKLAYIN