BİLAL ÖZCAN YAZDI: RUS BÜYÜKELÇİ SUİKASTİ GİBİ REİNA SALDIRISININ DA HİÇ BENZERİ OLMADI!
7 DAKİKADA 100’DEN FAZLA MASUMU KURŞUNLA TARAYAN TERÖRİSTİN, SON DERECE PROFESYONEL VE ÖZEL EĞİTİM ALMIŞ BİR KATİL OLDUĞU ORTADA. EYLEM, TIPKI RUS BÜYÜKELÇİSİ'NE SUİKAST OLAYI GİBİ, BENZERSİZ OLMASIYLA DİKKAT ÇEKİYOR.
İŞTE, GAZETECİ BİLAL ÖZCAN'IN İLGİNÇ YAZISI...
REİNA'YI KANA BULAYAN BENZERSİZ EYLEMİ DE ONLAR YAPTI!
Bilal Özcan yazıyor...
Öncelikle şu tespitimi peşin peşin söyleyeyim,
Eğer Reina saldırısını İŞİD yapmış olsaydı, terörist orada tek başına değil bir kaç kişi olurdu.
Ve saldırıda el bombası türü patlayıcılar da kullanırlardı.
Hatta daha fazla insanı öldürüp daha büyük sansasyon yapmak için teröristler Reina’daki kalabalığın ortasında kendilerini de patlatırdı...
Ben 'Reina Canavarı'nın, İŞİD militanlarından çok daha özel bir cani olduğuna inanıyorum.
........
Saldırıyı PKK da yapmış olamaz,
PKK’nın 40 yıla uzanan geçmişinde bu kadar ince çalışılmış, ilmik ilmik örülmüş ve dahası en büyük kentin en lüks eğlence mekanını hedef alan bir şehir eylemi düzenlediğini hatırlamıyorum.
En kuvvetli şekilde Marksist, Leninist çizgiyi savunduğu yıllarda dahi örgüt büyük şehirlerde şehrin en lüks kulübünü gidip basmadı.
Hem eğer PKK, yılbaşı gecesi için Reina’da bir eylem planlasaydı, gece kulübünün kapısının önünde bomba yüklü araç ya da canlı bomba patlatırdı.
Örgütün geçmişteki ve günümüzdeki eylemlerine bakınca PKK ile ilgili görünen resim bu...
Kaldı ki PKK, eylemi gece kulübü önünde değil, emniyete ait bir bina girişinde gerçekleştirmeyi tercih ederdi.
.........
Peki, terör ülkesi Türkiye’de bile daha önce benzeri hiç yapılmamış bu eylemi hangi örgütün gerçekleştirdiğini nasıl bulacağız?
Bunu ortaya çıkarmak elbette güvenlik güçlerinin işi,
İşleri zor olsa da yoğun şekilde emek harcadıklarını biliyoruz.
Biz ise gazeteci olarak 40 yıllık birikimimizi, tecrübemizi, tanıklıklarımızı rehber edinip, yaşananları akıl ve mantık süzgecinden geçirip yol gösterici olabiliriz...
Buyurun düşünelim...
.............
Bir kere şunda mutabık mıyız?
Reina saldırısını yapan terörist fiziki, mental ve saldırı tekniği açısından bu tür terör eylemleri için özel olarak yetiştirilmiş, benzeri az bulunan bir ölüm makinesidir.
Sadece 7 dakika içinde 100’den fazla insanı silahla taramış, 39’unu öldürmüş, diğerlerini ölümcül derecede yaralamıştır,
Ve hemen soğukkanlı bir şekilde üstünü değiştirip, elini kolunu sallayarak çıkıp gitmiştir.
Henüz üstlenen olmasa da eylemin uluslararası önemli desteği olan bir örgüt tarafından yapıldığı açıktır.
Ne PKK ne DAEŞ ne de DHKP-C!
Bu örgütlerin hiç biri, emniyetin iki haftadır gece gündüz yoğun şekilde önleme çalışması yaptığı bir bölgede, “Ben istediğim zaman, dilediğim yerde kafama koyduğumu yaparım” der gibi meydan okuyan bir saldırı yapamaz.
Saldırıyı yapan katil, sanki bir yabancı devletin istihbarat teşkilatının ajanı kadar işinin ehlidir,
Eyleme hazırlık döneminde ve eylem günü her bakımdan korunup, kollanmıştır...
Ve perde gerisinde onu yöneten elleri kirli, son derece usta beyinler tarafından kumanda edildiği de gerçekleştirdiği eyleme bakılınca apaçık görülmektedir.
...............
Evet, emniyet güçlerinin günlerdir arama, kontrol, istihbarat çalışması yaptığı bir alanda tek kişiyle 7 dakika içinde gerçekleştirilen Reina saldırısı bir meydan okumadır,
"Kime meydan okuma?" dediğinizi duyuyorum,
Söyleyeyim o zaman:
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve onun şahsında tüm devlete, Türkiye Cumhuriyeti’ne...
...........
Reina saldırısı, tıpkı 12 gün önce Ankara’da gerçekleştirilen Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikastinde olduğu gibi ülkemizde benzeri hiç yapılmamış bir terör eylemidir.
Basit gibi duran bu ayrıntı, aslında her iki olayı planlayanların ortak bakış açısına sahip olduğunu, belki de perde gerisinde aynı karanlık odakların bulunduğunu işaret etmesi açısından çok ama çok önemlidir.
..............
Bir de şöyle söyleyebiliriz:
Kırsalda uzmanlaşan, şehir eylemlerini de daha çok emniyet güçleri üzerinde yoğunlaştıran PKK, Reina saldırısını yapmış olamaz.
IŞİD’in kanlı Paris saldırıları içindeki, Bataclan konser salonu baskını biraz benzerlik gösterse de farklılıklar da çoktur.
DHKP-C’nin ise günümüzde, böyle bir eylemi gerçekleştirecek gücü olduğunu sanmıyorum.
Sorunuzu duyuyorum,
“Peki öyleyse...” diyorsunuz,
“Reina baskınının arkasında hangi örgüt var?”
Aslında, bu soruya tam net bir cevap verecek kişinin elinde somut delil olması gerekir,
Öyle değil mi?
Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım ellerinde bir kanıt olmadan çıkıp, “Bu eylem filanca örgütün işidir” diyemezler...
Çünkü temsil ettikleri makamın sorumluluğu onu gerektirir.
Ama gazeteci için durum çok farklıdır.
Gazeteci çıkıp fikrini, düşüncesini, geliştirdiği hipotezi söyler,
Yazar ve anlatır.
Böyle yaparak hem okurlarını bilgilendirir, onlara yeni pencereler açar hem de resmi makamların çalışmalarında bazen ilham kaynağı olur...
.........
Şimdi bana, Reina saldırısının arkasındaki örgütün ismini soruyorsunuz değil mi?
Ben de size şöyle yanıt vereyim o zaman:
Düşünün bakalım, bugüne kadar bu ülkedeki en benzersiz terör eylemlerini hangi örgüt yaptı?
Örneğin büyük Birlik Partisi liderine helikopter suikastini kim gerçekleştirdi?
Danıştay saldırısının arkasındaki örgüt hangisiydi?
Malatya Zirve Yayınevi’nde üç hıristiyanın boğazını kesenler,
Trabzon’da rahib Andre Santoro’yu katledenler kimdi?
Ve tabii benzeri değil Türkiye tarihi, dünya tarihinde dahi olmayan 15 Temmuz terör kalkışmasını kimler yaptı?