ATİLLA TAŞ: 'BEN KENDİME HİÇ SANATÇI DEMEDİM!'

SOSYAL MEDYAYI EN ETKİN KULLANAN İSİMLERDEN BİRİ, ATİLLA TAŞ. TWITTER’DA NEREDEYSE BİR FENOMEN OLDU. DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN...

Sosyal medyayı en etkin kullanan isimlerden biri, Atilla Taş. TwItter’da neredeyse bir fenomen oldu. Müzik kariyerini kendi elleriyle batırdığını söyleyen şarkıcı, ödediği ve ödemekte olduğu bedellerin muhasebesini yaparak Twitter’da imajını nasıl düzelttiğini de Hafta Sonu’na anlattı...

 

Sosyal medyada kendi müziğinizle sürekli dalga geçiyorsunuz. Gerçekten müziğinizin kötü olduğunu düşünüyor musunuz?

 

Yo, ciddi değilim, tabii ki şaka. Bana gelene kadar o kadar kötü müzik yapan insan var ki... ‘Ham Çökelek’ olsun, ‘Zennube’ olsun; 1998 yılında çıkmıştı, 90’ları kapatan albüm oldu. Gerçekten Türk pop müzik tarihinde dönemine göre iyi müzikti. Daha sonra internet çıktı, teknoloji ilerledi, YouTube diye bir şey çıktı. Gençlerin dinleyebilecekleri o kadar çok çeşit var ki... Tarz ve anlayış değişti. Ben ona yetişemedim, 98’de kaldık biz. O yıllara göre iyi ve başarılıydı ama devam ettiremedim. Benimle o kadar çok dalga geçildi ki, ben de bir tür savunma mekanizması geliştirdim aslında. Şimdi dalga geçtiğimde “Kendine haksızlık yapıyorsun” diye kızıyorlar. Bunu artık takipçilerimle bir şaka olarak devam ettiriyorum.

 

Maddi olarak kötü bir dönem geçirdiniz. O dönemde ne yaptınız?

 

O dönem çok karanlık bir dönem benim için. Benim bile hatırlamak istemediğim hatta hatırlamadığım bir dönem... Bilinçaltıma attım galiba bazı şeyleri. Çok kötü zamanlar geçirdim. Kötü yerlerde çalıştım, normalde çıkmayacağım yerlerde çıkıp çalıştığım oldu. Çay bahçesinde şarkı söyledim. Bunu utanarak söylemiyorum, paraya ihtiyacım vardı, çalışmam gerekiyordu. Çok küçük paralarla enteresan yerlerde, içime atarak çalıştım. Yeri geldi, sokağa çıkacak param olmadı. Şöhretim vardı ama otobüse, dolmuşa binemezdim. Binemez miydim? Tabii ki binerdim ama insanların bakışları o kadar rahatsız ediciydi ki, ne işi var dolmuşta otobüste diye... Kiramı, elektriğimi, suyumu ödeyemedim. O, kötü bir dönemdi. Maddi ve manevi dibin de dibini gördüm.

 

Maddi olarak zor durumda mı olmak daha kötüydü yoksa sevgisizlik mi? Hayranlarınızın sevgisini kastediyorum tabii...

 

Ne sevilmesi? Çok başarısızdım. Acayip itici antipatik bir adam! Sürekli televizyonda, magazin figürü, magazinin kullandığı şebek bir figür olmuştum. İnanılmaz saygısızca dışlanan, bir ortama girdiğinizde aman beraber resim vermeyelim diye yanından kaçılan bir adam olmuştum. Çok yürekten, samimi söylüyorum... Ama bunun iyi tarafı, bu konuda kendimi akıllı bulduğum bir taraf var; ben bunları kabullendim. Çok kötü bir magazin figürü olduğumu kabullenince ayaklarım yere bastı. Aman ben ‘Ham Çökelek’i yaptım, iki milyon albüm sattım deseydim ruh sağlığım çok bozulurdu. Bir anda bunları fark etmeye başlayınca kasmamaya başladım. Bir kırılma noktası var, artık ne olacaksa olsun, ben buyum işte, cebimde bu kadar param var, bunu alacak güçteyim diyerek kabullendiğim anda yırttım. Kabullenme beni kurtardı. Benim bütün müzik kariyerim toprağın altına girmişti, ben bir zombiyim artık. Bunu söylemekten hiçbir şekilde gocunmuyorum.

 

 ‘Tüm kariyerimi yerin dibine soktum’

 

Peki kariyerinizi nasıl toparladınız? Şu anda Twitter’da adeta bir fenomensiniz. Attığınız tweet’ler büyük sempati topluyor. Benim son gördüğümde 311 binden fazlaydı takipçiniz.

 

Sevmeyenler de politik açıdan sevmiyorlar ama ben onlara da hiçbir zaman kötü davranışlarda bulunmadım. Adamlar “Boşver politikayı, sen işine müziğine bak” diyor. Müziğim yok, işim yok, başka yapacağım hiçbir şey yok (gülüyor). Bu konuda mütevazı değilim çünkü iğneleyici sarkastik bir dil buldum. Yaptığım yorumlar isabetli yerlere gidiyor, geçenlerde olan olayı basından takip etmişsinizdir. Ama ben şu partidenim, böyleyim falan demiyorum. Sadece yanlış gördüğüm şeylere parmak sokuyorum. Anayasal hakkımı kullanarak fikrimi beyan ediyorum. Asla hakaret içeren bir şey söylemiyorum. Buna özellikle dikkat ediyorum. Kendi müziğimle alay etmeye başladıktan ve kariyerimi yerin dibine soktuktan sonra hayatımda bir şeyler düzelmeye başladı.

 

 İmajımı Twitter sayesinde düzelttim

 

Twitter sayesinde imajınızı düzelttiğiniz söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

 

Twitter sayesinde düzelttim, evet. Sabah programlarına falan çıkıyorsun, yanına bir tane mağdur veriyorlar “Anam öldü, babam öldü, öldüm bittim” diye ağlıyor falan. Ardından sana “Hadi kalk bir şarkı oku” dediklerinde ben kendimi nasıl ifade edecektim ki? Duruşla da belli bir saygı kazandığımı düşünüyorum. Normal zamanlarda yaşamıyoruz. Garip dönemler, garip garip kahramanlar çıkartır ortaya. İnsanlar “Bizim söyleyemediğimiz şeyleri söylüyorsun” diyorlar.

Aslında bilinmeyen, çok zor şeyler değil, sadece senin söylemek istediğin aynı şeyi daha cesur şekilde söylüyorum. Ailem birkaç kere tehdit mehdit aldı, endişeleniyorlar bu yüzden. “Yazma biraz, dinlendir” diyorlar. Bir kesim çok şımardı. Müthiş bir güç var arkalarında. Kimse onları “Bunu niye yapıyorsun?” diye azarlamıyor, bir de yol veriyorlar onlara... Ama ben aynı hızla devam ediyorum. Korkacak hiçbir şeyim yok, gördüğüm çarpıklığı söylüyorum sadece.

YORUM YAP
YORUMLAR