ÜNLÜ OYUNCU ENGİN ALTAN DÜZYATAN'IN ALAÇATI'DA İKİ YAZ GÖRÜŞTÜĞÜ İZMİR'Lİ EDA HERŞEYİ MAGAZİN DUAYENİ'NE ANLATTI

ENGİN ALTAN DÜZYATAN İKİ AY ÖNCE, OYUNCU NİŞANLISINDAN AYRILDI... EDA AKGÜN ARADI VE "ENGİN ALTAN'I BENDEN DİNLEYİN" DEDİ!..

ENGİN, NİŞANLISI ÖZGE İÇİN, "SANIRIM AYRILIRIZ, ÇOK BOĞUYOR, SIKIYOR ARTIK" DİYORDU

-MAGAZİNDUAYENİ.COM'UN ÖZEL HABERİ- KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANILAMAZ... KULLANANLAR HAKKINDA HUKUKİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR
Oyuncu Engin Altan Düzyatan ile 8 ay önce nişanlandığı meslektaşı Özge Özpirinçci’nin ilişkisi Ekim ayında son bulmuştu. 

Ağustos ayında düzenlenen narkotik operasyonunda göz altına alınıp serbest bırakılan nişanlılar bir daha hiç yan yana görülmedi. İki ay sonra da ilişkilerinin sona erdiğini bir basın duyurusuyla açıkladılar. 

İkili adına yazılı bir açıklama yapan Düzyatan şöyle demişti:

“Nisan ayında evlilik kararı alarak nişanlandığım Özge Özpirinçci ile karşılıklı saygı çerçevesinde ayrılık kararı almış bulunmaktayız. Her ikimiz içinde hayırlı olmasını diliyorum. Bu konuda göstereceğiniz hassasiyet için tüm basın mensubu arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.” 
      
NİŞANLISINDAN BENİM YANIMDAN DÖNDÜKTEN SONRA AYRILDI

İzmir’den, bize ulaşan Eda Akgün ardındaki bir genç hanım, Engin Altan Düzyatan’ın nişanlısından ayrılmasının sebeplerinden birisinin kendisi olduğunu belirterek şunları anlattı:

“Bunları size, genç kızlara örnek olsun, ibret olsun diye anlatıyorum. ünlü ve yakışıklı diye kimseye kanmasınlar. Akıllarını başlarına alsınlar. Ben üzüldüm, gururum incindi, onlar üzülmesinler...

Ben yazları ailemle birlikte İzmir Alaçatı’da kalıyorum. Buranın bilinen ailelerinden birinin kızıyım. Son derece düzgün bir ailem var. Engin Altan Düzyatan geçen sene de bu sene de yazın benim yanıma geldi ve birlikte tatiller yaptık. Hatta, nişanlısından bu yaz benim yanıma gelip döndükten sonra ayrıldı.

ÇOCUKKEN ENGİN'LE OYNARMIŞIZ!

Engin sadece benim yüzümden olmasa da gözünün gönlünün açlığı yüzünden ayrıldı. Zaten, ‘Sanırım ayrılırız, çok boğuyor, sıkıyor artık” diyordu.

İsterseniz size en baştan anlatayım. Engin’in annesi İzmir Bayraklı’da oturur. Babamın halasının komşusu. Ben Engin’i küçüklükten de tanırım. Çocukken de arkadaştık yani, hep hatırlarım İkbal Hala’da oynardık.
3 sene önce annesiyle çay içtik halamda. Annesi benim için, “Maşallah balerin gibi kız” dedi. Babamın halası da “Engin’le küçükken oynarlardı” dedi.

YILLAR SONRA ALAÇATI’DA BULUŞTUK 

Sonra biz önceki sene Facebook’ta Engin’le arkadaş olduk. Seneler sonra birbirimizi bulduk.

Ona Face'te, “Yazın Alaçatı’ya gelince ara beni” diyerek, numaramı vermiştim.  Geçen yıl yazın geldi, aradı beni buluştuk. Hep Alaçatı’da kaldık. Koy bir denize gittik, magazincilerden çekiniyordu. Onlar görmesin diye hep yüzdük, akşam tekrar buluştuk. Bir ara başka bir araba geldi, kafasına havlu sardı, kimse görüp de tanımasın diye…

Sonrasında içtik sarhoş oldu ve bana sevgilisi için dedi ki “Vefa borcum var, onu sevmiyorum ama bırakamam da…” Sayıklayıp durdu. O zamanlar daha nişanlı değillerdi…

HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMEZ

O ünlüyse bende güzel kadınım. Bu yaz Alaçatı’da yine buluştuk. Benim yanımda başka kadınlara baktığı için kızdım Engin’e ve bu yaz hiç onunla birlikte olmadım, süründürdüm onu. Oysa benim yanımda çok mutluydu ama kendi aptallıkları yüzünden uzak tuttum kendimde. Çünkü eski Eda değilim. 

Yanımdayken kör kütük, sarhoş sağa sola iş attı. ‘Huylu huyundan vazgeçmez” dedim. Masum bakarak, “Yanılıyorsun Eda” dedi. Ben de onu itip çıktım ‘Öküz’ isimli mekandan.

O olaydan sonra hep birileriyle gördüm. Hep bana bakıyordu birlikte gidelim diye. Ama ben gitmedim. 

O pişkin bir adamdır. Çok rahattır, hiçbir şey yokmuş gibi yapar. Mesela Engin’de, “Seni seviyorum” yoktur hiç, “İyi ki varsın” der.

Ben zaten nişanlısından ayrılacağını biliyordum. Onunla ilişkisinden hep “Vefa borcu” diye söz ediyordu. Zaten sonu belliydi o ilişkinin. Nişanlısı aradığı zaman telefonunu sadece bir kere açtı, o da ilk zamanlardaydı. Arabadan indi konuştu, kısa kesti yanıma geldi. 

TELEFON NUMARASINI SİLDİM

Yalnız Engin işini çok sever. Mesleğine aşık olduğunu söylerdi ancak işinin ‘gel git’leri olduğu için çok yorulduğunu söylerdi. 

İlk çıktığımız zamanlarda bir gören, tanıyan olur, gazeteciler yakalar diye korktuğu için bir kafeye, mekana bile gitmezdik. Bu yüzden fotoğraf konusunda da çok titizdi. Birlikte fotoğrafımız olsun istedim, “Ne fotoğrafı, gerek yok ?” dedi. Ben de yalvarmam, yapım bu. “Çok da önemli değil zaten” dedim.

Benim duygularımla oynadı. Nişanlıyken benim yanıma gelmesi, benimle gezip tozması, eğlenmesi güzeldi. Ama ya sonra? Ben kullanılacak kadın değilim. Benimle çapkınlık yapmak zordur, ağır olsun. Onun etrafındaki ikoncanlara benzemem ben. Engin’i sildim hayatımdan, telefon numarasını da sildim.
YORUM YAP
YORUMLAR