'Sonumun Bergen gibi olmasını istemiyorum' diyen Yeliz Yeşilmen şiddet iddialarına yanıt verdi

Geçtiğimiz günlerde ağlayarak video çeken ve eşiyle ilgili sorunlarını dile getiren Yeliz Yeşilmen, destek aldığı kadar da eleştiri almıştı.

2010 yılında hayatını Ali Uğur Akbaş ile birleştiren Yeliz Yeşilmen geçtiğimiz günlerde Instagram hesabından yaptığı paylaşım ile takipçilerini korkutmuştu.

'Sonumun Bergen gibi olmasını istemiyorum' diyerek sitem eden Yeşilmen, herkesin aklına şiddet gördüğü ihtimallerini getirmişti.

2. Sayfa programına bağlanan Yeşilmen, ağladığı o videoya ve sözlerine şu şekilde açıklık getirdi: "Benim çektiğim video bir kadının çığlığıydı. Öncelikle sesimi eşime duyurmak istedim, şu an aynı evdeyiz.

Yaşadığımız sorunları sayfamda da duyurduğum gibi çözmeye çalışıyoruz. Sonumun Bergen gibi olmasını istemiyorum derken, eşimi öyle bir karaktersizle kıyaslamadım yanlış anlaşılmasın." şeklinde konuştu.

'Şiddet görüyor musun' sorusuna ise, "Erkeklere göre her evde şiddet var. Adama sorsanız ne olacakki kül tabağı fırlattım, ne olacak telefon fırlattım.

Onlar için bir şey değil. Bugün evde olmayan siyasilerde bile var bu düşünce. Şiddet sadece fiziksel olmaz. Benim söylediğim bazı şeyler öfkeyle ağzımdan çıkmış olabilir." şeklinde açıklama yaparak kafalarda soru işareti bıraktı

(İkinci Sayfa)

ACILARIN KADINI OLARAK TANINAN BERGEN NASIL ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ?

Hikayede Halis Serbes hep Bergen’e aşık diye anlatılıyor. Ancak Halis Serbes'inki için aşk denemez, bir hastalık, bir saplantı denebilir.

Bergen neşeli, özgür, öz güvenli bir kadın. O dönemin kabadayılarından olan Halis, Bergen’i elde edemedikçe çıldırıyor.

Ve büyük ihtimalle gazinocuyla da anlaşarak bu sahte borçları uyduruyorlar. Ardından bu sahte borçları Bergen’in adına ödeyerek onu kurtarıyor. Bir anda kahraman oluyor. Bergen de ondan etkileniyor böylece.

Bu olayın ardından Bergen gönlünü Halis Serbes’e kaptırıyor. Kurtarıcı olarak gördüğü adamın belası olduğundan habersiz elbette.

İkili nişanlanıyor ve Bergen Adana’ya yerleşiyor. Ancak Halis Serbes bozuk ruhlu, kompleksli bir adam. Bergen’e sürekli fiziksel şiddet uyguluyor.

Üstelik evli ve 3 çocuklu olduğu da ortaya çıkıyor. Bütün bunlardan sonra Bergen Ankara’ya dönüyor.

Gözü dönmüş Halis Serbes, Bergen’i elde etmekten başka bir şey düşünmediğinden karısından boşanıyor.

Ne yapıp edip Bergen’i ikna ediyor. İkili yeniden bir araya gelip evleniyor. Elbette huylu huyundan vazgeçmiyor.

Fiziksel şiddet, kıskançlık krizleri, aşağılamalar devam ediyor. Halis, Bergen’in sahneye çıkmasına karşı çıkıyor. Ve yeniden ayrılıyorlar.

KORKUNÇ OLAY 1982 YILINDA YAŞANIYOR

1982 yılında, o korkunç olay gerçekleşiyor. Halis Serbes’in parayla tuttuğu Şakir isimli adam, İzmir’de sahne alan Bergen’in vücuduna kezzapla saldırıyor.

Yüzünün ve vücudunun büyük bir kısmı yanan Bergen’in iki gözü de kör oluyor. Azmettiren Halis Serbes, iki aylık firardan sonra yakalanıp tutuklanıyor. Aylar süren tedaviden sonra Bergen’in bir gözü kurtarılıyor.

Yüzündeki yanık izleri, mümkün olduğu kadar estetik operasyonlarla tedavi ediliyor.

Yaşadığı olaylardan dolayı psikolojisi bozulan, kafası iyice allak bullak olan ve yalnız kalan Bergen, çaresizlikle Halis’i affediyor. Kezzap davasından vazgeçiyor, arada bir ziyaretine bile gidiyor.

15 AĞUSTOS SAHNEYE ÇIKTIĞI SON GECE...

14 yıl hüküm giyen Halis, indirimler ve aflar sonucu 6 yıl içeride kalıp çıkıyor. İkili bir dargın bir barışık zamanlar geçirdikten sonra, 1989’da boşanıyorlar ve Bergen hayatına yeni bir sayfa açıyor.

ayatı acılar ve sıkıntılar içinde geçen Bergen, ne yapsa da gözü dönmüş bir erkeğin sonunu getirmesine engel olamıyor. 15 Ağustos gecesi, güzeller güzeli Bergen’in sahneye çıktığı son gece oluyor.

14 Ağustos’u 15 Ağustos’a bağlayan gece Anadolu turnesi kapsamında Kayseri’den Mersin’e gitmek için annesi ile birlikte yola çıktıklarında Halis Serbes’in kendilerini takip ettiğini fark ettiler, polisi arayarak durumu bildiriyorlar.

Tedbir alınacağını öğrenince yollarına devam ediyorlar.

Tarsus-Pozantı E-5 Karayolu’nun Çamalan Yaylası mevkiindeki Aspava lokantasında gece 04.00 sularında Halis Serbes, Bergen ve annesinin karşısına çıkıyor.

Serbes ile tartışan sanatçı, arabaya binmek üzereyken Halis Serbes’in silahından çıkan altı kurşunun hedefi oluyor.

Kezzaplı saldırıdan sonra bir gece onu dinlemeye giden Sezen Aksu’nun, masadakilere “Bu kadını kezzap bile çirkinleştirememiş” diye bahsettiği Acıların Kadını Bergen, henüz 30 yaşındayken hayata gözlerini yumuyor.

Halis Serbes Almanya’ya kaçıyor ancak Türkiye’ye getiriliyor ve yargılanıyor. Ama ne yargılanma! 1 yıl 3 ay ceza alıyor, 7 ayını yatıp çıkıyor.

1993’te yeniden evlenen ve şu an Adana’da yaşayan Halis Serbes’in dört çocuğu var. Serbes önce gazetelere pişman olduğunu söyleyen röportajlar veriyor.

Bir süre sonra ise yaptığından hiçbir zaman pişmanlık duymadığını, Bergen’in bu yaşananları “hak ettiğini” açıkladı.

HAYATI BEYAZ PERDEYE TAŞINIYOR

Acıların kadını olarak anılan sanatçı Bergen'in hayat hikayesi beyaz hikayeye taşınıyor. 2020 yılının Kasım ayında vizyona girilmesi beklenen filmde Bergen'i canlandıracak oyuncu ise Serenay Sarıkaya olacak.

 Güzel oyuncu, çekimden aylar önce arabesk müzik söylebilmek adına şan dersleri almaya başlamıştı.

YORUM YAP
YORUMLAR