ŞÖHRETLERİ BİR DE ONDAN DİNLEYİN

BİR DÖNEMİN EN BÜYÜK ŞİRKETİ PRESTİJ MÜZİĞİN GÖZ BEBEĞİYDİ. UĞRADIĞI HAKSIZLIKLAR ÜZERİNE MÜZİĞİ BIRAKMAYI DÜŞÜNÜRKEN, TASAVVUF MÜZİĞİ'NE YÖNELİP SIKINTILARDAN KURTULDU. TANIDIĞINIZ ŞÖHRETLERİ BİR DE ONDAN DİNLEYİN.

RÖPORTAJ: ŞEBNEM ÖZCAN
Dost bildiklerinden hep kötülük gördüğünü belirten Jale Parıltı “Arkamdan kuyumu kazdılar. Müziği bırakmayı bile düşündüm” dedi.
Jale Parıltı, yorumlarıyla tasavvuf müziğine çok yakışan bir isim.
Türkiye'nin en ünlü şarkıcılarından arkadaşlık görmeyi beklerken hep haksızlığa uğradığını vurgulayan sanatçı, müziği bırakmayı düşünürken kurtuluşu Tasavvuf Müziği'ne yönelmekte bulmuş...
Şebnem ÖZCAN..
- Çocukluğunuza dair bana neler anlatırsınız?
Çok yaramazdım. Manav temizlerdim, evimizin altında manav vardı; bakkal vardı, bakkal temizlerdim, kasap vardı, kasabı temizlerdim çocuk yaşlarda. Temizlik karşılığında bakkaldan süt alırdım onu gidip kedilere içirirdim. Kasaptan kemik alırdım, köpeklere yedirirdim.
- Küçükken ne olmayı düşünüyordunuz?
Hep şarkıcı olmak istedim. Daha ilkokula giderken beni annem balkona çıkarırdı. "Hadi bir şarkı söyle" derdi. Ben de söylerdim şarkım bittiğinde bütün herkes balkonlarından ayağa kalkar beni alkışlardı. Çocukluğumdan beri mutfakta şarkı söylemeye bayılırım. Fakat son zamanlarda şarkıdan da şarkı söylemekten de nefret eder oldum.
- Sanatçılara yeterli değer verilmiyor mu?
Son zamanlarda sanata ve sanatçıya hiçbir şekilde kıymet verilmediğini hatta çok aşağılandığını görüyorum. Neredeyse, "Söylemeyin kardeşim oturun evinizde" pozisyonu yaratılıyor. Televizyon programlarına bakıyorsunuz kedilere köpeklere daha çok değer veriliyor. Sanatçılara aşağılık davranılıyor. Bence sanatçıların bu rahatsızlığı dile getirmesi lazım. Saba Tümer'in bugünkü şov programına bakıyorum bir kısırdöngü içersinde hep aynı tipler...
Ben Beyaz'ı çok seven bir insandım. Ama artık Beyaz'ı izlemiyorum, aynı şeyi Beyaz da yapıyor. Bu toplumda bir sürü sanatçı insanlar var ve sen sadece belli başlı tipleri çıkarıyorsun ve onlara feci oynuyorsun. Senin yüzünden o insanların konserleri ve fiyatları tavan yapıyor. Ama benim de şu an 40 tane personelim var. Yazık günah değil mi onlara da? Bu işi hakkıyla yapan, eğitimini almış, yıllarını vermiş emek vermiş birçok sanatçı evinde oturuyor.
Songül Karlı çekimime taş koydu
- Şarkıcı olduktan sonra ne gibi zorluklar yaşadınız?
Müzik camiasına girdikten 2 yıl sonra mesleği bırakmaya karar verdim. Prestij müziğe dahil olduğumda 6 sanatçıydık. Ben, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz, Alişan, Küçük Onur bir de Ceylan vardı. O zaman yüzüme gülenin arkamdan kuyumu kazdığından hiç haberim yok.
Klibim çekilecek, Songül Karlı bana yardımcı olmak istedi. Kostümüm için beni işportacıların yerine gönderdi. Çekim set hazırlanmış, ortada hala kıyafet yok. Sonra Hilmi ağabey beni arayıp, “Bütün ekip seni bekliyor, sen neredesin?” dedi. Hilmi ağabeyin telefonu açık kalıyor ve ben onunla Songül Karlı arasındaki diyaloğu duyuyorum. Songül, “Oooh canıma değsin. Öyle bir yere gönderdim ki, hayatta oradan çıkıp gelemez“ diyor.
- Peki ya Seda Sayan onunla da bir ara aynı şirket çatısı altındaydınız. O nasıl biriydi?

Seda Sayan çok tehlikeli bir kadın... Kalbinin çok güzel olduğuna inanmıyorum. Eğer gerçekten kalbi güzelse insancıl davranışları varsa başkalarına helal olsun, ben lafımı geri alırım. Bu piyasada suratına tükürmeyeceğiniz insanların ne yazık ki yüzünü öpmek zorunda kalıyorsunuz.  
- Yeni albümünüz 'Makamların Sultanı' için eczanelerde satılmayan tek ilaç olarak bahsediyorsunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Türk sanat musikisinde hangi makam hangi hastalığa şifa verir, bu bilgileri uzun araştırmalar sonucunda bir albümde topladık. Mesela Zengüle makamını dinlediğiniz zaman unutkanlığınızı gideren bir özelliği var. Büzürk makamı güç verir. Sabah ezan saatinde dinlendiği zaman hazımsızlığa iyi gelir. Normal gün içersinde dinlendiği zaman daha çok güç verir kendinizi güçlü hissettirir.
 Artık tasavvufa yöneldim
- Hala mesleği bırakmayı düşünüyor musunuz yoksa devam etmekte ısrarcı mısınız?

Devam etmekte şöyle ısrarcıyım, şu anda kulvarımda daha çok tasavvuf, ilahi ve kaside konserlerim ağırlıkta. Gündüz konserleri daha çok bayanlara yaptığım bir konser. Ondan aldığım hazzı size anlatamam. Mesela bu hafta peygamberimizin kutlu doğum haftası ona uygun eserlerden repertuarlar oluştu.
YORUM YAP
YORUMLAR