PIRLANTALAR VE DOLARLAR!

BENİ ÖYLE SEVDİ Kİ NE AİLESİNDEN ÇEKİNDİ NE DE ÇEVRESİNDEN; ÖYLE BÖYLE DEĞİL ÇOK SEVDİ...

TRANS KRALİÇESİ ÇAĞLA AKALIN YAZIYOR:
KÜRKLER, SAATLER, PIRLANTALAR, BİNLERCE DOLAR HARÇLIKLAR...

Karısından yeni boşanmıştı. Tanıştıktan bir süre sonra bana deniz gören bir ev tuttu, dayadı döşedi her şeyin en iyisi ile… 
Komşularımın gözleri sürekli benim kapımdaydı “yine ne geldi buna?” diye merak içindeydiler. 
Burun estetiği olduğum hastanede bütün hemşireler merak etmişler, “kim bu kadar gizli tutulan ünlü?” diye… 
Öyle bir çiçek yaptırmış ki kapılardan sığmıyordu. 
Bütün kat kapatılmıştı benim için. Ne ailesinden çekindi, ne de çevresinden. 
Çok deli sevmişti beni öyle böyle değil. 
                          ……………….
Çevremdeki herkes bu kişinin benden, ancak ölünce ayrılacağından o kadar emindi ki… 
Kürkler, saatler, pırlantalar; her hafta verilen binlerce dolar harçlıklar … 
Belma Simavi gibiydim! 
Yediğim önümde, yemediğim arkamdaydı.
                             ………………
O da herkes gibi gözlerime aşık olmuştu. 
Urfalı’ydı kendisi… 
Çocuk gibi duygusaldı. 
Çok korkardım onu incitirim diye. Hata yapmaktan hep kaçsam da çok paranoyak olduğu için sürekli beni takip ettirirdi. 
Ama bir şeyimi yakalayamazdı.
6 ay olmuştu ilişkimiz, 
Kapıma son model araba geldi. 
Ruhsatını bana verdiklerinde benim üstüme olmadığını görünce geri iade ettim.
                                        .................
Sonra, hayli önemli bir semtte tripleks bir villa aldığını, orada birlikte yaşayacağımızı söyleyince arkadaşım Okşan’la eve bakmaya gittik.
“Çok uzak” diye ‘mırın kırın’ yapıp bir şekilde vaz geçmeye çalıştım.
Kararsızdım, yeni eve çıkıp çıkmamaya.
                                    ..…………
Sonrası mı?
Bir tuhaflık başladı… 
Bana tapan kişi, kapılara adam diken kişi bir anda değişmeye başlamıştı.
Paris’te olsa, “hemen gel!” dediğim anda gelen kişi gitti, beni görmeyen bambaşka biri oluverdi.
İçime bir kurt düştü… 
Gecenin bir vakti çıktım, evini basmaya gittim!
Kapıyı çalıyorum açmıyor, telefon açıyorum çıkmıyor. 
Mesaj attım ‘Bütün siteyi ayağa kaldırım’ diye. 
Çıktı kapıya, “Ne oldu, uyuyordum” dedi. 
“Kim var evde?” dedim… 
“Abim, yengem ve kızı var. Amerika’dan yeni geldiler, yorgunlar uyuyorlar” dedi. 
“Amerika’dan gelen kişi neden senin evine geliyor?” dedim, “Ailesinin evi varken.”
Kem küm etti. 
“Eve git, sabah geleceğim konuşuruz” dedi. 
Bende bindim arabaya dönüyordum. 
Yolda aklıma şeytanlık geldi, mesaj attım,
Şöyle yazdım:
‘Senin yeğenin kısacık şortla mı geziyor evin içinde? Hem, hani bir kızdan başka da kimse yoktu evde camdan dikizledim’
                                   …………….......
Meğer olay aynen de öyleymiş…
Şu bizim villa için Gürcistan’dan getirttiği hizmetçi kızı eve kapama yapmış 10 gündür.
Bana yaptığı açıklama ise şöyleydi :
“Biz seninle ayrı evlerde yaşıyorduk, bana hiç kadınlık yapmadın. Bir gömleğini bile ütülemedin ne yapayım!”
                                        ........………..
Kısacası erkek aldatmak istediği zaman aldatır. 
Hep bir bahanesi vardır erkeklerin. 
Bu yaz başka bir kadınla evlenmiş, 
Onunda gözleri bana benziyor; kocaman eşek gözlü!
YORUM YAP
YORUMLAR