NURGÜL YEŞİLÇAY "ÖNEMLİ OLAN UZUNLUĞU DEĞİL İŞLEVİ"
25 DAKİKALIK BİR DİZİ OLAN ‘BEBEK İŞİ’ İLE EKRANLARA DÖNEN NURGÜL YEŞİLÇAY’DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR…
Başrollerini Nurgül Yeşilçay ve Timur Acar’ın paylaştığı, bir bebeğin gözünden yetişkinlerin hayatını konu alan ‘Bebek İşi’ ilk bölümüyle büyük beğeni kazandı. 25 dakikalık komedi dizisi Türk televizyonlarına yeni bir soluk getirirken, sosyal medyanında ilgisini çekti. Dizide Yeşilçay ve Acar’ın yanı sıra Nevra Serezli, Zafer Diper, Ayşe Nil Şamlıoğlu, Güray Kip, Bora Cengiz ve Hüseyin Erkanlı gibi isimler rol alıyor. ‘Yankı’ bebeğe ise usta oyuncu Erkan Can sesiyle hayat veriyor.
Bebek İşi projesiyle yollarınız nasıl kesişti?
Bu diziden uzun zamandır haberdarım. Murat Gürvardar’ın uzun zamandır elinde olan bir projeydi. Dizi o zamanlarda da bir aile dizisi şeklindeydi. Limon Yapım'ın sahibi Hayri Bey de Türkmax için kısa bir dizi yapmayı amaçladığını söyledi. Bundan sonrasında Tolga senaryoya dahil oldu ve dizinin şu anda sahip olduğu kafayı yarattı. Ondan sonra bu diziye dahil olmaya karar verdim.
Bu projeyi kabul etmenizde etkili olan neden neydi?
Bu işi yapmamızdaki en birinci sebep, dizinin süresidir. Sektörümüzde hakim olan rating savaşlarının acımasızlığı yüzünden dizi süreleri sürekli uzamakta... Set çalışanları bazen iki gün hiç uyumadan her hafta kaset teslim etmeye çalışıyorlar. 90 dakika, 120 dakika daha fazlası... Kim daha uzun yayında kalırsa reytingden o daha çok pay alıyor. Bu emek sömürüsü üstüne kurulmuş düzen yüzünden ekipler bazen insanlık dışı koşullarda çalışıyorlar. Bu sebeplerle sette ölümler bile gerçekleşiyor. Biz eli yüzü düzgün, insani ortamlarda yaratılan, 30 dakika uzunluğunda bir işin de var olması gerektiğine inanıyoruz. Bir hafta gibi kısa bir sürede 120 dakika sureli bir işin emeğe ve seyirciye gereken saygı duyularak yaratılmasının imkansız olduğunu düşünüyoruz. Reyting savaşında süremiz yüzünden kaybetme ihtimalimiz olsa bile bu savaşın verilmesi gereken bir kavga olduğuna inanıyoruz.
İzleyiciler bu dizide nelerle karşılaşacak?
Dizimizde kadın-erkek çatışması, yeni çocuk sahibi olmuş bir ailenin karşılaştığı zorluklar gibi TV komedi janrına çok da yabancı olmayan konuları farklı bir bakış açısıyla ele almaya çalışıyoruz. Kendini fazla önemsemeyen, kısa ve acısız bir dizi bizimkisi. Keyif alarak, keyif aldığımız bir şekilde yarattığımız bir proje.
25 dakikalık bir diziye Türk halkı hazır mı? Bu kadar uzun süreli dizi izlemeye alışmış seyircilerin bu diziye tepkisi ne olacaktır?
5 dakikalık diziye bence Türk halkı hazır. Sıkıldık artık uzun uzun bakışmaları izlemekten. Artık telefonlardan yayınların izlendiği, bir yerden bir yere giderken bile bir şeylerin izlendiği bir çağda yaşıyoruz. Süre önemlidir. Süre geçiştirilecek bir şey değil ki... Sen mesela benden bu röportaj için 120 dakika mı talep edebilir misin?Bu sebepten dolayı insanlar artık dizi izlememeye başladı. Bence Türk halkı 25 dakikalık dizilere hazır. Sonuçta Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz yurtdışında diziler genelde bu sürelerde. Süreden ziyade içeriğin önemli olduğu bir anlayışa geçmemiz gerekiyor. Sonuçta önemli olan uzunluğu değil işlevi.
Reyting kaygınız var mı?
Tabii ki var. Sonuçta ulusal kanala bir iş yapıyoruz ama ikincil planda. Daha çok, bize müdahale olmadan bir iş yaptığımızda "Ne oluyor?”u görmek istiyoruz. Bu işin kitlesi sadece biziz. O şekilde hiç bir müdahaleye maruz kalmadan 25 dakikalık bir dizi yapıp biz böyle yaptık içimize sindi demek birincil amacımız. Sanırım samimi bir iş de sadece böyle yapılabiliyor.