Nesrin Cavadzade’den samimi itiraf!

Nesrin Cavadzade, ALEM için kamera karşısına geçti. Röportaj da veren Cavadzade, birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İşte Nesrin Cavadzade'nin açıklamalarından satır başları...

Yoğun bir dönemdesin nasıl gidiyor hayatın?

2019 gerçekten çok bereketli geçti benim için. “Bizim Hikaye” dizisinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra aynı yapım şirketinin “Yasak Elma” dizisine girdim.


Dizinin sezon arası vermesi ile “Cemil Şov” filmine başladım. “Cemil Şov” harika bir senaryosu olan Barış Sarhan yönetmenliğinde bir film. Müthiş bir iş çıkacağına çok eminim.

Bu filmin hemen ardından “Aşk Tesadüfleri Sever 2” filmi için Ankara’ya gittim. Bu film için aylar önce almaya başladığım şan derslerini saymalı mıyım?

Filmin bitmesine günler kala dizinin çekimleri başladı ve ilk birkaç hafta setten sete koştum. Özetle geçtiğimiz yaz çalışmaktan tek bir gün tatil yapamadım ve bir ara gerçekten beynim alev alacakmış gibi hissettim. Ama Allah başka dert vermesin tabii.

Dijital platformda bir projen var diye duyduk biraz detay verir misin?

Detay verirsem milyon dolarlık bir ceza ödeyeceğim. Ama beni çok heyecanlandıran bir proje olduğunu söyleyebilirim. Gerçi yine dizim devam ederken setten sete koşacağım günler beni bekliyor ama olsun.

Bu yorgunluğu geleceğe yatırım olarak görüyorum. 2020 şimdiden harika bir yıl olacak çünkü bütün bu projeler birer birer değerli seyircilerimizle buluşacak. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Hayallerimin bile ötesinde bir kariyer yaptım ve yapmaya devam ediyorum.

Bir günün nasıl geçiyor?

Sette. Şaka bir yana çalışmadığım ve kendime zaman ayırabileceğim günler azınlıkta olsa da kendime çok iyi bakmaya çalışıyorum.

Erken uyanıyorum, kedilerime vakit ayırıyorum (13 yıllık en yakın dostlarım onlar), evde kahvaltı yapıyorum, spora gidiyorum, sevdiğim bir kafede oturuyorum, sevdiğim arkadaşlarımı görüyorum, haftada en azından bir günü bakım günü ilan edip masaja ya da cilt bakımına gidiyorum, her zaman güzel besleniyorum. Üç aşağı beş yukarı hayatım böyle geçiyor.

Hem dizi hem de sinema projelerin var; bu tempoyla nasıl baş ediyorsun?

Demin bahsettim biraz ama özellikle ne yediğime ve ne düşündüğüme dikkat ediyorum. Gereksiz ve enerjimi aşağı çekebilecek hiçbir şey yememeye ve düşünmemeye gayret ediyorum.

Ketojenik besleniyorum ve meditasyon yapıyorum. Enerji konusunda danışmanlık aldığım birisi var. Bana hayatımın her bir alanına nasıl sevgi aşılayabileceğimi öğretiyor. Yani yolunda gitmeyen ve beni üzen meselelere bile sevgi enerjisiyle yaklaştığımda mucizevi değişiklikler olabiliyor. Kolay değil tabii ama öğreniyorum.

Şahika karakteri için neler söylemek istersin; ilerleyen dönemde ters köşe yapar mı?

Valla Şahika’nın kendisi ters köşe zaten. Hayatımda ilk defa kendime bu kadar uzak bir karakteri canlandırıyorum. Kötü demek az kalır, tam bir iblis. Ama oynaması çok zevkli. Bazen sette hep birlikte gülme krizine giriyoruz. Yani kötülüğü o kadar hayret verici ki, daha ne kadar ileri gidebilir diye düşünüyoruz.

Sosyal medyayla aran nasıl?

Sosyal medyayı seviyorum. (Sosyal medyaya sevgi enerjisi yolluyorum) Instagram inanılmaz eğlenceli. Vaktim olsa çok daha yoğun ve provokatif kullanmak isterdim ama son zamanlarda çok ihmal ettim. Sizinle yaptığımız çekimle birlikte sosyal medyamı tekrar canlandırmayı umut ediyorum.

Olumsuz yorumlara tepkin nasıl oluyor?

Valla üzülüyorum her insan gibi. Yorumları okumuyorum yalanına giremeyeceğim. Okuyorum ve bazen üzülüyorum. Arayıp anneme şikayet ediyorum. Böyle böyle yazdılar filan diye. Annem bana çok şaşırıyor. “Kızım 15 yıldır bu işi yapıyorsun hala mı ya?” diyor. Ben de “Evet, hala…" diyorum.

Bir proje önüne geldiğinde prensiplerin neler oluyor?

Prensip değil de heyecanlarım diyelim. Yani yeni bir şey söylüyorsa ve benim daha önce oyuncu olarak denemediğim bir şeyse heyecanlanıyorum ve kabul ediyorum. En büyük kriterim kendimi ve seyirciyi şaşırtmak. Kendimi tekrarlamamaya gayret ediyorum.

“Aşk Tesadüfleri Sever” ile de izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyorsun, çekimler nasıldı?

Zor ve güzeldi. Benim için çeşitli zorlukları oldu. Zihnen o tempoya hazır değildim galiba. Geriye dönüp baktığımda keşke iki filmim arasında dinlenebileceğim bir zaman olsaydı diyorum.

Çok dolu bir kafayla başladım ve sonra kendimi “reset”leyemedim. Ama sonucun her halükarda çok güzel olduğunu biliyorum. Ömer Faruk Sorak dünyanın en yumuşak, en iyi kalpli insanlarından biri. Beni her şeye rağmen pamuklara sardı. Ona çok minnettarım.

İzleyiciyi neler bekliyor bu filmde?

Gözyaşları sel olacak.

Canlandırdığın karakter nasıl biri?

Konservatuarda müzik öğretmeni, bir “band”i var, geceleri şarkı söylüyor Ankara’nın çeşitli “in” mekanlarında. Sonra bir çocukla karşılaşıyor ve olaylar gelişiyor.

YORUM YAP
YORUMLAR