MEMLEKETE BAK: DEVLET HASTANELERİNDE KÜRTAJ YASAL, ANCAK ULAŞILABİLİR DEĞİL!
TÜRKİYE'DE KÜRTAJ YASAL OLARAK SERBEST. ANCAK, YAPILAN BİR ARAŞTIRMA DEVLET HASTANELERİNİN ÇOĞUNDA İSTEĞE BAĞLI KÜRTAJ HİZMETİ VERİLMEDİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDI. İŞTE KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ'NCE YAPILAN O ARAŞTIRMA...
DEVLET HASTANELERİNDE KÜRTAJ YASAL, ANCAK ULAŞILABİLİR DEĞİL
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi, Türkiye’deki devlet hastanelerinde kürtaj hizmetleriyle ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’deki Devlet Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” adlı çalışma, Türkiye’de kürtajla ilgili birçok ilgi çekici veriyi ortaya çıkardı.
Türkiye’de hizmet veren devlet hastanelerinin 431’inde kadın doğum birimi bulunuyor. 431 hastanenin tümüne, “Hastanenizde kürtaj hizmeti veriliyor mu?” sorusunu yönelten Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi, hastanelerin yüzde 11,8’inden, kadın doğum bölümleri bulunmasına rağmen “Hayır” yanıtını aldı.
İletişime geçilen 431 hastaneden sadece yüzde 7,8’lik bir oran isteğe bağlı kürtaj hizmeti verirken, yüzde 78’i ise yalnızca tıbbi zorunluluk gerektiren durumlarda gebelik sonlandırma operasyonu gerçekleştiriyor. Konu ile ilgili bilgi vermek istemeyen hastane oranı ise yüzde 1,4.
BATI MARMARA VE DOĞU KARADENİZ'DE KÜRTAJ HİZMETİ VEREN DEVLET HASTANESİ YOK!
Batı Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, doğurganlık çağında olan yaklaşık 1 buçuk milyon kadın bulunuyor. Buna rağmen bu bölgelerde isteğe bağlı olarak kürtaj hizmeti veren devlet hastanesi bulunmuyor.
Kadın doğum bölümleri bulunan 58 eğitim ve araştırma hastanesinden yüzde 17,3’ü isteğe bağlı kürtaj hizmeti verirken; yüzde 71,1’i tıbbi zorunluluklarda bu hizmeti veriyor. Yine eğitim ve araştırma hastanelerinden yüzde 11,4’ü kadın doğum bölümleri bulunmasına rağmen kürtaj hizmeti vermiyor.
İŞTE SONUÇLAR
Kadın doğum bölümleri bulunan 431 devlet hastanesinden % 7,8’i isteğe bağlı kürtaj hizmeti verirken % 78’i tıbbi zorunluluklarda bu hizmeti vermektedir. Devlet hastanelerinden % 11,8’i kadın doğum bölümleri bulunmasına rağmen kürtaj hizmeti vermediklerini belirtmiştir. İletişime geçilen 431 hastanelerden %1,4’ü ise konu ile ilgili bilgi vermemiştir.
Kadın doğum bölümleri bulunan 58 eğitim ve araştırma hastanesinden % 17,3’ü isteğe bağlı kürtaj hizmeti verirken % 71,1’i tıbbi zorunluluklarda bu hizmeti vermektedir. Eğitim ve araştırma hastanelerinden %11,4’ü kadın doğum bölümleri bulunmasına rağment kürtaj hizmeti vermediklerini belirtmiştir.
Batı Marmara ve Doğu Karadeniz bölgesinde 1,462,4442 doğurganlık çağında kadın bulunmasına rağmen, bu bölgelerde isteğe bağlı olarak kürtaj servisi veren devlet hastanesi bulunmamaktadır.
81 ilden 53’ünde isteğe bağlı olarak kürtaj hizmeti veren devlet hastanesi bulunmamaktadır. (Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Artvin, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Edirne, Elazığ, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hatay, Isparta, İçel (Mersin), Kars, Kastamonu, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Nevşehir, Ordu, Rize, Sakarya, Siirt, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak,Van, Yozgat, Zonguldak, Aksaray, Bayburt, Kırıkkale, Batman, Yalova, Kilis, Osmaniye)
MAGAZİNDUAYENİ.COM'UN NOTU: Devlet hastanelerinin, başvuruda bulunanlara kürtaj uygulamadığı yolunda yoğun şikayetlerin basında yer alması üzerine 2014 yılı Mart ayında Sağlık Bakanlığı bir açıklama yapmış ve 'Bakanlığa bağlı hastanelerde kürtaj yapılmasında herhangi bir kısıtlama bulunmadığını' bildirmişti.
YASA NE DİYOR!
Ülkemizde kürtaj ve gebeliğin sona erdirilmesi ile ilgili usul ve esaslar yasal olarak düzenlenmiştir. Mevcut yasada yer alan ve ilgililerin bilmeleri gereken belli başlı maddeler aşağıda sunulmaktadır.
MADDE 5 : Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı taktirde istek üzerine rahim tahliye edilir. Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocukile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgil idaldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir. Derhal müdahale edilmediği taktirde hayatı ve hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak hekim bu müdahaleyi yapmadan önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren engeç yirmi dört saat içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icab ettiren gerekçeleri illerde Sağlık Sosyal Yardım Müdürlüklerine, ilçelerde Hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur. Acil müdahale hallerini nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenecek izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir.
MADDE 6 : 5. maddede belirtilen müdahale, gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ilebirlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz. 5. maddenin birinci fıkrasında belirtilen ve rızaları alınacak kişiler evli iseler, eşinde rızası gerekir. Veli veya sulh mahkemesinden izin alma zamana ihtiyaç gösterdiği ve derhal müdahale edilmediği taktirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil hallerde izin şart değildir.
MADDE 468 : Bir kadının rızası olmaksızın çocuğunu düşürten kimseye 7 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Gebeliğin süresi on haftadan uzun olan bir kadının rızasıyla tıbbi nedenler mevcutolmadan çocuğunu düşürten kimseye 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir. Çocuğunu düşürmeye rıza gösteren kadına da aynı ceza verilir. Birinci fıkrada yazılı fiil; kadının ölümüne neden olmuşsa file 15 yıldan 20 yıla ve bedeni bir zarara neden olmuşsa 8 yıldan 12 yılakadar ağır hapis cezası verilir. İkinci fıkrada yazılı fiil; kadının ölümüne neden olmuşsa faile 5yıldan 12 yıla ve bedeni bir zarara neden olmuşsa 3 yıldan 8 yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Gebe sanılan bir kadın üzerinde rızası olmaksızın çocuk düşürme amacıyla bazı fiillerde bulunan kimse kadının ölümüne veya bedeni zararına sebep olmuşsa 452. ve 456. maddeler hükümlerince cezalandırılır. Gebelik süresi on haftadan fazla olan çocuğunu isteyerek düşüren kadına 1 yıldan 4 yılakadar ağır hapis cezası verilir.
Madde 470 : Rahim tahliye etme yetkisi olmayan bir kimse, gebelik süresi on haftadan az olan bir kadının rızasıyla düşük yaptırdığıtaktirde 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fiil kadının ölümüne veya bedeni bir zararına sebep olmuşsa, fail ayrıca 452. ve 456. maddeler hükümlerince cezalandırılır. Tahliye etme yetkisi olmayan bir kimse 468. maddenin 1. 2. 3. ve 4. fıkralarında öngörülen fiilleri işlediği taktirde cezası 1/3 oranında arttırılır. Rahim tahliye etme yetkisi olmayan bir kimse; gebe sanılan bir kadına çocuğunu düşürtmek için ilaç, gereç tedarik eder veya gebe sanılan bir kadın üzerinde rızası olmaksızın çocuk düşürme amacıyla bazı fiillerde bulunur ve kadının ölümüne veya bedeni zararına sebep olursa, 452. ve 456. maddeler hükümlerince cezalandırılır. Fiil kadının rızasıyla işlenmiş iseceza 1/3 oranında indirilir.