Mehmet Ali Erbil nasıl, bebek gibi oldu?
Gazeteci Bilal Özcan’dan Mehmet Ali Erbil ve Mert Ramazan Demir’le ilgili çarpıcı yorumlar
Bilal Özcan yazıyor…
Mehmet Ali Erbil’in Turnike yarışmasıyla ekranlara dönmesine çok sevindim.
Geçen hafta yarışmayı izlerken gülmekten bir hal oldum.
30 yıldır televizyonların en iyi şovmeni Erbil,
Ondan daha komiği, daha eğlencelisi yok.
Kimler, kimler onun yaptığı işe soyundu ama hiç biri kalıcı olamadı.
Mehmet Ali Erbil ise küllerinden doğup doğup duruyor.
Allah ona sağlık versin,
O, bu meslek için dünyaya gelmiş.
……
Turnike çok başarılı bir yapım,
Yarışmacı seçiminden, sunucu kostümüne, dansçıların koreografisinden, yarışmacıların giyim kuşamına kadar her ayrıntıya önem veriliyor.
Hatta Erbil’in, 50 yaş üzeri herkeste görülen boyundaki kas kaynaklı dikey çizgilerden kurtulması gerektiği de düşünülmüş.
Ekran görünümünde son derece önemli olan ‘Gıdı’ detayı başarıyla halledilmiş.
MALİ’nin gıdı bölgesi, bebek gıdısı gibi pürüzsüz olmuş.
…..
Halk arasında ‘Platisma Bantları’ olarak bilinen boyundaki yaşlılık çizgilerine Tıp, önceleri bir şey yapamıyordu.
‘Platisma Kası’ hayati damar ve sinirlere çok yakın olduğu için cerrahlar çekinirdi.
Hatta, varlıklı kişiler ve ünlüler yüzlerine estetik yaptırır, ciltleri gerilirdi ama boyuna dokunulamadığı için oradaki kalın dik çizgiler dururdu.
Yeni tekniklerin ortaya çıkmasıyla artık, boyun germe işlemleri de kolaylıkla yapılıyor.
Şimdi, cerrahlar ‘Platisma Kası’nı kesmeden ortadan birleştirip gergin hale getiriyorlar.
Bu işleme ‘Platismaplasti’ deniliyor.
İnsanın boynu da yüzü gibi, gergin ve pürüzsüz oluyor.
MERT RAMAZAN DEMİR, ÖPÜŞMEYİ YOK SAYDI
Hatırlıyorum da Mehmet Ali Erbil, 25-30 yıl önce sunduğu yarışmalarda her gece bir araba verirdi.
Şimdi ise veremiyor,
Yapabileceği fazla bir şey yok,
Televizyon kanalları artık eskisi gibi kazanamıyor ne yazık ki…
…….
Mert Ramazan Demir, dün Bebek’te, yeni dizisinin okuma provasına girerken gazeteciler sorular sordu:
Bir muhabir, sahilde öpüşürken görüntülendiği kızı kastedip,
“Yeni birlikteliğinizi sorsak, nasıl gidiyor?” dedi…
Oyuncu hemen gerçeği perdeledi:
“Öyle bir şey yok”
Sonra da binanın içine girdi…
Adeta, doğruları konuşmamak için kaçtı, gitti.
Bu cevapla, kendince, hepimizin gözünün önünde yaşanan dudaktan öpüşmeyi saklamış oldu.
Garip!
Oysa, bir iki cümle kurarak kendisini daha düzgün ifade edebilirdi…