MABEL MATİZ: 'TARKAN BENİM KAHRAMANIM!'
ÖZGÜN BİR MÜZİK VE YAŞAMIN ŞİFRELERİ. MABEL MATİZ, YAVAN MÜZİK ORTAMINDA TEMBELLEŞEN KULAKLARIMIZI FARKLI BİR SESLE ŞENLENDİRİYOR. İŞTE MATİZ’İN ANLATTIKLARI.
Özgün bir müzik ve yaşamın şifreleri... Mabel Matiz, yavan müzik ortamında tembelleşen kulaklarımızı farklı bir sesle şenlendiriyor. İşte Matiz’in anlattıkları...
Bu yıl Altın Kelebek’te en iyi çıkış yapan erkek sanatçı seçildin. Biraz geç olmadı mı?
Üçüncü albümümü yapmaya hazırlandığım şu günlerde, bu ödülü almak beni iyice cesaretlendirdi! Yani, olabilir. İnsanlar geç anlayabilir ve bazı şeyler karşılığını geç bulabilir. Ben mutlu oldum.
2011’de çıkan ilk albümünden bu yana geldiğin noktayı nasıl değerlendiriyorsun?
O zamanlar, başka bir his ve başka bir kafa ile müzik yapıyordum. Aslında bir heves gibi başlamıştı. Şimdi kocaman bir tutkuya dönüştü. Son dört yılımı bu şekilde özetleyebilirim.
Diş hekimliği mezunusun. Ama bir insanda bu kadar mı diş hekimi tipi olmaz!
Hep öyle diyorlar. Hatta, beni stajyer sanıyorlardı. Özel bir hastanede çalışırken, hastalar kapıdan bakıp “Doktor bey yok mu?” derlerdi. O zaman da küpem vardı, saç sakal böyle değişikti. Ama benden çok da memnundular, elim hafiftir çünkü.
‘Sultan Süleyman’ı öyle bir kafa ile okumuşsun ki; hikayedeki keder acayip hissediliyor.
Aslında, ben hala çok şaşırıyorum çünkü her şeyin önüne geçti. Son zamanların en başarılı cover’ı olarak lanse ediliyor ve bu benim için gurur vericiÖ Onno Tunç ve Aysel Gürel hayranı olarak şarkıyı sahnede çalmaktan çok hoşlanıyordum. ‘Ayselim’ albümünden haberdar olduğumuzda kendi kendimize yaptığımız bir kayıttı, albüme zorla son dakikada soktuk. Hatırlıyorum, yağmurlu bir gündü. Ben şarkıyı sadece bir buçuk kere okudum. Normalde, üç-beş kere okur, en beğendiklerini bir araya getirirsin. Herkes öyle yapıyor. En ufak düzeltme yapmadan, hücum kayıt gibi yaptık. İnsanlara o his geçti belki.
Ekşi Sözlük’te senin için “Cover’ları cover yapılan adam” yazmışlar. Şarkının esas sahibi Sezen Aksu bu başarın için seni aradı mı?
Hayır, hiç temasımız yok. Hep söylediğim gibi, o da benim kahramanlarımdan biri... Uygun yer ve zamanda enerjilerimiz mutlaka çarpışacak.
Beyoğlu gecelerine zamanında çok aktım o çılgınlığı kontrol etmeyi artık öğrendim
Soyadın gibi matiz (çok sarhoş) bir tip misin?
Beyoğlu gecelerine zamanında çok aktım (kahkahalar). Bayağı rock’n roll bir hayatım oldu ama şimdi daha normal bir hayatım var. O çılgınlığı kontrol etmeyi tecrübe ile öğrendim.
Sen nereden besleniyorsun?
Aslında sanatın tüm kanallarından besleniyorum. Yusuf Atılgan’dan ‘Aylak Adam’ı okuyorum. Son favorim Bejan Matur; bütün yazım onunla geçti diyebilirim. Lale Müldür şiirleri de çok iyi geldi. Bejan, Lale okuyunca, kafam açıla açıla bir hal oldu! Lale, genel varlığı ile ilham verici bir kadın. Zaten karşı komşum, sabah-akşam konuyoruz. Onun kendine kurduğu o dünyaya sızmak bana ilham veriyor, beni besliyor. Şu aralar ‘İkinci Cihan’ albümünü dinlediğim Birsen Tezer, o da çok kıymetli bir sanatçı. Müziğini inanılmaz buluyorum... Hollywood istisnaları olsa da; bana yapay bir tribün geliyor.
Sinema veya dizi müziği teklifleri alıyor musun?
Bu sene üç-beş yerden teklifler geldi. Fakat müziği hikaye üzerine döşeyeceğiniz için bana gönderilen o hikayelerle aramda bir yakınlık kuramayınca olmadı, yapmadım. Bir film bittiğinde akan yazılar içinde kendi adımı görmek en büyük hayallerimden biri.
Albümde teşekkür ettiğin kişiler arasında Kadıköy de var...
Bir dönem Bahariye’de yaşadım ve ‘Yaşım Çocuk’ albümünü orada Erekli Tunç Stüdyosu’nda kaydettim. Kadıköy bana hafiflik, ferahlık ve mutluluk getirmişti. Kadıköy’ün o enerjisi albüme de geçti. Moda’daki çay bahçesinde kitap okumak, müzisyen arkadaşlarımla manavımızda karşılaşmak; orada bir aile ortamı var.
‘Kendini bilmeyen herkese öfkeliyim, isyanım kötülüğe!
Albümlerinde hep bir isyan duygusu hissediliyor. En büyük öfken kime?
Kendini bilmeyen herkese! Ben de onların önemini unutuyorum bazen ama saygı ve sevgi olmadan her şey zor. Kabalık ve kötülüğe isyan ediyorum. Sadece aşık olduğunuz zaman değil; arkadaşınıza ve memleketinizi çekip çevirenlere de bir öfkeniz olabilir.
Aşka inanıyor musun?
İnanıyorum. O duygu durumunun insanda neleri değiştirebileceğini ve ne katıp, neyi götüreceğini defalarca tecrübe ettim! Aşık olunca kendimi kaybediyorum, saçmalıyorum. Sonra onlar şarkı oluyor (kahkahalar). Aşkın daha çok kendi içinizdeki arızalarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Karşınıza aldığınız insan orada ikinci sırada. Bunu anladığımdan beri daha sakinim! Aşk, seni kendi içine döndüren bir durum. Hiç dokunulmamış yerlerinden kendine dokunabilmek, aşktır.
Sevgililerin senin için ne düşünüyor?
Ben insan seviyorum ve o sevgi bakidir! İlişkilerimden sonra kimse kimseyi kötü hatırlamıyordur, ama beni zor olarak hatırlayabilirler. Evet, biraz zor olabilirim.
‘Yeni albümde kendimden 10 tık fazlasını bekliyorum’
Sonbaharda üçüncü albüme giriyorsun, müziğini nereye götüreceksin? Herkes senden bir tık fazlasını bekliyor olacak...
Ben kendimden 10 tık fazlasını bekliyorum! 14 şarkı olacak. Türk bir kadın besteciden bir cover olasılığı var, ismi sır olsun. Onun dışındaki şarkılar bana ait, yine Mabel hissi var. Defterdeki yeni şarkılarıma baktığımda, kimyayı bozmadan sadeleşme eğiliminde olduğumu görüyorum. Dört yıldır bekleyen bir şarkım var, iki cümlesi eksik çünkü. Albümün içeriği genel olarak koyu, karanlık... ‘Yaşım Çocuk’ aydınlık bir albümdü ama bu sanırım biraz parçalı bulutlu oluyor. Üçüncü albümden sonra ‘world music’ kafasında bir albüm hedefliyorum. En uzak yerdeki, bana en uzak insana bile dokunmak istiyorum. Türkiye’de bunu yapabilmiş az insan var. Mesela, Tarkan popta bunu yapabilen tek isim!
Tarkan için ne düşünüyorsun?
Tarkan’ı çok seviyorum. Çok ilham verici, kıymetli ve önemli bir sanatçı. Türkiye’de pek çok şeyi yıkmış, pop algısını genişletmiş bir adam. Tarkan benim kahramanlarımdan biri...