KÜÇÜK OSMAN'A 5 MİLYON DOLAR

SİNA KOLOĞLU, ‘ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ’ DİZİSİNİN ‘KÜÇÜK OSMAN’I EMİR BERKE ZİNCİDİ’Yİ İZLERKEN PSİKOLOG GİBİ NOTLAR TUTTU…

Beyaz TV’de kendisini ilk defa bu kadar uzun bir süre izledim. Hani psikolog gibi notlar tuttum. Emir Berke Zincidi’den bahsediyorum. ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinin ‘Küçük Osman’ı, ‘Hititya, Madalyonun Sırrı’ adlı fantastik çocuk filmi çekildi, onun hatırına söyleşiler veriyor başrol oyuncusu olarak.

İzleyince ortaya şöyle bir durum çıkıyor; çocuğun kafası fena halde karışık. Şöhretle çocukluk arasında gidip gelmelerde. Çok para kazandırmış ailesine. Adına şirket kurulmuş. Amcası bu filme 5 milyon dolar yatırmış. Tüm bunlar yan yana gelince aşağıdaki küçük ayrıntılar dikkatimi çekti ve  ailenin dikkat etmesi gerektiği hissine kapıldım:

Uğurkan Erez’le Emir Berke Zincidi ‘Hititya’ filminde rol aldı.

“Uğurkan Ağabey yanıma geldi, ünlü oldu”

Filmde oynayan Uğurkan Erez’le Deniz Özerman da Emir’in yanındaydı Kenan Erçetingöz’ün ‘Yüz Yüze’ programında. Konu basınla ilişkilere geldi. Üç basın danışmanı varmış Emir’in. Emir, “Ooo var kaç tane hem de” gibilerinden elini kaldırdı. Devamında Deniz Hanım’ın neden dizilerde oynamadığı başlığına geçildi. Esprisi yapıldı hatta, “Artık Emir’in yanında dolaşırsın” gibi. Çocuk işi ciddiye aldı, “Uğurkan Ağabey yanıma geldi. Çok basın topladık” diye lafı yapıştırdı.

Çocukluğu yaşamak

Küçük ünlülerin anahtar sorusu ‘çocukluğunu yaşamaları’yla ilgilidir diye düşünüyorum. ‘Küçük Osman’a da soruldu. Oyunlar, arkadaşlar, okul vs. Şu cümlesi çarpıcı geldi bana: “Benim bugün aradığım bir şey kalmadı.” Ama tek bir şey vardı aklında kalan, “Bir tek Amerika’ya gitmedim sadece...”

‘Ünlü olmak’ üzerine söylediğinin de sanırım altı çizilmesi gerekliydi: “Ben ‘herkesten daha ünlüyüm’ demiyorum. Ben herkesle aynıyım.” Bu ‘aynı’ olmak daha sonra anlaşılıyor. Kendi yaşıtlarıyla ilgili değil söyledikleri. Mesela yayın başında telefonla bağlanan Demet Akalın ablasıyla kendini karşılaştırıyordu küçük oyuncumuz. Kendi yaşıtlarıyla ilgili sorulduğunda durakladı. Çünkü öyle bir ‘karşılaştırma’ yoktu yaşamında.

Büyüyünce ne olacaksın?

Küçük Emir belki de kendi yaşını bu soruyla ilgili anlattıklarında dile getiriyordu: “Oyunculuk, futbolculuk, basketbolculuk, şarkıcılık, mankenlik, kalecilik hepsinde çok iyiyim.” Kazandığı paranın hesabını da ailesi kendisine ‘tembihlemişti’ anlaşılan; “Ben bilmiyorum, ailem bilir. Ben hiçbir yerde asla söylemem” dedikten sonra kendi çocukluğuna ‘mecburen’ dönüyordu:  “Ben evde oyun oynarım.” Bir ara kamera annesini gösterdi. Anlaşılan ne diyeceğine ya da ne demeyeceği konusunda ‘gözleri’yle uyarıyordu oğlunu.

Dünyanın varlığını set arasında öğreniyor

Oyuncu koçları, basın sözcüleri, şirketi, paraları ve pedagogları... Böyle bir yaşamı var Emir Berke Zincidi’nin. “Pedagoglardan ara olduğu zaman (yani set arası) dünyanın nasıl yapıldığını öğrendim” cümlesi de bir başka ipucu onun yaşamına dair. Yani işi zor ‘Küçük Osman’ın. Oyunculuğu, çok para kazanması, bu filmden çok şey beklenmesi.  7.5 yaşında omuzlarına ‘büyük bir yük’ bindirilmiş. Sözleri aslında tek kelimeyle bunu anlatıyordu.

YORUM YAP
YORUMLAR