FERHAT GÖÇER: "PARASIZLIĞI ÇOK İYİ BİLİRİM"
8 YILDA 8 ALBÜM ÇIKARDI VE HER ALBÜMÜ EN ÇOK SATANLAR ARASINDA YER ALDI. HEM DOKTOR VE HEM SANATÇI FERHAT GÖÇER, AİLESİ VE MÜZİK HAYATINI BUGÜN GAZETESİNDEN ŞEBNEM ÖZCAN’A ANLATTI:
8 yılda 8 albüm çıkardı ve her albümü en çok satanlar arasında yer aldı. Hem doktor ve hem sanatçı Ferhat Göçer’le ailesini, müziğini ve hayatı konuştuk...
Çılgınlıkları olan bir genç hiçbir zaman olmadım. Hep ders çalıştım. Yaptıklarıma, konuştuklarıma her zaman dikkat ettim.
Yokluğu iyi bilirim. Ailemizin bütçesi belliydi. 15 yaşında üniversiteye başladım. Beşiktaş’tan taa Topkapı’ya kadar param olmadığı için yürüyerek gittim.
* Geçmişe dönmenizi istesem bana çocukluğunuza dair neler anlatırsınız?
Öğretmen bir annenin babanın çocuğuyum. Hep ders çalışarak büyüdüm. Yani iyi bir örnek çocuk olmak edebiyle yetiştirildim. Dolayısıyla da yaptıklarına, konuştuklarına, hareketlerine hep dikkat eden bir çocuk olarak kendimi hatırlıyorum. Çok büyük çılgınlıklarım hiçbir zaman olmadı. Ama zor bir süreçti. Annemle babam bir dağ köyünde öğretmenlik yapıyorlardı. İzmit'in Bahçecik köyünden kasabaya okula gitmek için aşağı yukarı her gün 10-15 km. yol yürüyüp geri dönmek zorunda kalıyordum.
* Hayatla mücadele etmeye kaç yaşında başladınız?
15 yaşında üniversiteye başladım. 6 sene üniversite ekleyin, 21 yaşında hekim olarak mecburi hizmete gittim Şanlıurfa'ya. Üniversitede de ailemden ayrı yaşadım. Aslında üniversite üçüncü ve dördüncü sınıftayken, dışarıda çalışarak geçimimi sağlamaya başlamıştım. Aileme mümkün olduğu kadar az yük bindirmeye çalışıyordum. Çünkü 4 kardeştik, hepsi okuyordu ve öğretmen maaşıyla geçinmek çok zordu. İstanbul'da konservatuara başladıktan sonra artık müzikle daha yakından işler yapmaya başlamıştım. Ekip arkadaşlarımla beraber hafta sonları müzik yapmaya başlamıştık. 19 yaşında falan kendi hayatımı kazanabilecek düzeye gelmiştim.
HER GÜN ŞÜKREDİYORUM
* Yokluğun ne demek olduğunu bilir misiniz? Hiç parasızlık yaşadınız mı?
Babam minimum bütçelerle aldığım her kalemin bir bir hesabını yapardı. 'Her akşam iki bardak süt içeceksin, şu senin süt paran, yol paran... Bir bilet parası ayda şu kadar eder. Yanına da harçlık şu kadar' deyip bunları alt alta toplar, hesap kitap yapardı. Hesabımızı şaşırdığımız taktirde ki şaşardı her zaman ayın 20 günü cebimde para varsa son 10 günü mutlaka parasız dolaşırdım. Beşiktaş'tan taa Topkapı'ya kadar param olmadığı için yürüyerek gittiğimi bilirim. Bolluk içinde yaşayan insanlar değildik. Her şeyimizi hesaplı kitaplıydı.
* Orta halli bir ailenin çocuğusunuz. Ailenizin de desteğiyle okuyup doktor oldunuz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her gün şükrediyorum. Sahip olduğum bütün her şey için, geçmişi düşündükçe, ailemin verdiği emekleri düşününce, geçirdiğimiz o zorlu çalışma sürecini düşündükçe bugüne geldiğimiz yaşadığım her saniye için şükrediyorum.
Kendi aileme iğne bile yapamam
* Annenizle babanızı bir doktor olarak siz mi muayene ediyorsunuz?
Mutlaka onların sağlıklarıyla bire bir ilgileniyorum. Tansiyonlarına bakarım, ilaçlarını takip ederim.
* Anne, babanıza iğne yapıyor musunuz?
Hayır asla. Sevdiklerime iğne yapamam. Canım yanar. Kızım iğne vurulurken ben binayı terk ederdim.
* Ama operatörsünüz, hastaları kesip biçiyorsunuz?
Evet ama insanın kendi canı olduğu zaman yapamıyor. Kızıma asla iğne vuramam. Nice ameliyatlar yaptım, gömleğime çorabıma kadar kana bulandığımızı bilirim ama kendi evlatlarıma iğne vurmaktan acizim. Anne ve babama da öyle, asla yapamam, bünyem bunu reddediyor.
Son 6 aydır doktorluk yapmıyorum
* Bir doktor olarak en son kime, hangi müdahaleyi yaptınız?
Son altı aya kadar Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde aktif cerrahi yapıyordum. Poliklinik yapıyordum, muayene yapıyordum. 21.5 yıllık genel cerrahi uzmanıyım. Ara vermek zorunda kaldım. Çünkü yurt dışı turneleri vardı. Dolayısıyla burada artık mesaiyi takip edebilecek durumda değildim. 6 ay öncesine kadar normal rutin mesaime gidip geliyordum ama dayanamadım. Mecburen ara vermek zorunda kaldım.
Hasta olarak gelen dinleyicim var
* Hayranlarınızla birlikte yaşadığınız ilginç anılarınız var mı?
Hastanede ilginç anılarım vardı. Özellikle ilk müzikle ilgilendiğim yıllarda karşılaştığım ameliyatlarını yaptığım konserlerime gelen çok insan olmuştur. Konser mekanlarının haricinde acil serviste gecenin 3'ünde karşılaştığım hasta olarak bana gelen çok dinleyicim olmuştur. Onlar karşılarında tanıdıkları, güvendikleri ve bildikleri bir insan olduğunu görünce çok daha faklı bir duygusal ortam oluşuyor. Sonra servis vizitelerinde çok ilginç anılarımız olmuştur. Ağır ameliyatlardan çıkıp da uzun sohbetler yaptığım çok hayranım olmuştur.
Ben muhafazakar bir Anadolu erkeğiyim
* Hayat arkadaşımız Ömür Gedik'e karşı maço musunuz?
Anadolu'luk var. Ömür'e uyan bir şey değil bu. Ama o da o tarafımı idare etmeye çalışıyor. Eee, tabii o daha İstanbul'lu daha bir farklı bir yapısı var. Benim daha bir Anadolu'lu yanım var. Dolayısıyla da o konuda biraz çatışmamız oluyor.
* Sesinizi mi yükseltiyorsunuz?
İlla sesinizi yükseltmenize gerek yok. Anlarsınız, karakterde vardır. Ben biraz muhafazakar bir Anadolu erkeğiyim diyebilirim. Maço değilim ama. Ömür'e maçoluk sökmez. Bazen Ömür'ün algılayamadığı ama bendeki muhafazakar erkek duygularını Ömür'e açıklamak zorunda kaldığım zamanlar oluyor.
* "Ömür'e maçoluk sökmez" dediniz, böyle bir şey yapsanız, size nasıl karşılık verir?
Tepki gösterir. O da kendi içinde olgun, kariyer sahibi, görgülü, bilgili biri. Maçoluk yapabileceğiniz bir insan da değil.
Türkiye'den dünya starı olmak çok zor
* Ferhat Göçer dünya starı olmayı hiç aklından geçiriyor mu?
Keşke öyle bir şansımız olabilse ama çok zor. Bu biraz ülkemizin ekonomik ve sosyal gücüyle alakalı bir şey. Milyonlarca insan İngilizce konuşuyor. İspanyolca da öyleÖ Dünyanın en çok konuşulan dilleri bunlar. Bir eser yarattığınızda milyonlarca insan tarafından takip edilebiliyor. Türkçe müzikle, şarkılarla böyle bir gücümüzün olup olmadığını bize biraz zaman gösterecek.
* Buraya yabancı ünlü sanatçılar geliyor ve onlarla birlikte sahneye çıkıyor, düet yapıyorsunuz. Onlardan veya menajerlerinden hiç bu konuda teklif aldınız mı?
Tabii özellikle 'Cennet' ve 'Gidemem' şarkılarıyla ilgili çok övgülerde bulunanlar oldu. Dışarıda büyük ilgi göreceklerini söyleyen yabancı sanatçılar da prodüktörler de oldu. Bakalım, zaman ne gösterecek.
Hırsınızı kontrol etmek başarı getirir
* Yaptığınız işlerde hep çok başarılı olmak gibi bir kaygı taşıyor musunuz?
Çok başarılı olmak değil ama en azından bir optimum başarıyı hedefliyorum tabii ki.
* Hırslı bir insan mısınız?
Çalışkan bir insan olduğumu düşünüyorum. Hırs kontrol edilebildiği müddetçe, doğru yöne yönlendirebildiğiniz zaman doğru bir duygudur; doğru bir davranış biçimidir. Ama mantığınızla ve duygularınızla hırsı kontrol edemezseniz sizi esir alırsa o zaman ortaya istenmeyen bir insan modeli çıkar. Ben hırsımı kontrol edebildiğimi düşünüyorum.
* En büyük korkunuz nedir?
Sevdiklerimi erken yaşta kaybetmek. Başarısızlık korkusu. Tabii ki bu olmazsa olmaz. Bu kadar emek sarf ettiğiniz şeylerin böyle yoktan sebeplerle bir anda avucunuzun içinden akıp gittiğini görmek çok kötü.
Şarkı söylerken ağlıyorlar
* Şarkı söylerken sizi dinleyenlerin ağladığını gördüğünüz oluyor mu?
Tabii çok oluyor.
* İşinizi iyi yaptığınızı düşünüp keyif alıyor musunuz?
Hayır keyif almak değil tabii, onlara ulaşabildiğimi hissediyorum.
ŞEBNEM ÖZCAN - BUGÜN GAZETESİ