ERBİL POLEMİĞİ 33 BİN'E PATLADI

AMSTERDAM’DA KONSER VEREN DEMET AKALIN'IN BU SÖZLERİ ÇOK KONUŞULACAK. 'POLEMİKLERİN KADINI'NIN EN BÜYÜK KAVGASI KİMİNLE OLDU?

Yer: Gece kulübü The Sand. 3 bin 500 kişiye 'Türkan' şarkısını söyletiyor. Yer gök inlerken, popun kraliçesini dinletiyor cümlemize. Hayat onu mankenlikten şarkıcılığa çağırdı. Onun şarkılarına sağır olanlar bile, sonunda dinlemeye mecbur kaldı. Şimdi başında kazanmanın tacıyla, dağların görkemiyle veriyor pozlarını.

Şarkıları nedense hep 'giderli'. Öğrendim ki, onun şarkılarında 'mutlu aşk yok!' Yarım kalmış hesabı da yok! Bütün kavgaları, verilmesi gereken cevaplar üzerine kurulu. Kullandığı cümlelerden bu yüzden korkmadı hiç! Ama zaman rüzgarı onda da değişiklikler yapmış. Taşların sessiz öfkesini de öğretmiş hayat... Cem Yılmaz'dan sonra, Türkiye'de sosyal medyanın takip ettiği ikinci star. Gözü kara bir yolculuktan sonra, hayat şimdi onu anne olmaya çağırıyor. Buyurun birlikte bambaşka bir Demet Akalın yolculuğuna...

 

Mankenlikten şarkıcılığa geçtiğinizde size burun kıvıranlara ne söylemek istersiniz?

O burun kıvıranları dize getirip şimdi kendimi alkışlatmak dünyanın en büyük zevki.

GAZETECİ OLMAK İSTEDİM

Sizi yok sayanlar, başarınızı kabullenemeyenler bile artık şarkılarınızla eğleniyor; bu nasıl bir duygu?

Onlara ben de çok rastladım. Bunu ben 'Olacak Olacak' şarkısıyla kırdığıma inanıyorum. İstanbul'da beni çalmayan bazı gece kulüpleri beni çaldığı zaman; o snob insanların kendilerinden geçip eğlenme hali büyük zevk... Ben bütün bunların bir şans olduğuna inanmıyorum. İlk başta "Şanslı, iyi şarkı buldu" dediler. Senelerce peşine takılan bir şans olabilir mi?

 

Şarkıcılığa adım attığınızda, pop müziğin en ünlü isimlerinden biri olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?

Hiiiiççç! Küçüklükten beri en büyük hayalim; güzel bir evlilik yapmak, hatta bir subayla evlenmek, çoluk çocuğa karışmaktı. Bizim aile hep askerle evli. Biraz daha aklım erdiğinde gazeteci olmak istedim. Sonra bu işe girip en son şarkı söylemeye başladığımda, artık bu işi hiçbir zaman bırakamayacağımı anladım çünkü işimi çok seviyorum.

 

Her çıkışın bir inişi vardır derler, zirveden geriye dönüş yolunu hiç aklınızdan geçiriyor musunuz?

Hiç öyle bir şey yok vallahi... Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses yıllardır zirvede. Allah bana inişi göstermesin. Ama bu iniş değil, sadece bir duraklama olabilir hayatımda. O da ben istersem yani çoluk çocuğa karıştığım zaman.

TEK CECELİ'Yİ SEVDİM

Zirveye çıkarken bilerek veya bilmeden birilerinin üzerine bastınız mı?

Hiç. Ben kimseyle uğraşmam. Yaptığım işte o kadar yoruluyorum ki... Nota bilmiyorum ama aranjelere karışmak, işin gidişatına yön vermek hoşuma gidiyor. Bu yüzden başkalarının yaptıklarıyla uğraşacak zamanım yok! Eskiden yeni çıkan bütün albümleri alırdım, heyecanla beklediğim insanlar vardı. Artık o kadar çok hayal kırıklığına uğruyorum ki, iki yıldır kimsenin albümünü almıyorum. Son yapılan işleri hiç beğenmedim. Bir tek Mustafa Ceceli'nin albümünü sevdim.

10 ÖĞRENCİ OKUTUYORUM

Sizin parayı çok sevdiğiniz söylenir. Paranın hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?

Evet severim çünkü güzel yaşamayı severim. Sevdiklerimi güzel tatillere götürürüm. Ailemi en iyi şekilde yaşatırım. Geçen yılı mesela kuzenim ve dayıma ev alarak geçirdim. Benim bakmakla yükümlü olduğum annemin dışında dört insan var. Ayrıca kendi yeğenlerimi okutuyorum, bir de okuttuğum 10 öğrenci var.

Okan Kurt'la çok mutlu giden bir evliliğiniz var. Evliliğin şifresini çözdüğünüzü söyleyebilir miyiz?

Evet çok mutluyum çünkü en iyi arkadaşım, en iyi dostumla evlendim. Her şeyi onunla konuşabiliyorum. Bence insanlar en iyi anlaştığı, en iyi arkadaşlarıyla evlenmeli. Bir zaman sonra aşk, sevgi de geçebilir ama muhabbet varsa, her şey çok iyi gider. Okan, işinde gücünde ve başarılı bir iş adamı. Benim yaptığım işe saygı duyuyor, ben de onunkine. Her gün saat 07.00'de kalkar, 07.30'da evden çıkıp işe gider, akşam da 18.30-19.00 gibi evde olur. Evlenmeden önce cumartesileri de çalışıyordu. Başta birbirimize kurallar koyduk. O bana "Mini giymeyeceksin, Twitter'ı da kapatacaksın" dedi. Bunların hiçbiri olmadı. Bense ona "Tek bir şey istiyorum senden;, cumartesileri bize kalsın" dedim, kabul etti.

Eşinizle işte de birliktesiniz ve bir nevi iş ortağısınız. Bu bir dezavantaj yaratmıyor mu?

İş ortağı filan değiliz, adam benim yaptığım işlere asla karışmaz.

MÜZİK LİTERATÜRÜNE GİRDİM, DAHA NE OLSUN

Şu anda mesleğinizde bulunduğunuz yerden memnun musunuz yoksa gözünüz daha da yükseklerde mi?

Yok canım, daha ne olsun! Herkesin olmak istediği yerdeyim. Müzik dünyasının literatürüne 'Demet Akalın şarkıları gibi' diye bir cümle girdi. Yapabileceğim tek şey; bulunduğum konumu korumak. Bu aslında daha zor çünkü bir takım insanlar beni aşağıya çekmeye çalışıyor. Daha albümüm yeni çıkmış, "Bu albüm tutmayacak" diye borazan çalıyorlar. İşte onlara her albümde 'tokat' atmayı çok seviyorum.

İNTİKAM BANA YAKIŞTI

'Giderli Şarkılar' albümü için eşin hiç "Bu şarkılar kime söyleniyor" demedi mi?

Yıllardır hep intikam şarkıları söylüyorum. Bu da benim üstüme o kadar çok yakıştı ki. Ben mutlu aşk şarkıları söylediğimde insanlar garipsiyor. Çok denedim, onun için de yakıştıramıyorum kendime. Olmuyor! Bundan sonra da hep böyle giderli şarkılar söylemeye devam edeceğim, onu da belirteyim yani.

 

ERBİL POLEMİĞİ 33 BİN'E PATLADI

Siz 'polemiklerin kadını' olarak nam saldınız. Bilerek mi polemiklere giriyorsunuz?

Benim bütün kavgalarım öncesinde bir şey yazılmıştır, söylenmiştir; onlara cevaplarımdır. Boşu boşuna cevap veriyorumdur bunlara, sırf bu yüzden bataklıktan, çamurdan çıkarttığım insanlar oldu. Artık cevap vermiyorum. Örneğin şu anda 'Düğüne gelmeyenler ordusu' diye bir grup oluştu. Okan'ın ailesi yüzünden biz düğüne birtakım insanları çağıramadık. Bazı şarkıcı ve modacıları istemedi, ben de ona tabi olmak zorunda kaldım. Bazıları bunu hiç beklemedi, bana sataşmaya başladı. Onların kendi dünyaları var, benim hayatımda olup olmamaları önemli değil. Polemiklere girmek istemesem de çekmeye çalışanlar var. Namus ile ilgili olan konuları avukatıma veriyorum.

En büyük kavganız kimle oldu?

En büyük kavgam Mehmet Ali Erbil ile oldu. Bana 33 bin liraya mal oldu. Çatır çatır ödedim. Geçen gün Erbil'e; "Ne yaptın oğlum sen o parayı?" dedim. "Para bende değildi ki" dedi. Para ortada yok, bilmiyor bile.

 

Aklınıza gelen her şeyi söyleyemeyeceğinizi öğrendiniz mi?

Hem de nasıl! Yaş ve tecrübe öğretiyor.

 

HANIMEFENDİ OLAMIYORUM!

Siz klasik şöhretler gibi değilsiniz; çok ulaşılabilir bir durumdasınız, çok ortadasınız... Star olmak için bunun çok yanlış olduğu söylenir...

O eskidenmiş, şu anda öyle bir şey mümkün değil. Bir ara benim menajerliğimi Tarkan'ın eski menajeri almıştı. Ona "Bak Uygar, benden Tarkan olmaz, sakın deneme" dedim. Ben Tarkan'ı çok beğeniyorum ama o kadar merak ediyorum ki; ne yer, ne içer, nerede sosyalleşir, nereye gider?

 

Çok sokak ağzı ile konuştuğunuz, argoyu ve küfrü çok kullandığınız için eleştiriliyorsunuz. Değiştirmeyi hiç düşünmüyor musunuz?

Ben hayatımdan çok memnunum vallahi. O sahte maskelerin altında, hanımefendi, çıtkırıldım olamıyorum.

Sizi susturan konular nelerdir?

Aşkın olduğu yerde susarım.

PARAYLA YAPILABİLECEK HER GÖRGÜSÜZLÜĞÜ YAPTIM

Şarkıcı olup zirveye çıkana kadar hep iyi kazanan, şöhretli isimler vardı hayatınızda. Şimdi siz iyi kazanıyorsunuz ve çok ünlüsünüz ama eşiniz öyle değil. Bu durumu nasıl açıklarsınız?

Ben de, o da şikayetçi değiliz. Durup durup güldüğümüz bir konu var. Biz ilk onunla yemeğe gittik Nişantaşı'na. Çıkışta bir gazeteci ordusu bizi çekti ama o gün gerçekten aramızda bir şey yoktu. Okan da gayriihtiyari elini cebine attı ve valeye para vermek için bir tomar para çıkarttı. "Ne yapıyorsun? Sok o parayı içeri" dedim. "Niye ki?" dedi. Ertesi gün bir gazetede manşet; "Sonunda dengini buldu." Karşımdaki insanın hiç parası da olmayabilir. Ben o şartlara uyum sağlamayı da bilirim. Evi o geçindiriyor, alışverişlerimizi o yapıyor. Ama sahne alışverişimi kendim öderim. Normal aileler gibiyiz.

 

TEMKİNLİ HARCIYORUM

Yıllık kazancınız ne kadar?

Onu hiç hesaplamadım. Ölmeyecek kadar var. Çocuğuma da yetecek kadar kazandım. Eskiden çok daha fazla harcardım ancak artık daha temkinliyim. En ünlü çanta dükkanına girdiğimde, her rengini alırdım. Son üç yıldır bunu yapmıyorum, küçülmeye gittim. Bugün gazeteleri açıp baktığımda "İyi ki o görgüsüzlükleri yapmışım ki, başka şeylere, kötü alışkanlıklara bulaşmamışım" diyorum. Parayla yapılabilecek her türlü görgüsüzlüğü yaptım. Özel uçaklar tuttum, lüks spor arabalara bindim. Küçük bir yerden geldim, bunları kim yapmazdı ki! Şimdi ise olgunlaştım. Sevdiklerime yine pahalı şeyler alıyorum ancak kendime büyük paralar harcamıyorum artık.

 

Sizin için artık zengin bir kadın diyebilir miyiz?

Tabii ki büyük işler yapıp büyük paralar kazanıyoruz. Benim canlı performansımda orkestram biraz pahalı. Mümkün olduğu kadar playback yapmaya çalışıyorum çünkü Rize'deki, Çanakkale'deki, Erzurum'daki insan da beni görmek istiyor. İnsanlar inanamıyor aldığım fiyatlara, "Bu kadar az mı alıyorsun?" diye soruyorlar. Evet, çünkü her yerde olmak istiyorum. Piyasa tabiri ile sürümden kazanıyorum! 50 bin liraya da, 15 bin liraya da gittiğim konserler oluyor.

 

Kazancınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim belli; hep gayrimenkul. Ticareti yeni düşünmeye başladım. Belki tekstil işi olabilir. Eşofman ve tişört tasarlayabilirim. Belki restoran, kafe de olabilir.

 

STÜDYODA 12 YILLIK UĞURLU EŞOFMANIMI GİYERİM

Şarkıcılıkta zirveye çıkmanızda en büyük etken nedir?

Tabii ki şarkılarım. Bir de ekibimi bozmuyorum asla. Benim klasik bir ekibim var. Erhan Bayrak, Ersay Üner, patronum Bülent Seyhan. Bana şans getirdiğini düşündüğüm şeylerim vardır, mesela hep makyajsız giderim stüdyoya. Hiç kimse beni şarkı söylerken dinleyemez. Sonra uğurlu eşofmanlarım vardır; 12 yıllık eşofmanlarım. Hep bunları giyerim. Ayakkabılarım illa ki çıkartılır, yalın ayak okurum şarkılarımı.

 

OLMAZSA İKİZ BEBEK EVLAT EDİNECEĞİZ

Mutlu evliliğin formülünü daha önce siz söylemiştiniz; "Bir sen, bir ben, bir de bebek"... Peki, bebeğe sıra gelmedi mi daha?

Geldi de, bekliyoruz. Bir şey yok halen. Çalışmalar devam ediyor. Artık kafaya takmıyoruz. Yazın ciddi kafaya taktık, benim de bazı kadınsal problemlerim vardı ama eskisi kadar takıntılı değiliz. Kısmet diyoruz...

 

İYİ BİR ANNE OLURUM

Bir sağlık sorunu yaşar ve anne olamazsanız, evlat edinmeyi düşünür müsünüz?

Evet, kesinlikle! Ben şimdi bile evlat edinmeyi düşünüyorum ama Okan istemiyor şu anda. Yoksa ben hemen bir ikiz bebek evlat edinmek isterim. Okan "Sen deli misin, kendi bebeğimizi yapacağız" diyor. Bazen onun da kafasına yatıyor, bazen de "Olmaz" diyor.

'Ya iyi bir anne olamazsam' diye düşünüyor musunuz hiç?

Bence tam tersi, mükemmel bir anne olacağım için bu fikri senelerce geri teptim. Ama şu anda olursa da iyi bir anne olurum.

YORUM YAP
YORUMLAR