‘ÇOCUKLAR DUYMASIN İNANMADIĞIM BİR İŞTİ’

'FERHUNDE HANIMLAR' SONRA 'ÇOCUKLAR DUYMASIN' DİZİSİNDEKİ TAŞ FIRIN HALUK KARAKTERİYLE ŞÖHRETİ YAKALAYAN TAMER KARADAĞLI, BUGÜN GAZETESİNDEN ŞEBNEM ÖZCAN’A SUSKUNLUĞUNU BOZDU.

Beni şöhret yapan 'Çocuklar Duymasın' en inanmadan girdiğim iştir. Bir salonda, bir mutfakta geçen basit bir dizi diye bakıyordum. Dizi bana normal bir başarı sağlamadı, anormal bir başarı sağladı. Etkisi de çok büyük oldu.

30 yıldır sanatla iç içe ve son 12 yıldır şöhretin zirvesinde... Önce 'Ferhunde Hanımlar' sonra 'Çocuklar Duymasın' dizileriyle kendisini milyonlara sevdiren, tiyatroda, sinema ve reklamlarda oynayan Tamer Karadağlı iki yıldır gazete röportajı yapmıyordu. Suskunluğunu BUGÜN için bozdu.

 

- Sizce, neden geç keşfedildiniz?

Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ben 'Ferhunde Hanımlar'a başladığımda 25 yaşındaydım. 25 yaş çok geç bir yaş değil. Ha büyük bir patlama, star olmam 33'ü bulmuştur. 33 de çok geç bir yaş değil bence. Ben 50'den sonra fark edildim gibi bir durum yok.

- 'Çocuklar Duymasın' için teklifi nasıl aldınız?

'Kim oynar Haluk'u?' diyorlar. Yapımcı Süleyman Ağabey, 'Ferhunde Hanımlar'daki damat oynar.' Hop beni telefonla arıyorlar. İki kez aradılar ben kabul etmedim. 3'üncü kez aradıklarında içimden 'Üfff amma ısrarcılar. En iyisi gidip görüşeyim, istemediğimi yüzlerine söylerim' dedim. İçeri giriyorum Süleyman Ağabey, "Yanlış damadı çağırdın. Ben o dizideki öteki damadı istemiştim" diyor. Yani ben yanlışlıkla star oldum.

Asmalı Konak'ta Özcan Deniz'in rolü için ben düşünülüyormuşum. O rol Özcan'ın kısmetiymiş. Çok başarılı oldu Özcan da orada. Bu işler kısmet meselesi. Sonunda Birol, al takke ver külah beni ikna etti.

 

- Bu dizinin fenomen olacağı hiç aklınızın ucundan geçmiş miydi?

 

Hayır, en inanmadan girdiğim iştir. Bir salonda, bir mutfakta geçen basit bir dizi diye bakıyordum.  Ama Birol Güven'in sağlam kalemi, Pınar'la benim kimyamın uyması olayı çok farklı bir noktaya taşıdı.

 

- Gerçek anlamda şöhreti siz bu diziyle yakaladınız? Çocuklar Duymasın sonrasında hayatınızda neler değişti?

Çok şey değişti. 'Çocuklar Duymasın' bana normal bir başarı sağlamadı, anormal bir başarı sağladı. Etkisi de çok büyük oldu. Hala etkisinin çok büyük olduğuna inanıyorum. Hala bir yere gittiğim zaman "Haluk Bey hoş geldiniz, ayyy pardon Tamer Bey demek istedik" diyorlar. Benim çok daha geniş kitleler tarafından tanınmama sebep oldu. 'Çocuklar Duymasın'ın hayatımdaki yerini yadsımam mümkün değil. Haluk'u çok severek oynadım.

 

- 'Çocuklar Duymasın'ın ilk yıllarında neredeyse, attığınız her adım olay oluyordu. Özel hayatınız incik cıncık edildi. Öz eleştiri yapacak olursanız bir oyuncu olarak nasıl bir ruh hali içindeydiniz?

Sonuçta ben eğer oyuncuysam tabii ki hangi ayakkabıyı giydiğim hangi saati taktığım, yanımda hangi kadının olduğu merak edilecektir. Gerek yurt dışında, gerekse yurt içinde bütün oyuncuların hayatı böyledir, yaptıkları merak edilir, konuşulur, yazılır ve çizilir.

 

Şöhret bir meslek değildir

- Ani şöhret başınızı döndürdü mü?

Şöhret bir meslek değildir. Siz bir şey yaparsınız, bunun karşılığında maddi bir getirisi varsa onu alırsınız. Bir de beğenilip izlenirse geniş kitleler tarafından tanınırsınız. Ben işimi yaptım popüler oldum, başarılı oldum. Kameranın önündeyim. Kameranın önünde olduğunuz zaman geniş kitlelere tanınmanızı sağlıyor. Yoksa sizin yaptığınız işten bir farkı yok. Ben bir iş yaptım, teveccüh gördüm. 

 

"Tabii ki egolarımız yüksek olacak. Yoksa gidip banka memuru olurduk."

 

Sevilen insan olmak güzel

- Popüler bir isim olmaktan dolayı mutlu musunuz?

Tanınır olmak değil, sevilen bir insan olmak bence önemli olan. Tanınan çok insan var. Sevilir olmak her şeyden daha güzel. İnsanların sizinle tanışmak istemesi de güzel bir şey. Bu, parayla satın alınabilecek bir şey değil. Gazeteciler bir yerin çıkışında sizi görürler ve fotoğrafınızı çekerler. Bütün bunlar güzel şeyler. Başarılı işler yapmışsanız eğer takdiri karşı tarafa bırakın. Ben şöyleyim, böyleyim demek olmaz. Kimine göre iyi oyuncusunuzdur, kimine göreyse berbat. Siz kendi doğrunuza göre ilerlemelisiniz. Ben artık 50'e merdiven dayadım. Bu bayrak yarışı... Bizim arkamızdan gençler geliyor, iyi olanlarda var, kötü olanlarda. Biz bu bayrağı birilerine devredeceğiz. Onlar yürüyecek.

 

Oyunculuktan sıkıldım

- İşinizi seviyor musunuz?

Seviyorum ama artık oyunculuktan sıkıldım. Yönetmenlik yapabilirim, ara verebilirim. O anki haleti ruhiyeme bağlı.

- Şartlar mı sizi bu noktaya getirdi, neden sıkıldınız?

Uzun yıllar çok yoğun çalıştım. Belki de yoruldum. “Aayy iş yapayım patlayayım, herkes benden söz etsin gibi bir hırs içinde de değilim. Çünkü ben zirveyi de yaşadım, dipleri de gördüm. İstanbul'a ilk geldiğimde ‘Öyle işler yapacağım ki herkes başarımı görecek’ diyordum. Şimdi öyle değilim, daha sakin daha kendi halindeyim. Kızımla ilgilenmek istiyorum.

 

Rol bana yapışsın

- Kendinizde bir yenilik yapmayı düşünmüyor musunuz?

Televizyonda bir işi tutturmak çok zor. Çocuklar Duymasın insanların gönlünde bir yere dokunmuş. İnsanlar bana, "Haluk" diye hitap ediyorsa beni hakikaten o zannediyor. 'Bu rol benim üzerime yapışır' demiyorum. Çünkü zaten bunun için uğraşıyoruz. Şimdi başka bir dizi çekeceğim o 'Çocuklar Duymasın'ı geçecek diye bir derdim yok. Ceyar'ın böyle bir derdi var mıdır acaba? Bütün dünya onu izledi. Adam milyonlarca dolar para kazandı.

 

Oscar'ı gençler alsın

Ben Amerika'da oynadım. Avrupa'da 'Bir Tutam Baharat'ı çektim. Oscar aday adayı oldu o film. Ben o tatları tattım. Hayalimi gerçekleştirdim. Türkiye'de bu tip girişimlere çok ciddi anlamlar yükleniyor.

Bir anda Tom Cruise'un rakibi gibi oluyorsunuz. Bundan sonra daha gençler çaba gösterecekler. Onlar hayallerini gerçekleştirebilmek için daha çok çalışacak. Ve bizlerden daha çok şey yapacaklar.

Yemek yaparım, ama etrafı öylece bırakırım. Evi toparlamam. Bulaşık ve çamaşır yıkamam. Ben titiz bir adam değilim. Dağınık bir adamım ve dağınıklığı da severim.  Kadınlara karşı sert bir erkek hiç olmadım.

ŞEBNEM ÖZCAN - BUGÜN GAZETESİ

YORUM YAP
YORUMLAR