BİLAL ÖZCAN'IN GAZETESİNDE YAYINLANAN EN SON KÖŞE YAZISI: ARJANTİN'DEKİ GÖZYAŞLARI
FOX'TA BAŞLAYACAK 'FEAR FACTOR' YARIŞMASININ ÇEKİMLERİ İÇİN ARJANTİN'E GİDEN ÖZCAN, İZLENİMLERİNİ YAZMAYA DEVAM EDİYOR. İŞTE, BİLAL ÖZCAN'DAN NÜKTELİ BİR YAZI DAHA...
İŞTE BİLAL ÖZCAN'IN BUGÜN GAZETESİNDE YAYINLANAN SON KÖŞE YAZISI...Arjantin’deki gözyaşları!
Bu satırları Buenos Aires’deki son gün yazıyorum,
Siz okurken İstanbul’a yeni dönmüş olacağım,
Tabii Allah’ın izniyle..
Birazdan gazeteci arkadaşım Ali Eyüboğlu ile son kez şehri dolaşacağız,
Allah biliyor, Ali’yi her köşe başında ‘ekmek’ istiyorum,
Arkasını döndüğünde beni göremesin!
30 yıllık arkadaşım ama hak ediyor.
Adam Karadeniz uşağı; ‘ben merkezci’…
-Ali ben şu oyuncakçıya bir gireyim…
-İyi, ben yürüyorum, sen yetiş!
10 dakika sonra çıkıyorum dükkandan, telefona bir mesaj.
“Kapı no 1950 önündeyim, Ali”
Dediği yer, 20 blok ilerisi!
10 dakikada o kadar yolu nasıl yürüdün?
Mecbur taksi çevirdim…
Buranın taksicileri de bi tuhaf,
“GOL. GOL.. GOL” diye bağıran bir şoför.
Radyo sonuna kadar açık, maç dinliyor…
Belli ki tuttuğu takım o anda gol atmış…
Çat pat anlıyorum golü anlatıyor, sonra da atanı söylüyor:
TOLİ.. TOLİ…
Cevap veriyorum:
ALİ.. ALİ…
xxxxxxx
Bir kağıda Ali’nin beklediği kapı numarasını yazıp gösteriyorum.
Belli ki hayatı futbol; direksiyonda hop oturuyo, hop kalkıyor,
Ali binince soruyor:
“Nerden buldun bu deliyi?”
xxxxxxxxx
Bir gün önce Fear Factor’ün çekimlerindeydik…
Uzaktan izliyoruz…
Asuman Krause, yarışmacılara düşüncelerini soruyor, herkes tek tek konuşuyor.
Sıra, Köksal Yüksektepe isimli gence geldi,
Morali bozuk bir şekilde,
“Ben artık partnerimle yarışmak istemiyorum” dedi…
Partneri Hüsniye Dursun da orada,
“Niye?” dedi Asuman,
“Sinirlenince saygısızlaşıyor, sözümü dinlemiyor, bir türlü takım olamadık”
Hüsniye başladı ağlamaya:
“Annem haklıymış, dinlemediğim için pişmanım. Ben de artık seni istemiyorum. Bana kabus yaşatıyorsun”
Ali Eyüboğlu sessizce sordu:
Bu çocuklar nereli?
Yapımcı Hakan Şendur yanımızda:
“İkisi de Karadenizli” dedi ve devam etti…
“Köksal buraya gelebilmek için okulunu dondurdu, Hüsniye de sporcu; yarışlara katılmaktan vazgeçip, geldi.”
Aslında o anda, bir drama şahit oluyorduk.
Ali’nin fısıldadığını duydum:
“Barışın uşaklarım, barışın; yazık etmeyin kendinize!”