Bilal Özcan yazdı : Emine Bulut, erkek cinayetine giden son kadın olmayacak!

Bilal Özcan, boşandığı kocası tarafından, çocuklarının gözü önünde boğazından bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut olayını yorumladı.

-Bilal Özcan yazıyor-
Eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut’un hazin kaderi yürekleri dağladı,
 Annesinin, babası tarafından öldürülüşüne tanıklık eden küçük kızın feryatları belleklere kazındı.


 Türkiye, kaba-saba erkekler ülkesi!
 Nedir bu zavallı kadınların, zalim erkeklerden çektiği,
 Kadın cinayetleri azalacağı yerde artıyor,
 Kadına şiddet önlenemiyor.
 Bunun bir kaç sebebi var,
 Bana göre en önemlisi eğitim eksikliği,
 Önemli sayıda insanımızın, çocuk yaştan itibaren her türlü bilgiye, okumaya, araştırmaya, öğrenmeye kendisini kapatması.

Bilal Özcan Youtube kanalında anlattı: Emine Bulut neden öldürüldü!

…..
Halbuki dostlar,
 Okumayan insan, zararlıyla zararsızı ayırt edemez,
 Okumayan insan, empati yapamaz,
 Okumayan insan, evrensel düşünemez.
 Okumayan insan, kendisi ve ailesi için gelecek planlayamaz,
 Okumayan insan, hayatın güzelliklerinden, fırsatlarından haberdar olamaz.
 Okumadığımız için Türkiye, UNESCO verilerine göre kitap okuma oranında dünyada 86’ın sırada…
 Çocuklara kitap hediye etme konusunda ise 180 ülke arasında 140'ıncı sıradayız…
 Yazık okumayan çocuklara!
 Ve yazık, anneleri, zalim babaları tarafından katledilen günahsız çocuklara.


……
 Türkiye istatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre üniversite mezunlarının nüfusa oranı yüzde 15.27…
 Orta dereceli okul mezunlarının nüfusa oranı ise yüzde 23…
 Bu rakamlar gelişmiş ülkelere oranla maalesef çok düşük.
 Ve ne yazık ki Türkiye genelinde hala 2 milyon 300 bin okuma yazma bilmeyen kişi var.
 Bir de şu çok önemli.
 Lise, üniversite mezunu olmak yetmiyor. İnsanlara kaliteli, donanımlı ve eşit eğitim vermeliyiz.

……
 Türkiye, eğitimsiz, kaba-saba erkekler ülkesi…
 Her milletin kaba insanı vardır elbet, ama bizde çok fazla.
 Şunu da yazmalıyım,
 Toplumumuzda eğitim aldığı halde cahil kalan ve kaba olan insan sayısı da bir hayli çok,
 Bunun sebebi de bana göre o kişilerin ailelerinden terbiyeyi ve görgüyü almamış olmaları.
 Babası evde annesine nasıl davrandıysa, o da karısına aynı zulmü uyguluyor.
Maalesef çoğu erkek, kadınları çocuk doğuran, büyüten ve kocaya hizmet eden, sinirlenince azarlanacak hatta küfür edilebilecek varlıklar olarak düşünüyor,
 


…….
 Peki, erkek zulmünü devlet niye önlemiyor?
 6284 sayılı kanun, İstanbul Sözleşmesi gibi, kadınlara şiddeti engelleyecek devlet refleksine rağmen, kara vicdanlı erkeklerin egemen olduğu karar verici makamlar tarafından bu kazanımlar değersiz kılınıyor da ondan…
 Bu nasıl mı yapılıyor?
 Şiddet gören hemen her kadının hikayesinde bu sorunun cevabını bulabilirsiniz,
 Çoğu olayda, yasanın hakkıyla uygulanmasının çeşitli aşamalarda yokuşa sürülmesi, sağından solundan törpülenmesi, şiddete meyilli kaba erkekleri yüreklendiriyor.
 Tehdit aşamasında çoğu kamu görevlisinin zulmü yapana adeta göz yumması, onu daha da cesaretlendiriyor ve zulüm cinayete kadar varıyor…
 Eyyy devlet, hakkıyla uygulamadıktan sonra yasayı çıkarsan neye yarar?
 Eyyy devlet, kadınları koruyamadıktan sonra “3’er tane doğurun” desen neye yarar?
 Yazık değil mi annesi mezara, babası hapise giden çocuklara?
 -Bilal Özcan

YORUM YAP
YORUMLAR