Bilal Özcan: Nur Yerlitaş, "Bildiklerim benimle birlikte mezara gidecek" demişti
Bu dünyadan bir Nur Yerlitaş geçti... O sadece Türkiye'nin en iyi sahne kostümü diken modacısı değildi, aynı zamanda pek çok ünlünün en yakınındaki isimdi...
Bütün ünlü solistleri senelerce giydirdi…
Sahne kostümleri, özel tasarım elbiseler dikti,
4-5 ay öncesine kadar da dikmeye devam etti,
En son bir konuşmamızda Ajda Pekkan’a televizyonda giymesi için yeni bir elbise diktiğinden söz etmişti.
Nur Yerlitaş’a beyin kanseri teşhisi 2018 yılının Temmuz ayının son günlerinde konulmuştu…
Yaklaşık iki yıldır, bu çok zor hastalıkla mücadele ediyordu.
Hayata tutunabilmek için ne lazım geliyorsa yaptı.
Ameliyatlar oldu, kemoterapi, radyoterapi gördü.
Doktorlar ne dediyse hepsini uyguladı,
“Gel” dediler hastaneye gitti, “Git” dediler evine döndü.
……
Zaman zaman ben onu arıyordum, bazen de o beni arıyordu,
Telefonla konuşuyorduk,
Hastaneye gidip tedavi gördükten sonra evde çok yorgun bir şekilde 2-3 gün yatıyordu,
“Çok ağır tedaviler görüyorum, çok zor; ama iyi olacağım”diyordu…
Zaman zaman instagram canlı yayınıma bağlanıyor, takipçilerime sürpriz yapıyordu…
Yayında, ona minik jestler yapıyordum,
Çok hoşuna gidiyor, hemen çiçek ve kalp emojileri gönderiyordu…
Örneğin yayına bağlandığını gördüğümde, “Evet modacıların kraliçesi, en önemli modacımız şu anda aramızda, Nurellam hoş geldin”diyordum,
Ve ekliyordum:
“Türkiye’nin en iyi sahne kostümü diken, ünlüleri en iyi giydiren modacısı…”
Çok mutlu oluyordu.
Bazen yayından sonra teşekkür için arıyor,
“Keşke her gazeteci senin gibi doğruları konuşsa”diyordu…
“Boş ver Nur, senin ne kadar başarılı olduğunu herkes biliyor, söylemeseler ne olacak, aldırma”diyordum…
Elbette, işinde zirveye çıkmış her insan gibi o da başarılarıyla konuşulmak istiyordu.
……
“Bir konuşmamızda, ben seni 40 yıldır tanıyorum, tırnaklarınla kazıya kazıya geldin. Türkiye’ye kaşmir kazağı ilk kez sen Milano’dan getirdin” demiştim.
“Vallahi doğru, yurt dışından bavullarla taşışa taşıya, kadınları güzel kıyafetlerle, kaliteli kumaşlarla tanıştırdım.” demiş ve şöyle devam etmişti:
“Hatırla Bilal, o zaman ithalat yasaktı. Ben gidip alıp gelip evlerinde giydiriyordum sosyetik hanımlara. Öyle birden bire Nurella olmadım, çok çabaladım yıllarca. Modaevim filan hep sonradan oldu…”
İyi bir modacı olmanın yanı sıra çok sosyal biriydi.
Giydirdiği ünlülerin hepsiyle iyi arkadaşlık kurardı…
Çoğu müşterisinin özel hayatına kadar bilirdi…
Ona çok şey anlatırlardı,
Hatta, yakın arkadaşı olan yılların ekran ünlüsüne, işiyle ilgili yol gösterdiğini, taktikler verdiğini, o ünlünün Nurella’nın söylediklerini aynen uyguladığını duymuştum.
İnsanlara yol göstermeyi, fikir vermeyi çok severdi…
Çok iyi bir dinleyici ve hoş sohbet biriydi.
Dostlarıyla oturup, müzik dinlemeyi, yiyip içmeyi severdi…
Güzel arabesk söylerdi,
Özellikle Orhan Gencebay şarkılarını…
Hatta öyle ki Sibel Can’a göre, yapımcılar Nurella’ya mutlaka arabesk bir albüm çıkartmalıydı.
İyi olduğu zamanlarda hafta sonları iki gece üst üste Şişli’deki Günay Restaurant’a giderdi,
Sahneye çıkan herkes arkadaşıydı,
Oturduğu masadan şarkılara eşlik eder, şarkı aralarında soliste espriler yapar, takılırdı.
Pek çok ünlü kadının sırdaşı, kara kutusuydu,
İki ay kadar önceydi, bir arkadaşımdan “Nur Yerlitaş’ın durumu hiç iyi değil, haberin olsun” bilgisi geldi…
O akşam eve dönünce aradım,
“Yatıyorum Bilal” dedi…
Onu mutlu etmek için, “Vallahi Nur iyileşmek zorundasın, senin gibi bir modacı daha yok bu ülkede, gelmez de zaten. Bu ünlü kadınları kim giydirir sonra?”dedim.
“O zaman benim kıymetimi anlarlar” dedi.
Devam ettim:
“Ya Nur sende ne ilginç anılar vardır. İyileş de hayatını yaz” …
“Ohooo herkesin her şeyini biliyorum ben. Ama hepsi benimle birlikte öbür dünyaya gidecek.”
Nur içinde yatsın, nev-i şahsına münhasır bir insandı…
-Bilal Özcan-