Bilal Özcan: HanKer neden var, buyurun yazıyorum!

Hande Erçel ve Kerem Bursin arasında bir aşk ilişkisi var mı yok mu? Bu yazı, o konuda ilginç bir bakış açısı ortaya koyuyor... Bakalım hak verecek misiniz?

Bilal Özcan yazıyor

Muhabirler dün, Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü’nün ödül töreninde Kerem Bursin’e, Hande Erçel ile ilişkisini onaylatmaya çalıştılar…

Ancak, çok kısıtlı olan zamanı ve soru sorma hakkını yanlış kullandıkları için bekledikleri, almak istedikleri yanıtı almakta başarılı olamadılar…

O röportajı izleyince, YouTube kanalımda ikinci soruyu soran muhabiri eleştirdim,

Magazin gazeteciliği açısından böyle önemli ve hassas bir konuyla ilgili, öyle saçma soru sorulmaz.

Soru şuydu:

“Hande Erçel’le aşk ilişkinize. pazarlama taktiği, PR çalışması deniliyor, ne diyorsunuz?”

Böyle soru olur mu?

Bir muhabir, Çatladıkapı Kıraathanesi’ndeki geyik muhabbeti seviyesindeki bir varsayımı, milyonların büyük bir hayranlık ve sevgiyle izlediği bir ilişkiye nasıl olur da yakıştırır?

Ve bunu soru olarak, etik değerlere son derece önem veren bir oyuncuya nasıl yöneltebilir?

Yok yöneltirsin; sana özel bir röportaj randevusu verir, çok sayıda soru sorma hakkın ve zamanın olur. 

O zaman sorarsın,

Dilediğin gibi saçmalarsın.

                                                                …….

Ama burada öyle mi?

Oyuncuyu, salona girerken ayak üstü yakalamışsın,

Zaten oyuncunun aşk sorusundan rahatsız olacağı ve kaçacağı biliniyor,

Zaten, en fazla bir ya da iki soru sorma hakkın olacağı en baştan belli,

O hakkını neden saçmalayarak harcarsın, a benim boş boğazlı muhabir kardeşim?

Onun yerine mesela şöyle bir soru sorabilirdin:

“Geçtiğimiz günlerde gazeteci arkadaşlar sizin, Hande Erçel’in Beykoz Konakları’nda yeni satın aldığı evinde gecelediğinizi tesbit etti.

Bunu hem Hürriyet gazetesinde yazdılar hem de Kanal D’de televizyonunda anlattılar. Hatta, kaldığınız sitenin kapısında muhabirlerin beklediğini öğrenince, setten araba getirtip Hande hanımla arka kapıdan kaçtığınız yazıldı. Bu konuda ne diyeceksiniz?” diye sorsana…

Ya da, “Geçen gün sette kuaför, Hande Erçel’in saçlarını yaparken, neden ondan habersiz video çekmeye başlayıp “Çok güzel görünüyorsun?” dediniz. Bir hanımın saçı, makyajı yarımken, onu milyonlara göstermenin, o hanım tarafından istenmeyeceğini bilmiyor musunuz? Sizi, bunu yapmaya iten duygularınız neydi, milyonlar merak ediyor, lütfen açıklar mısınız?”

Eğer bu iki sorudan birini sorsaydın, bugün seni eleştirmek yerine tebrik ettiğimi yazardım muhabir kardeşim….                                     

Şimdi gelelim bu yazıyı yazmaktaki gerçek nedene… 

Kerem Bursin’in o soru cevapta, aşkı inkar etmesini burada irdelemeyeceğim,

O konuda yorumumu dün gece yaptım,

Dileyen okurlarım bu sayfadaki YouTube videomdan izleyebilir…

Ben şimdi size, Hanker’in varlığını mantıklı bir şekilde izah eden - belki 20’inci - bir başka tezimi sunacağım…

Buyrun okuyun:

                                         HANKER VAR MI YOK MU?

Kerem Bursin ile Hande Erçel arasında bir aşk ilişkisi yok diyelim…

Tamam mı?

Tamam!

Anlaştık mı?

Anlaştık.

Pekala…

Onlar aynı dizide başrolde oynayan biri erkek, diğeri kadın iki oyuncu…

Çok iyi arkadaşlar, öyle ki birbirlerine sırt sırta vermişler,

Ve bundan sonraki projelerde de beraber oynamayı düşünecek kadar, yakınlık ve güven duygusu içindeler…

Buraya kadar her şeyde okey miyiz?

Okeyiz değil mi?

Pekala…

                                                 …….

Hande Erçel duyguları, hisleri hassas olan, duygu eşiği yüksek bir kadın.

Kısa zaman önce annesini, aylar boyunca süren büyük acılar, üzüntüler sonrası kaybetmiş; ardından 2 yıldan çok beraber olduğu, sevip sevildiği adamdan ayrılmış saf temiz, bir insan.

Ve yine farzedelim ki duygusal anlamda yapayalnız,

Hayatında hiç bir erkek yok!

Hande Erçel, tüm bu yıkıntıları yaşamış bir naif can!

Anlaştık mı?

Anlaştık…

Pekala…

                                              …….

Şimdi soru geliyor:

Kerem Bursin’i nasıl tanırsınız?

İyi kalpli ve çok düşünceli bir insan olarak değil mi?

En az, kendisini düşündüğü kadar karşısındakini de düşünen bir erkek öyle değil mi?

Peki, sizce böyle iyi kalpli bir erkek, kısa geçmişinde böyle yıkıntılara uğramış bir kadına, arkadaşlık görünümünde sevgi ve hayranlıkla karışık cilveler yapıp, üstelik devamlı yapıp sonra da geri çekilir mi?

Ayrıca, Kerem Bursin’in bu sürekli ilgilenen ve cilvelenen halleri, Hande Erçel’de bir beklenti yaratmaz mı?

Kerem, yaralı bir kadının hisleriyle oynayacak, ona doğru adımlar atıp, sonra kabuğuna çekilecek bir erkek mi?

Hayır!

Elbette değil…

Sizler, bizler Kerem Bursin’i düşüncesiz bir insan olarak tanımadık ve tanımıyoruz.

O halde!…

O halde ne?

O halde dostlar HanKer var…

Yani onlar sevgili.

Hemde uzun süredir sevgili…

Vursun davullar, çalsın sazlar…

HanKer elbette var.

Sevgiyle kalın…

Bilal Özcan                              
                       

YORUM YAP
YORUMLAR
  • Cok haklisınız Hanker var onlar çok kıskanılıyorlar Kerem ödül alıyor Handeye vermiyorlar neden Hande güzelliğiyle büyülediği kadar oyunuyla da büyülüyor kimse Hanker yok diyemez ikisinin birbirlerine bakışlarıni görmüyorlarmı