AYRILDIĞIMIZI GÖRDÜM, AĞLAYARAK UYANDIM

EŞİ EMRE ALTUĞ İLE SON DÖNEMDE BOŞANACAKLARI HABERLERİ İLE GÜNDEME GELEN ÇAĞLA ŞIKEL ÇARPICI AÇIKLAMALARDA BULUNDU…

Son dönemde boşanacakları haberleri ile gündeme gelseler de Emre Altuğ-Çağla Şıkel çiftinin mutlu bir evliliği var. Özgür bir hayat sürdükleri için bu tarz dedikoduların çıktığını söyleyen Çağla Şıkel, "Bizimki saatlerce anlatılacak, şehvetli bir aşk" diyor.

Çağla Şıkel'i, podyumlarda göz alan yönüyle tanıdık önce. Gümbür gümbür yürürken, sanat dünyasının yolları yormadı onu. Sonra dirayetli gücüyle tanıştık; kendi deyimiyle 'iki kelimeyi bir araya getiremezken' usta bir sunucu oldu. Ardından anne yanını izledik... Kaderiyle inatlaşmadı hiç, kendini geleceğine teslim ederken. Sürekli kendisini geliştirmenin yollarını aradı.

Eşi Emre Altuğ ile birbirlerini tamamlamak için yaratılmış olduklarını hissetti. Ve aynı duyguların çekim alanındalar hâlâ... Evin için girince egolarını kapının ardında bırakıyor her ikisi de. Çağla Şıkel'in en büyük hayali, Victoria's Secret defilesi ama Emre'nin kaşlarını çatmasıyla, bu hayalin gerçekleşmesi imkansız görünüyor. Çağla Şıkel, şimdi ömrünün kaygısız bahçesinde iki çocuğu ve çok sevdiği eşiyle yolculuğunu sürdürürken; yolu bir gün oralara saparsa hiç şaşırmam. Çünkü benim tanıdığım Çağla, içinde başlayan yolculuğu hep sürdürecek. Çocuklarını omzunda, eşini yüreğinde taşırken...

Sizi görünce dünya starı ünlü çiftler aklıma geliyor; çok güzel top model bir kadın ile çok yakışıklı ünlü bir şarkıcı evleniyor ve bu mutlu tablo iki çocukla tamamlanıyor. Dünya starları maalesef bu tabloyu uzun süre devam ettiremiyor. Dedikoducular sizi de ayırmaya çalışıyor ama sizin ayrılmaya niyetiniz yok, değil mi?

Geçenlerde sabah. com.tr'de bir yazı yazmışsın bizimle ilgili; "Ayrılık haberleri reklam olabilir" demişsin. Seni öldürürüm! (Gülüyor) Ne Emre, ne ben böyle bir şey yapmadık. Hayatım boyunca öyle bir insan olmadım. Olsaydım farklı bir noktada bulunurdum şimdi. Soruna gelince... Bir ara geceleri ayrı ayrı dışarı çıkıyorduk. Birbirimize huzur verip güven duyduğumuz sürece, bunun kimseyi ilgilendirdiğini sanmıyorum. Emre'nin erkek arkadaşları, benim kız arkadaşlarım var. Ben kulağımı tıkamış vaziyetteyim her şeye. O günlerde bir gece bu konu rüyama girdi; ayrıldığımızı gördüm, ağlayarak uyandım. Rüyası bile ben çok üzdü.

UFAK BİR KIVILCIM BİLE YOK

Sizce bu dedikodular neden ve kimler tarafından çıkarılıyor? Bir de "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" derler; siz ne diyorsunuz?

Ben bu lafa inanıyorum ama bizim ateşimiz ayrı ayrı görülmemizden dolayı çıktı. Ufacık bir kıvılcım dahi olmadığını söylemek isterim. Bizim güvenimizden kaynaklanıyor. Özgür evlilik yaşıyoruz. Geçenlerde Emre Nişantaşı'ndaydı. Ben de "Arkadaşlarım Coridor'daymış gidelim" dedim ama Emre "Ben gelemem, salı günleri orası çok kalabalık oluyor" dedi. Bir sokak altı üstlü olmamız, insanların kafasında böyle bir şey yarattı.

Son bir haftada en az beş kez el ele poz verdiniz. Her yerde birlikte görünüyorsunuz... Özellikle mi yapıyorsunuz bunu?

 

Tamamen tesadüf. Göze sokma durumu yok. Arka arkaya davetler oldu. Her gittiğimiz yerde de böyle basın olunca...

SIFIRIN ALTINDA MÜTEVAZIYIM

İki şöhretli insanın evliliği zor mu, bu yüzden en büyük sorun nereden çıkıyor?

Biz böyle bir sorun yaşamadık. Emre ve Çağla olarak yaşıyoruz. Emre Altuğ binlerce hayranı, şarkıları dillerde olan bir star ama ben o adamla birlikte değilim. O adam benim için sahnede star ama evime girerken kapıda egolarını bırakmış biri. Benim kocam, hayat arkadaşım. Ben zaten sıfırın altında mütevazı olduğum için, Emre ile Çağla olarak yoldan geçen herhangi bir insan gibi yaşıyoruz. Taa ki kamera yanana kadar. Işık söndüğü zaman aynen devam.

Şöhretli insanların egoları yüksek olur, sizde ego çatışması yaşanıyor mu?

Kesinlikle hayır.

Eşiniz ilginç fotoğraflar vermekten çekinmiyor; siz bir sosyal sorumluluk projesi veya bir dergi için çıplak fotoğraf çektirmek isteseniz, onun tepkisi ne olur?

O bilir benim öyle bir şey yapmayacağımı. Ben hiçbir zaman o işleri beceremedim zaten. Ellerle göğüsleri kapatarak poz vermek, çok seksi duruşlar, bakışlar falan... Ruhumda yok. Sosyal sorumluluk projesi olsa dahi yapmam. Üzerine milyonlarca dolar dahi verseler, yapmam. Victoria's Secret defilesi haricinde beni böyle göremezsiniz. Ama Emre de Victoria's Secret'a izin vermiyor! Gerçi ben artık 35'im, benim için çok geç... Bir zamanlar en büyük hayalimdi. Bunun için çaba gösterdim mi? Hayır. Çabalasaydım o podyumda yürür müydüm; yürürdüm. Bir gün Emre'ye "Tut ki bana Victoria's Secret defilesi için teklif geldi, izin verir miydin?" dedim, "Vermem" dedi, yıkıldım. "Senin orada ne işin var, artık iki çocuk annesisin" dedi.

AŞKIN ACITAN, AĞLATAN HALİNİ DE YAŞADIK BİZ

Sevgiliyken eşiniz için, ilişkinizi yürütebilmek için çok çaba zarf ettiniz. Emre Altuğ neden bu kadar vazgeçilmez oldu sizin için?

Bunu tarif ederken biraz fazla şehvetli olabilirim. Çok şehvetli bir aşk yaşadık biz. Hâlâ da onun tohumlarını yiyoruz. Birbirimize güvenimizi çok zor kazandık. Aşkın en acıtan, ağlatan halini de yaşadık. Lisede yaşanan aşklar kadar heyecan verici ama bir o kadar da acıtan şeyler oldu. Günlerce ağladığımı bilirim. Ama çok yorulduğum için ağlıyordum. Vazgeçmeye hiç niyetim yoktu. Birbirimize olan güvenimizi kazanmamız için çok çaba sarf ettim. Buna değer olduğumuzu, değeceğini, evleneceğimizi söylüyordum ama Emre inanmıyordu.

Yani aslında siz ayarladınız Emre Bey'i?

Ben çok inandığım için onu da inandırmak istedim. Öyle bir adam istiyordum ve onun için duygusal anlamda Emre'nin peşinden koştum. Saatlerce anlatılmaya değer bir aşk...

Evliliğinizde baskın taraf kim?

Çok bilmiyorum, bunu dışarıdan birinin görmesi lazım. İkimizin de baskın olduğu kesin. Yeri geliyor benim, onun bir kelimesine ihtiyacım oluyor, bazen de o yana yakıla benim gözümün içine bakıyor bir şey söyleyeyim diye. Biraz karşılıklı aslında.

BİKİNİYLE FENER GİBİ UZAKTAN GÖRÜNÜYORUM

Televizyona ne zaman dönüyorsunuz?

Mart'ta yine 'Bugün Ne Giysem'le Show TV'deyiz. Elemelere başlayacağız. Ekip yine aynı. 1.5 ay dinlendik şimdi yeniden başlıyoruz.

Yazın büyük bölümünü Bodrum'da geçiriyorsunuz ve her hafta gazete ve dergilerde boy boy bikinili fotoğraflarınız yayınlanıyor. Siz basında yer almak için her hafta gazetecilere poz mu veriyorsunuz, yoksa gazeteciler gelip sizi mi çekiyor?

Bodrum Gölköy'de evimiz var. Çocuklarımızı denize sokuyorum. 1.82 boyundayım, fiziğim iyi, bikini giyiyorum. Fener gibi uzaktan görünüyorum yani! Basından arkadaşlar gidip geliyorlar. Çekileyim diye bir çabam hayatım boyunca olmadı. Çıkan abuk sabuk fotoğraflardan da bellidir. Çocuğu alıp oradan oraya atıyorum, simitle gezdiriyorum falan...

HARCAMALARIMIZ İÇİN ORTAK HAVUZUMUZ VAR

Bugünlerde Sinem Kobal'ın "Sette öpüşmem, sevişmem" gibi kurallar koyduğu konuşuluyor; sizin var mı kurallarınız?

Bu eskiye dayalı, taa Türkan Şoray'dan beri konuşulan bir kanun. Bence Sinem haklı, çünkü nişanlı bir kız artık. Benim de televizyonda biriyle öpüşmem; çevremden kimsenin hoşuna gitmez. Evli olmasam, sevgilim dahi olmasa; ailemin hoşuna gitmeyecek şeyi yapmam. Emre zaten böyle bir şeye doğru bakmıyor. Yapanları anlıyorum ve takdir ediyorum ama.

Kazançlarınızı nasıl bölüşüyorsunuz?

 

Ortak bir havuzumuz var; çocuklar için yarattık. "Sen şuna harca, ben buna harcayayım" gibi bir durumumuz yok. O sırada kim müsaitse; evin alışverişini yapıyor, giderleri veriyor. Her şey ortaktır. Bir hafta o, iki hafta ben alışveriş yaparım.

ÇOK BEĞENİLİYORUM!

Ne bulursanız takıp takıştırıyorsunuz. Bu kadar güzel fiziği olan biri bu kadar rüküş olur mu?

Benim öyle bir durumum var. Genelde rüküş olduğumu asla düşünmüyorum ama herkesin rüküşlüğü bir yerdedir. Benim de rüküşlüğüm eğer takılarımdaysa, rüküşlük için bayağı para harcıyorum. Emre'nin bana ufacık da olsun bir takı almasını hep isterim. "Bunu mu, bunu mu takayım; hayır, hepsini takayım" derim hep. Kendimi rüküş hissetmiyorum. O kadar beğenilen bir insanım ki, moda programında jürilik yapıyorum ve fikrim merak ediliyor.

 

YORUM YAP
YORUMLAR