ATİYE’DEN FLAŞ AÇIKLAMALAR!
YENİ ALBÜM ÖNCESİ SEVENLERİNE BİR SİNGLE SÜRPRİZİ YAPAN ATİYE, ABRAKADABRA’DA YENİ İMAJI VE ÇALDIĞI DARBUKAYLA DİKKAT ÇEKİYOR. DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN…
Yeni albüm öncesi sevenlerine bir single sürprizi yapan Atiye, Abrakadabra’da yeni imajı ve çaldığı darbukayla dikkat çekiyor.
Türk pop müziğinin en genç ve başarılı isimlerinden Atiye, yaz bitmeden hayranlarına yepyeni bir single sürprizi yaptı. Sözleri Murat Güneş, bestesi Atiye imzası taşıyan ve Sony Music etiketiyle çıkan Abrakadabra bu yazın en dinamik şarkılarından. ‘’Yeni albümün vakti geldi, sevenlerimi artık bekletmek istemiyorum’’ diyen güzel popçuyla buluştuk.
- Atiye için nasıl bir dönem?
Heyecanlı ve üretken olduğum bir dönem. Bu aralar daha çok beste yapıyorum. Özellikle evdeyken yerimde duramıyorum. Darbuka ve piyano çalıyorum... Şimdi albüm yapma zamanım geldi diyorum.
- Bu kadar üretken ve heyecanlı olmanızın özel bir nedeni var mı?
Uzun zamandan beri albüm yapmadığım için olsa gerek. O nedenle sabırsızlanıyorum. Cebimde bestelerim, paylaşmak istediğim hikayeler var.
- Hikayeleriniz neler olacak?
Şunu görüyorum: Deneyimlerim sonucunda, yapmak istediğim müzik değişebiliyor. Artık slow şarkılara daha fazla yer vereceğiz. Çünkü besteci olarak kendimi çok geliştirdim.
- Duygusal olma haliniz yoğun mu?
Çok hassasım, haksızlığa katlanamıyorum ama kendimi korumayı öğrendim. 17 yaşında başladım bu mesleğe, tecrübesizdim, bir anda olgunlaştım. Çok şükür beni anlayan, hayallerimi gerçekleştirmek isteyen insanlarla karşılaşınca çok daha kolay oldu her şey.
- Abrakadabra nasıl bir şarkı oldu?
Bestesini geçen sene yapmıştım. Uzun bir aradan sonra yeni albüm çıkarmak istiyordum. Yakın zamanda da stüdyoya girip kapanacağım yeni albüm için. Bundan önce, sevenlerimi daha fazla bekletmemek adına bu şarkıyı yaptık. Murat Güneş sözlerini yazdı. Murat’a ‘Eğlenceli ama duruşu güçlü bir kadın olsun’ dedim. Abrakadabra’nın ana fikri bu. Sempatik oldu bence.
- Siz de güçlü müsünüz?
Evet, ben de öyleyim. Kendimi olduğum gibi kabul ediyor, seviyorum. Başkasının beni üzmesine izin vermiyorum. Beni üzmek isteyen olursa da ‘Abrakadabra’ der hayatımdan çıkarırım. Ayrıca kimseyi üzmem, zarar vermek yerine gitmeyi tercih ederim.
- Magazinle aranız nasıl? Çok fazla göremiyoruz sizi?
Özelikle bir çaba harcamıyorum, kimseden kaçmıyorum. Ama özel hayatımla kimseyi meşgul etmek de istemiyorum. Yaptığım işlerle bilinmek istiyorum.
- Ses yarışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Böyle bir moda var. Hayallerinin peşinden koşsunlar derim. Ama bu kadar kolay değil. Azim ve sabır gerekiyor. Yarışmada birinci olmakla iş bitmiyor. Arkanızda size inanan bir güç olması lazım. Şöhret gelip geçici, buna kanmamaları, kalıcılığın derdinde olmaları lazım.
KENDİMİ DİNLEMEM
- Yurtdışı çalışmalarınız nasıl gidiyor?
2014’te Miami’de çok güzel bir ekiple, David Antoine gibi çok başarılı bir prodüktörle tanıştık. Çok güzel şarkılar yaptık. Amerikalı VJ’lerden çok güzel tepkiler aldık, ikinci single çalışmalarına başladık...
- Sahneye çıkmadan önce neler yapıyorsunuz?
Ses ve beden egzersizleri yaparım. Konserden iki saat önce makarna, pilav yerim enerji vermesi için. Sahneye çıkmadan önce de muz ve ceviz yerim. Bol bol su içerim. Havaya girmek için hareketli şarkılar dinlerim. Kendimi dinlemem.
- Kimleri dinliyorsunuz?
Duman, Mor ve Ötesi, Teoman ve alternatif müzik yapan isimleri çok seviyorum. Bedük, Cem Adrian mesela. Kadın seslerden ise Nil Karaibrahimgil, Sertap Erener, Şebnem Ferah. Ortak noktası özgün olmaları ve kendi müziklerini yapmaları.
NAZARA İNANIRIM
Röportaj öncesinde menajeri Nil ve benim arama girip bir dilek tutan Atiye, nazara inanıp inanmadığını sorduğumda şunları söylüyor: “Bana çok nazar değiyor. Babaannem böyle durumlarda hep dua okur. O okudukça gözlerimden yaşlar gelir ve esnerim. Beni rahatlatır. Ama batıl inancım yoktur. Kara kedinin uğursuzluğuna inanmam mesela. Evimde kara bir kedim var. Bana uğur bile getirdiğini söyleyebilirim.”
PHARRELL İLE DÜET HAYALİM
- Düet yapmayı seviyorsunuz. Hayalinizdeki sanatçı kim?
En büyük hayalim Pharrell Williams ile düet yapmak.
- İstanbul’a gelen dünya sesleri, gelmeden önce isteklerini listeler halinde sunuyor, basına yansıyor biz de okuyoruz. Sizin var mı böyle listeleriniz?
Hayır, öyle listelerim tabii ki yok. Kaprisli değilim. Ben planlı programlı çalışmayı, dakik olmayı seviyorum. Özellikle sahnede çok titizim. Bir aksilik neticesinde seyirciyi bekletmişsem eğer çok utanırım, telaşlanırım.
ÇOCUK İSTİYORUM
- Oyuncu olarak ne zaman seyredeceğiz sizi?
(Gülüyor) Bunun için çok çalışmam gerekir. Bir şey istemek için çok erken. Belki ileride kendi hikayelerimi yazarım, kim bilir...
- Hayalleriniz var mı oyunculukla ilgili?
Dans, müzik ve oyunculuğun bir arada olacağı müzikal yapmak en büyük isteğim.
- Ev hayatınız nasıl?
Yuva benim için çok önemli. Öyle hissettiğim bir evim var çok şükür. Doğa içinde, kedilerimle beraber mutluyum. Evlilik ve çocuk ileride istediğim şeyler.
BU KÖTÜ İMAJ DEĞİŞMELİ
- Kendinize vakit ayırdığınızda neler yapıyorsunuz?
Bu aralar darbuka dersleri alıyorum. Klibimde çaldım, sahnede de çalıyorum.
- Neden darbuka?
Küçüklüğümden beri en sevdiğim enstrüman. Babam da bana bebekken darbuka çalarmış. Bazıları küçümsüyor. Darbukanın bu olumsuz imajı hiç hoşuma gitmiyor. Bunu bir kadın ve pop şarkıcısı olarak kırmak istiyorum. Çünkü hepimiz aslında darbukayı çok seviyoruz. Ona yeni bir imaj kazandırmak istiyorum.