Açıklıyorum: Özcan Deniz Prestij Müzik filmi galasına niye katılmadı!

Mahsun Kırmızıgül'ün senaryosunu yazıp yönettiği Prestij Müzik filmi 3 Şubat Cuma günü vizyona giriyor.

Bilal Özcan yazıyor

Prestij Meselesi filminin galasındaydım,

Şunu peşin peşin söylemeliyim,

Rahmetli Hilmi Topaloğlu’nu çok iyi tanıyan bir gazeteci ve o dahi adamın bir dostu olarak Mahsun Kırmızıgül’ü kutluyorum,

Dahiyane fikirleri, engin yaratıcılığı, girişimciliği, motivasyon gücü ve bitmeyen enerjisiyle eğlence dünyamıza damgasını vuran Hilmi Topaloğlu’nu her yönüyle bu kadar güzel anlattığı için…

                                                                                     ……..

Rahmetli Hilmi’yi, eğlence dünyasında iş yapanlar biliyordu,

Onun, bir müzik yapımcısı olarak 1994 ile 1999 yılları arasında başardıkları, belli bir kesimin malumuydu,

Şimdi bu filmle, sevgili Hilmi’yi herkes tanıyacak.

O nedenle mutluyum.

                                                                          ........

Hiç unutmuyorum,

Prestij Müzik şirketi batmıştı,

O dev firma borçlarını ödeyememiş, ortakları Mahsun, Hilmi ve Burhan Aydemir çok zor durumda kalmıştı…

Doğrusu çok yazık olmuştu.

O dönemde, yayın yönetmeni olduğum ha’ftalık "Fısıltı’ gazetesinde tefrika halinde, Hilmi Topaloğlu’nun hayat hikayesini yayınlamaya başladım.

Her hafta Pazartesi günleri gazeteye yanıma geliyor, çayımızı içip kahvaltı yaparken bana hayatının bir bölümünü anlatıyor, notlarımı alıyor ve gazeteye yazıyordum…

Bir pazartesi Hilmi gazeteye gelmedi,

Hemen telefonla aradım,

Eşi Semiha hanım açtı ve kocasının hasta olduğunu söyledi.

Heyhat!

Sevgili Hilmi, üzüntüden beyin kanserine yakalanmıştı.

                                                                               ………..

Aylar sonra evine ziyarete gittim,

Gayrettepe taraflarında eşi ve çocuklarıyla bir apartmanın en üst katında oturuyordu…

İpince bir ağaç dalına döndüğü hasta yatağında ziyaret ettiğimde, “Ne güzel işler başardık değil mi Bilalim” demişti…

“Kimsenin yapamayacağı işler yaptın” demiş sarılıp öpmüştüm…

Onu son görüşümdü…

                                                                               ………..

Şu sözlerim, şu yazacaklarım belki çok iddialı bulunabilir,

Belki bu iddiamda adı geçenler yazdığıma kırılabilir,

Ancak, o dönemi ve her şeyi iyi bilen bir gazeteci olarak tespitim şudur,

Eğer rahmetli Hilmi Topaloğlu olmasaydı, ne Mahsun Kırmızıgül, ne Özcan Deniz, ne Haluk Levent, ne de Alişan olurdu!

Ne de Prestij Müzik, o kadar büyük bir yapım şirketi olabilirdi.

Elbette, bu saydığım dört isim de çok yetenekli ve çok değerli sanatçılar,

Ancak, yolları o dahi yapımcıyla kesişmeseydi, çok büyük bir ihtimalle ‘Unkapanı kıyımhanesi’nde yok olup giderlerdi…

Tıpkı, hayallerinin peşinden koşarken maddi ve manevi yok olup giden binlerce yetenekli genç gibi…    

                                                                      ………..

Şunu da yazmam şart,

Herkes Özcan Deniz’in dünkü galaya neden gelmediğini merak ediyor,

Hadi onu da anlatayım…

Filmin afişine en tepeye, ‘Özcan Deniz, Haluk Levent, Mahsun Kırmızıgül’ün kalpten kalbe giden o yola çıkışlarının gerçek hikayesi’ yazıp da seyirciye, Özcan Deniz’in hikayesini eksik anlatırsanız elbette küser ve filmin galasına gelmez.

Filmde, Haluk Levent’i ve Mahsun Kırmızıgül’ü milyonlara tanıtan şarkıları dinledik ama Özcan Deniz’den ‘Meleğim’ şarkısını duyamadık…

Oysa, Özcan, şöhret basamaklarını adımlamaya başladığında milyonları şu şarkı sözleriyle kucaklamıştı…

‘Hadi Hadi Meleğim, Gelde Göreyim/O güzel yüzünü ben de seveyim/herkes seni melek sanıyor/Hadi Hadi Meleğim, uç da göreyim.'

Bu şarkı, Özcan Deniz ile 'Et ve tırnak' gibidir.

Prestij Müzik”in doğuşunda Mahsun’un ‘Alem Buysa Kral Benim’ şarkısı ile Özcan’ın ‘Meleğim Şarkısı’ onların adeta imzasıydı.

Milyonların dilindeydi…

Mahsun ile Özcan arasında hep gizli bir rekabet vardı,

Ve bunun kırgınlıklara sebep olduğu hep söylenirdi…

Günümüzde o rekabetin, bu filme bu şekilde yansıması tatsız olmuş.

(Filmde yer alan tüm oyuncuları kutlarım, ancak Hilmi Topaloğlu’na hayat veren Engin Hepileri’yi alkışlıyorum. Bir oyuncu, bir karaktere, ancak bu kadar büyük bir başarıyla bürünebilir…)

Bilal Özcan

YORUM YAP
YORUMLAR