30 AĞUSTOS'UN ANLAMI!
BUGÜN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI. BÜYÜK ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARINA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ. İŞTE BU BAYRAMIN ANLAMI VE ÖNEMİ...
GAZETECİ, YAZAR MAGAZİN DUAYENİ BİLAL ÖZCAN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI'NIN ANLAM VE ÖNEMİNİ YAZDI...
30 AĞUSTOS'U ÇOCUKLARINIZA ANLATIN!
Bugün 30 Ağustos Zaferi’nin yıldönümü.
Tüm ülkemize, dünya üzerindeki tüm Türkler’e kutlu olsun. 30 Ağustos, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Türk ordusunun 1922 yılında Kurtuluş Savaşı’nı kazandığı gündür.
Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağus'ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin diğer adıyla 'Büyük Tarruz'u anmak için kutlanan bayramdır.
İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terketmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.
BU BAYRAMIN ANLAMINI ÇOCUKLARINIZA ÖĞRETİN
Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Maraş, Ankara ve İzmir’de kutlandı. Resmî olarak Zafer Bayramı ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında oldu.
Zafer Bayramı, tüm yurtta törenlerle kutlanır. Devlet yetkilileri ve yurttaşlar, Ankara’da Anıtkabir'i, diğer illerde de anıt ve şehitlikleri ziyaret edip, Mustafa Kemal Atatürk'e, silah arkadaşlarına ve komutasında savaşmış askerlere şükranlarını sunar.
Hemen hemen her yerleşim yerinde, askerî birlikler geçit törenlerine katılır. Ayrıca dış temsilciliklerde de çeşitli kutlamalar yapılır. 30 Ağustos günü, Türkiye'de resmî tatildir.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamını ve önemini unutmayın, unutturmayın, çocuklarınıza çok iyi anlatın…
YUNANLI BAŞKOMUTAN ÜLKESİNDE İDAM EDİLMESİN DİYE ANKARADA MİSAFİR EDİLDİ
Büyük Taarruz’da Yunan ordularının başkumandanı Korgeneral Nikolaos Trikupis (1869-1956) esir alındı. Yunan askerleri Türk ordusunun taarruzuna karşı koyamadı.
Cephenin yarılması üzerine geri çekilen Trikopis kuvvetleri Dumlupınar önünde çembere alınıp esir edildi.
Atatürk bizzat Trikopis’i Uşak'ta kabul etti ve teselli etti. Ayrıca, Yunanistan'dan gelen emirle Yunan orduları başkumandanlığına atandığını tebliğ etti.
Savaştan sonra bir süre Türkiye'de tutulan, Atatürk tarafından Ankara’da misafir edilen Trikopis daha sonra Yunanistan'a döndü.
Yunan başkumandanının Türkiye’de tutulmasının sebebi Yunan ihtilalcileri tarafından idam edilmesinden endişe edilmesidir.
Çünkü ihtilalciler, General Hacınesti ve hükümetin bazı bakanlarını ve Yunanistan başbakanını yenilgiden sorumlu tutup kurşuna dizmişlerdi.
YUNANLILAR SAVAŞI KAYBEDİNCE BAŞBAKAN’I VE GENERALLERİ KURŞUNA DİZDİ
Yunan ordusunun 'Büyük Taarruz' öncesi gerçekleşen Sakarya Meydan Muhaberesi'ndeki yenilgisinden sonra mayıs 1922’de General Anastasios Papulas'ın yerine Yunan hükumeti tarafından 'Küçük Asya Ordusu'nun başına başkomutan olarak Hacıanestis atanmıştı.
4 Haziran 1922’de İzmire gelen Hacıanestis, 26 Ağustos 1922'de Türk ordusunun başlattığı 'Büyük Taarruz'dan iki gün sonra görevinden istifa ederek Yunanistan'a kaçtı.
Yerine Korgeneral Nikolaos Trikupis getirildi. Ancak iletişim yetersizliği nedeniyle bu atama kararı General Trikopis'e ulaşamadı.
Yunanlı başkumandan Trikopis, Halit Bey komutasındaki 4. Kafkas Fırkası'na esir düştükten sonra bu atama bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine bildirilmiştir.
SAVAŞTAN KAÇAN O KOMUTAN DA KURŞUNA DİZİLDİ
Cepheden kaçan Hacıanestis, savaştan sonra ülkesinde kurulan ve ‘Altılı Mahkeme’ adı verilen mahkemede yargılandı.
Aralarında Başbakan Dimitrios Gunaris’in de bulunduğu toplam 6 kişi Anadolu’daki yenilgilerin sorumlusu olarak 28 Kasım 1922’de idama mahkum edildi.
Komutan Hacıanestis, Afyon’da askerlerini denetlemesi sırasında Albay Plastiras'ı azarlayarak askerlerin önünde küçük düşürmesinin bir intikamı olarak Albay Plastiras'ın emriyle aşağılanma şekli olan sandalyeye ters oturtularak sırtından vurularak idam edilmiştir.
BAĞIMSIZLIK YOLUNDA EN BÜYÜK ZAFER: 30 AĞUSTOS 1922
Başkomutan Mustafa Kemal öncülüğündeki Türk Ordusu Afyon'da düşmanı püskürttükten sonra Yunan ordusunu önüne katmış ve İzmir'e kadar kovalamıştır. Nihayet 9 Eylül'de İzmir'den denize dökmüştür.
30 Ağustos'da kazanılan zaferden sonra Türkiye toprakları kısa sürede tüm düşmandan temizlendi. İşgal kuvvetleri kaçtı. Ve Türk halkının bağımsızlığını dünyaya haykırmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak için bir engel kalmadı.
Bu yazıyı okuyan Türkiye vatandaşı veya kendisini bu millete ait hisseden kişi; 30 Ağustos'u unutma ve unutturma...
Çünkü 30 Ağustos sadece kazanılan bir savaşın yıldönümü değil, Türk milletinin iç ve dış tüm düşmanlarına karşı yumruğu indirdiği günün yıldönümüdür.
Bilal Özcan