Hadise Ve Bilinmeyenleri!

İşte Hadisenin Bilinmeyenleri!

Hadise bilinmeyenlerini anlattı

Hadise Açıkgöz, 1985 yılında, Belçikada dünyaya geldi. Çocukluğunda şarkı söylemeyi ve ata binmeyi seviyordu. Ekonomi ve Çağdaş Diller eğitimi aldıktan sonra, en büyük tutkusu olan müziğe yönelmeye karar verdi. Ailesi de bu durumu memnuniyetle karşılamış ve genç Hadise'ye destek olmuştu.

Hadise, 2003 yılında Belçika'nın "Popstar"ı olan Idool adlı yarışmaya katıldı. Finale kalan 10 isim arasında yer alamasa da birçok yapımcının dikkatini çekmeyi başardı. 2Brains şirketi kısa süre sonra genç kıza sözleşme teklifinde bulundu. Hadise, yapımcıları Yves Gaillard ve Serge Ramaekers ile birlikte kayıt sürecine başlamak için stüdyoya girdi.

Hadise kimdir

Yapmak istediği müziği "şehirli pop" (urban pop) şeklinde nitelendiriyor. Christina Aguilera ve Beyonce Knowles gibi isimleri beğeniyor, ancak aynı zamanda Prince, Janet Jackson, Tina Turner, Alicia Keys, Toni Braxton gibi daha tecrübeli isimlerden de etkilendiğini ifade ediyor. En büyük hayali, Tina Turner ile tanışmak ve aynı sahneyi paylaşabilmek. Türkiye'den ise Tarkan'ı çok beğeniyor, "Onunla düet yapmak rüya gibi olurdu" diyor.

Hasselt'te pazarlama bölümünde öğrenimini sürdüren ve beş dil (Flamanca, Fransızca, Almanca, Türkçe ve İngilizce) bilen Hadise, boş zamanının büyük bölümünü müziğe ayırıyor. Söz yazıyor, beste yapıyor, kayıt stüdyolarında zaman geçiriyor ve konserlerine hazırlanıyor. Bunların yanısıra formunu korumak için jimnastik yapıyor, arkadaşları ve kardeşleriyle zaman geçirmekten hoşlanıyor.

hadise ile ilgili görsel sonucu

Kendinize belli bir çıta veya bitiş noktası koydunuz mu?
-Hayır, herhangi bir çıta koymuyorum kendime; sorun bu işte. Bir sınır yok ve nereye gideceğini bilmiyorum. O bir tünel ve tüneldeki açıklık insanı yorabiliyor. Her an tünelde karşınıza bir trafik çıkabiliyor ya da karşı şeritten, yanlış bir sürücü… Riskli bir yol ama güzel.

ÇOK FAZLA ARKADAŞIM YOK

Anı yaşamaktan hoşlanır mısınız?
-Anı yaşamak için çabalıyor ve bu konuda kendimi eğitiyorum. Bazen kafamı çok takarım, ‘şu an bu olayı değiştirebilir miyim’0 diye ama kendime “Hayır, bırak git, şu anın tadını çıkar” dediğim çok oluyor. Kendimi bu anlamda büyütmeye çalışıyorum.

Kendinizi yalnız hissediyor musunuz? 
-Yalnızlığın tadını çıkarmayı seviyorum ve bunu öğrendim. Çok geniş bir çevrem yok, çok fazla arkadaşım yok! Zaten bilerek de istemiyorum. Ben hep çevremi küçük tuttum, eskiden de böyleydi. Okul hayatımda da çok fazla arkadaşım yoktu. Bu durum beni mutlu ediyor. Çünkü etrafımdaki insanların kalitesi o kadar yüksek ki; başka bir insan aramıyorum. Ama tabii ki her insan gibi arada sırada kendimi yalnız hissedebilirim. Bir şey yapmaya çalıştığınızda, insanlar sizi anlamıyor olabilir; işte onun yalnızlığını hissedebilirim bazen.

Ä°lgili resim

İçinde bulunduğunuz camiadaki kişiler bazen sizi ağır eleştirebiliyor veya geçmişteki birtakım olaylar ile sizi karşı karşıya getirebiliyor. Bu konuda ne söylersiniz? 
-Her zaman, herkes bir şeyler söyleyecek. Herkesi tatmin edemeyiz ki… Bazı hayranlarım bile “Ben bunu çok sevemedim” ya da “Bu klibi o kadar beğenmedim” diyebiliyorlar. Bunu demek onların hakkı ve bu tip durumlara açık olmalısın. Sonuçta sanatçısın ve göz önündesin. Herkes seni sevmek zorunda değil ama herkes haddini de bilecek. Bilmeyenlere de bildiririz; bu kadar basit!

Ä°lgili resim

SÜRPRİZLERİ SEVERİM

Sizi neler mutlu eder? 
-Sürprizleri severim. Çok basit bir gül bile beni mutlu edebilir. Doğum günüm olunca, kız kardeşlerime “Sakın bana pahalı bir şey almayın” derim çünkü mutlu olmam. Mesela bu sene “Bana birkaç tane pijama lazım” dedim, bana pijama aldılar.

Paylaşmayı sever misiniz?
-Hiçbir zaman bu konularda bir şey demem. Sadece şu kadar söyleyeyim; bende Allah korkusu var. Ben vermezsem, Allah da bana vermez. Al, al, al nereye kadar? Ben kazanıyorsam, bunu paylaşırım. Paylaşmak kadar güzel bir şey yok! Yoksa hayatın bir anlamı yok! 15 tane Channel çanta ile ne yapayım ben? Ne kadar anlamsız bir durum!

SPOR YAPMAK GİBİ AŞKA DA ZAMAN AYRILABİLİR

Türkiye’deki diğer meslektaşlarınızdan ‘fazla’ olduğunuzu düşünüyor musunuz? 
-Kendimi ‘fazla’ değil ama sürekli yenilikler yaratmaya çalışan bir sanatçı olarak görüyorum. Kendisini tekrarlamayan, yeniliklerle kendisini geliştirmeye çalışan biriyim. ‘Fazla’ olmak değil de; kendi alanımda çok iyi olduğumu biliyorum. Kendi alanımda uzman olmanın peşindeyim. Herkes haddini bilmeli. Ben de haddimi bilirim. Uzmanlığın peşindeyim ama şu an orada mıyım? Hayır, daha değilim ama peşindeyim. Kendi alanımda en iyisi olmak istiyorum çünkü bu benim işim. Bu konuda iyi olamazsam, o zaman başka bir iş yaparım.

Ä°lgili resim

Aşkla ilgili neler söyleyeceksiniz peki? 
-Aşk hayatımda neler olacağını birisi bilse ve bana söylese ne güzel olurdu! Şu an hayatımda kimse yok. Yalnız şunu söyleyeyim; ‘Aşka zaman ayıramıyorum’ gibi bir düşünce tarzı yok bende. Zamanı kendiniz yaratıyorsunuz. Nasıl sabahın köründe koşu bandına çıkıyorsanız spor için; aşk için de zaman ayırırsınız.

Sırtınıza dövme olarak da yaptırdığınız ‘Non Ducor, Duco’ cümlesinin sizin için özel bir anlamı var, öyle değil mi? 
-Evet, Latince bir yazı ve şunu diyor: ‘Bana yön verilmez. Ben yön veririm.’ Bu cümle çok hoşuma gidiyor çünkü gerçekten herkes kendi hayatının yönetmeni olmalı, kimse başkasının hayatını yönetmemeli…

LÜKS ARABALARIN EVLERİN PEŞİNDE DEĞİLİM

Böyle bir şöhreti hayal ediyor muydunuz? Hayatınızda “Keşke yapmasaydım” dediğiniz şeyler var mı ? 
-Günümüzde insanlar çok basit şöhretleri elde edebiliyor. Herkes sizi bir anda tanıyabiliyor. Benim aradığım böyle bir şöhret değil! Lüks arabalar, lüks evler ya da lüks seyahatler istemiyorum. Ünlü olmak başka bir şey ama kalıcı olup halktan saygı ve sevgi görmek bambaşka. Evet, paramızı kazanıyoruz ve tadını da çıkarmak lazım, sonuçta hayata bir kere geliyoruz ama benim ‘Keşke’lerim olmaz.

Ä°lgili resim

YAŞLANMAKTAN KORKUYORUM YAŞGÜNLERİNİ HİÇ SEVMEM

Ölüm korkusu yaşıyor musunuz ya da yaşlanmaktan korkar mısınız? 
-Evet, ölüm korkusu yaşadığım anlar oluyor. Ben yaşlanmaktan da korkuyorum. Doğum günlerini hiç sevmem mesela çünkü büyümek istemiyorum.

17 YAŞIMDA OLSAYDIM…

Kaç yaşında kalmak isterdiniz? 
-17 yaşımda olmayı çok isterdim.

Neden? 
-Çünkü o zamanlar hem okuyor, hem de çalışıyordum. Derdim olmadan, güzel bir çevrede yaşıyordum. Okula gitmeyi çok seviyordum, yurtta kalıyordum. O zamanlar kafama taktığım şeyler, şu an bana o kadar komik geliyor ki… Zamanı geri çevirebilsem, o anların doyasıya tadını çıkarırdım.

YOKLUK NEDİR İYİ BİLİRİM!
-Alışveriş yaptığınızda ağırlıklı olarak ne alırsınız? 
Ayakkabı alırım çünkü benim için anısı var. Küçükken annem ve babam, bana her istediğim ayakkabıyı alamıyordu. Tabii ellerinden geldiğince bizi mutlu ettiler. Zengin değildik, fakir de değildik ama yokluk nedir iyi bilirim. O zaman şöyle demiştim kendime; “Bir gün istediğim ayakkabıyı alabileceğim. Kendi ayakkabılarımı alırsam da hiç çöpe atmayacağım.” Şu an istediğim ayakkabıyı alabiliyorum ve hiçbir ayakkabıyı atmıyorum. Atmam, kıyamam çünkü o günler gelir aklıma.

Ä°lgili resim

 

YORUM YAP
YORUMLAR